Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1519 E. 2020/3343 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1519
KARAR NO: 2020/3343
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2014/1563 E. – 2018/1351 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’nin işleteni olduğu, dava dışı … A.O adına kayıtlı bulunan ve davalı … şirketi nezdinde de kasko ve trafik sigortalı olan … plaka sayılı çekicinin asli kusurlu bir şekilde vekil edenine ait sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde meydana gelen 25/04/2011 günlü trafik kazasında davacının ağır bir biçimde yaralanarak malul kaldığını, davalı … şirketine yapılan başvuru sonucunda kendisine sadece 33.346,00-TL ödeme yapıldığını, aşçılık yaparak geçimini sağlayan davacının kaza nedeniyle 3-4 ay kadar yatağa bağlı olarak yaşamını sürdürmek zorunda kaldığını ve mesleğini icra edemez hale geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) oluşan maddi zararlarına karşılık olmak üzere 5.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 350.000,00-TL manevi tazminatın da sigorta şirketi için eğer poliçede teminat varsa, poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, diğer davalı ile birlikte kaza tarihinden işletilecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 19/10/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de iş göremezlik-işgücü kaybı zararına karşılık olarak 209.932,86-TL, bakıcı gideri zararına karşılık olarak 8.006,26-TL olmak üzere, maddi tazminata ilişkin istek miktarını 217.039,12-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; vekil edeni şirketin işleteni olduğu, … plaka sayılı aracın karıştığı 25/04/2011 günlü trafik kazasına dayanılarak talepte bulunulmuş ise de, davacı tarafın uğradığı zararın miktarının belirlenebilmesi için öncelikle kusurun ve maluliyetin varlığının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde davacı tarafın da kusurlu olduğu gözetildiğinde, talep edilen manevi tazminat miktarının da çok fazla olduğunu ileri sürerek, davaya karşı koymuştur.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların TTK , KTK ve genel şartlar gereği trafik poliçesinden kaynaklı davalarının zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davacıların müvekkiline sigortalı araç sürücüsüne ait kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, kusurun kanıtlanamaması halinde müvekkilinin sorumlu olmayacağını, davacının maluliyet oranının da Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu tarafından meslekte kazanma gücü kaybı hususunda bilimsel ve teknik olarak tespiti gerektiğini, ayrıca davacının SGK ya bağlı olup olmadığının araştırılarak kurum tarafından davacıya yapılan ödemelerin müvekkilinden talep edileceğinden mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun açıklığa kavuşması gerektiğini, davacının istemesi gereken faizin yasal faiz olduğunu, avans faizi talebinin hukuki bir kaynağı bulunmadığını, müvekkili tarafından dava açılmadan önce davacının başvurusu üzerine kusur oranına göre hesaplanan 33.346,00 TL nin ibraname karşılığında davacıya ödendiğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu nedenle müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini istediklerini açıklamıştır.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacı sürücüsünün ise kusursuz bulunduğu, kaza sonucunda davacının %35 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin 12 ay olduğu, sürekli maluliyete ilişkin zararın 209.932,88-TL, geçici iş göremez olduğu döneme ilişkin bakım gideri zararının da 8.006,26-TL bulunduğu, dava dışı Finansal Kiralama şirketi adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde uzun süreli kiralama sözleşmesi ve davalı … Tic. Ltd. Şti’nin kullanımda olması nedeniyle, davalı şirketin işleten sıfatına haiz bulunduğu, davalı … şirketinin de söz konusu kusurlu aracın trafik ve İMM sigortacısı olması nedeniyle oluşan zararda davalı işletenle birlikte sorumlu tutulması gerektiği görüşünden hareketle; ” 1-)Davacı tarafın İş görmezlik Tazminatı ve Bakıcı Gideri Tazminatı davasının KABULÜ İLE; 209.932,86.TL. İş görmezlik ve 8.006,26.TL.Bakıcı gideri Tazminatın (davalı … Şirketi açısından ZMMS Poliçesi için 08/09/2011 Tarihinden ve Kasko İhtiyari Mali Mesuliyet Poliçesi için dava tarihinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak ) diğer davalı açısından 25/04/2011 Kaza Tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine; 2-)Davacı tarafın Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 60.000 TL. Manevi Tazminatın 25/04/2011 Kaza Tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı … TİCARET LİMİTED ŞTİ. den tahsili ile davacı tarafa verilmesine; 3-)Davacı tarafın davalı … şirketi aleyhine açmış olduğu kasko ihtiyari mali mesuliyet poliçesinden kaynaklanan manevi tazminat davasının REDDİNE,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili ve davalı … Tic. Ltd. Şti vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … şirketi vekilinin istinaf nedenleri; görülmekte olan davanın, sigortalı aracı uzun süreli kiralayan diğer davalı aleyhine açıldığını ve bu davalının işleten olduğu kabul edilerek, vekil edenine sigorta şirketiyle birlikte sorumlulukları yoluna gidildiğini, her ne kadar kazaya neden olduğu ileri sürülen araç vekil edeni sigorta şirketi nezdinde trafik ve İİM sigortalı ise de, uzun süreli kiralama nedeniyle araç işletenin değiştiğini, bu durumda araç maliki sigortalının sorumluluğuna gidilemeyeceği için vekil edene sigorta şirketinin de sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla vekil edeni aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde kabul kararı verilmesinin isabetsiz olduğu, kabule göre de kusurun ve maluliyetin hatalı belirlendiğini, olayla ilgili olarak Sakarya 4. Sulh Ceza Mahkemesinde görülen ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında temin edilen kusur raporunun iki seçenekli olması nedeniyle, hükme esas alınan kusur raporuyla oluşan çelişkinin giderilmediği, farazi gelir bilgisine dayanarak, asgari ücret düzeyi üzerinde gelire göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığı, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararının SGK’nun sorumluluğuna geçtiği hususu ile KTK’nun 92.maddesindeki düzenlemeler dikkate alındığında talebin teminat dışı sayılması gerektiğinin göz ardı edildiği, talebin haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle avans faizine hükmedilmesinin de yanlış bir uygulama olduğu, ayrıca hüküm kısmında poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla sorumlulukları yoluna gidilmiş olsa dahi kararda, poliçe limitlerinin belirtilmemiş olması nedeniyle vekil edeni