Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1531 E. 2020/3645 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1531
KARAR NO: 2020/3645
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2015/1480 E. – 2019/153 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan davalı …’ın sürücüsü, diğer davalı …’ın da maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın neden olduğu 04/01/2015 günlü trafik kazasında vekil edeninin yaralanarak tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 14.000,00-TL tutarındaki tedavi giderinin davalı SGK’dan; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla da geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı, tedavi yol masrafları ve bakıcı gideri zararına karşılık olmak üzere de 2.000,00-TL maddi tazminatın SGK dışındaki davalılardan; 40.000,00-TL manevi tazminatın da SGK ve sigorta dışındaki davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 30/05/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de yargılama sırasında davalı sigorta şirketi ile geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı bakımından sulh olduklarını, ancak bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere 1.612,50-TL yol gideri ve 4.269,41-TL bakıcı gideri zararlarının oluştuğunun belirlendiğini, dava dilekçesindeki 2.000,00-TL’lik maddi tazminata ilişkin isteğin 100,00-TL’lik kısmının iş gücü kaybı zararına, 1.500,00-TL’lik kısmını yol giderine ve 400,00-TL’lik kısmının da bakıcı gideri zararına ilişkin olduğunu açıklayarak; yol gideri ve bakıcı gideri zararı bakımından toplam istek miktarını 5.888,91-TL’ye çıkarttıklarını açıklamış ve ayrıca bilirkişi raporlarında belirlenen ve geçici ve kalıcı iş göremezlik zararlarına ilişkin bulunan 86.642,54-TL bakımından da kaza tarihinden dava tarihine kadar geçen döneme ilişkin olarak belirlenecek faizin, davalılar … ve …’den tahsiline karar verilmesini istemiş, 15/01/2019 günlü duruşma oturumunda da; sigorta şirketi ile yapılan anlaşma uyarınca, geçici ve sürekli iş göremezlik zararına ilişkin taleplerinden tüm davalılar bakımından feragat ettiklerini, tedavi gideri, yol masrafı ve bakıcı gideri zararına ilişkin talepler bakımından herhangi bir feragatleri bulunmadığını bildirmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’a aracı kullanması, vekil edeni …’ın maliki, diğer vekil edeni …’ın sürücüsü olduğu aracın 04/01/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karşıtığının doğru olduğunu, ancak kazanın meydana gelmesinde …’in hiçbir kusurunun bulunmadığını, kaza sonucunda araçtan indiğini, davacının yanına gittiğini, bir şey olup olmadığını sorduğunu, davacı belim ağrıyor dediğini, ayağa kalktığını, davaha sonra yürüyerek müvekkilinin kullandığı araca bindiğini, müvekkilinin davacıyı yakınındaki … Hastanesine götürdüğünü, yakınlarına haber verdiğini, hastanede bütün masrafların ve tedavi giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, davacı … ve ailesinin bütün istekleri yerine getirildiğini, davacı tarafın daha sonra başka doktor ve hastanelere gittiğini, oralarda tedavi gördüğünü, ilk muayene ve tedaviyi yapan uzman doktorlar davacının tamamen iyileştiğini,hiçbir sorununun kalmadığını belirttiklerini bu nedenle açılan davanın yerinde olmadığını, reddi gerektiğini ileri sürerek davaya karşı koymuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı SGK vekili cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Yargılama sırasında mahkemece, SGK’ya yönelik davanın görülmekte olan davada tefrik edildiği, tefrik edilen davanın mahkemenin 2016/216 Esasına kaydedildiği ve daha sonra 2016/187 sayılı kararla görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 04/10/2018 gün ve 2016/211 E., 2018/635 sayılı kararıyla davanın sübut bulmadığından reddine karar verildiğinin dosya kapsamından ve UYAP sorgusundan anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü …’In %75 oranında, davacı yayanın ise %25 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralanan davacının opera edildiği, 18/03/2015 tarihinden sonra 2 ay süreyle bakıcı ihtiyacı bulunduğu, maluliyetinin %45 olduğu ve iyileşme süresinin de 9 ayı bulabileceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu ve taraf beyanları doğrultusunda; “DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 1-Sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik talebi yönünden davadan FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-4.269,41 TL bakıcı ücreti, 1.612,50 TL yol ve tedavi gideri olmak üzere 5.881,91 TL’nin davalılar … ve … açısından kaza tarihi olan 04/01/2015 tarihinden diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden dava tarihi olan 29/06/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/01/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalılardan davalı … ile … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; görülmekte olan davada, SGK’ya yönelik davanın tefrik edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, SGK’nın sorumluluğu dışında kalan tedavi giderlerinden diğer davalıların sorumluluklarının devam etmekte olduğunun göz ardı edildiğini, meslekte kazanma gücü kaybı zararına ilişkin olarak … Sigorta ile sulh olunmuş ise de bilirkişi raporu ile belirlenen 86.642,50-TL tutarındaki zarar nedeniyle sigorta dışındaki diğer davalıların kaza tarihinden itibaren faiz ödemeleri gerektiği halde, bu yönde karar verilmemiş olmasının hatalı olduğu, kabul edilen maddi tazminat bakımından da vekil edeni yararına vekalet ücreti verilmemiş olmasının da isabetsiz bulunduğu ve kabule göre de hüküm altılan alınan manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkindir. Davalılar vekilinin istinaf nedenleri ise; kusurun hatalı belirlendiği, ceza yargılaması sonucu beklenmeden karar verilmiş olmasının usulsüz olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekirken yazılı biçim ve şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı , ayıca vekil edeni …’ın kaza oluşumunda hiçbir kusuru olmadığı halde sorumluluğu yoluna gidilmesinde de isabet bulunmadığı, hususlarına yöneliktir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle yargılama sırasında temin edilen07/12/2017 günlü kusur bilirkişisi raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin oluşa, dosyaya uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi ve ceza yargılaması sırasında ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden alınan 12/04/2016 günlü kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerle örtüşmesi, ayrıca davacının yol gideri ile bakıcı giderinin tespiti bakımından görüşüne başvurulan Operator Dr. … tarafından düzenlenen 05/03/2018 günlü raporun ve davacının maluliyetinin ne olduğuna ilişkin olarak ATK 3. Adli Tıp ihtisas Dairesince düzenlenen 29/09/2017 günlü raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlenen raporun da dosyaya uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında söz konusu bu 3 raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, KTK’nun 85.madde hükmü kapsamında araç malikinin, araç sürücüsünün eylemlerinden sorumlu olması nedeniyle araç malikinin sorumluluğu yoluna gidilmesinde de herhangi bir isabetsizlik olmadığına göre bu yönlere ilişen davalı taraf istinaf itirazları yerinde bulunmamaktadır. 2-Dava dilekçesindeki açıklamalarına göre dava, yaralanmaya bağlı olarak yapılan tedavi giderleri bakımından sadece SGK’ na yöneltilerek açılmış ve 14.000,00-TL tutarındaki tedavi tutarının SGK’dan tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Yargılama sırasında, SGK’na yönelik dava bakımından tefrik kararı verilmesi nedeniyle söz konusu bu davanın İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/216 Esasına kaydedildiği, bu esas üzerinden görevsizlik kararı verilerek ve bu kararın taraflarca yasa yoluna başvurulmaması sonucunda 31/03/2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine dosyanın İş Mahkemesine aktarıldığı, İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2016/211 Esasına kaydedildiği ve iş mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda da 04/10/2018 gün ve 2016/211 E., 2018/635 sayılı kararla davanın reddi cihetine gidildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece verilen tefrik kararının usulüne uygun olup olmadığı artık değerlendirilemeyeceğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı isabetsiz olup, görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmayan SGK’nun karar başlığından çıkartılması gerekmiştir. 3-Dosya kapsamından, davacı ile davalı sigorta şirketinin geçici ve kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin talep bakımından anlaştıkları ve bunun sonucunda davacı vekili tarafından 15/01/2019 günlü duruşma oturumunda açıkça geçici ve sürekli iş göremezlik alacağına ilişkin davalarından, tüm davalılar bakımından feragat edildiği bildirildiğine ve vekilin vekaletnamesinde de davadan feragat yetkisi bulunduğu anlaşıldığına göre mahkemece geçici ve sürekli iş göremezlik talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından ve feragat edilen bir taleple ilgili olarak faiz yönünden karar verilemeyeceğinden davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteği de yersiz bulunmuştur. 4-Tarafların, manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarına gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur oranları, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına ve zarar sorumluları olan davalılar aleyhine manevi tazminata hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına göre taraf vekillerinin manevi tazminata ilişkin hüküm bölümüne yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir, 5-Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf isteği değerlendirildiğinde; mahkemece davacının bakıcı gideri ile tedavi yol giderine ilişkin talepleri kabul edildiğine göre, kabule konu 5.881,91-TL üzerinden davacı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması hatalı bulunmaktadır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve istinaf konusu yapılmayan hususlar nedeniyle usuli kazanılmış hak oluşturan durumlar ile reddedilen istinaf itirazları da gözetilerek sadece yanılgılı olan hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/02/2019 gün ve 2015/1480 E. – 2019/153 K. sayılı kararına karşı davalı … ile … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (1). ve (4).bentlerde gösterilen nedenlerle REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/02/2019 gün ve 2015/1480 E. – 2019/153 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf isteğinin yukarıda (5) sayılı bentte açıklanan nedenle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (2)., (3)., ve (4). bentlerde betirtilen nedenlerle REDDİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacının manevi tazminata ilişkin istinaf isteğinin ret edilmesi nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 10,00-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılardan alınması gereken 1.767,99-TLnispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 100,44-TL’nin düşümü ile kalan 1.667,55-TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan diğer yargılama giderlerin takdiren yapan üzerinde bırakılmasına, 6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 7-İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/02/2019 gün ve 2015/1480 E. – 2019/153 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 7/1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, -Sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik talebi yönünden davadan FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, -4.269,41 TL bakıcı ücreti, 1.612,50 TL yol ve tedavi gideri olmak üzere 5.881,91 TL’nin davalılar … ve … açısından kaza tarihi olan 04/01/2015 tarihinden diğer davalı … Sigorta AŞ yönünden dava tarihi olan 29/06/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, -20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/01/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 7/2-Maddi tazminat yönünden alınması gereken karar harcı 401,79 TL harçtan başlangıçta yatırılan 191,27 TL peşin harç ve 25,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 216,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 185,52 TL harcın tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına, 7/3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 191,27 TL, 25,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 243,97 TL harcın tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 7/4-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.366,20 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına, 7/5-Davacı tarafından yapılan 286,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 568,10 TL Adli Tıp ücreti, 900,00 TL bilirkişi ücreti (2 farklı bilirkişi) olmak üzere toplam 1.754,60 TL yargılama giderinin maddi tazminat kısmına tekabül eden 228,86 TL’nin maddi tazminat talebinin kabul ve red oranları gözetilerek 224,35 TL’sinin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, manevi tazminata tekabül eden 1.525,74 TL’nin kabul ve red oranları gözetilerek kabul edilen kısma tekabül eden 762,87 TL’sinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 7/6-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7/7-Davacı yargılama sırasında vekille temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7/8-Maddi tazminatın reddedilen kısmına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulmadığı görüldüğünden davalı taraf yararına vekelat ücreti takdirine yer olmadığına, 7/9-Manevi tazminat yönünden davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, 7/10-Manevi tazminat yönünden davalılar … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine, 7/11-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine iadesine. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/11/2020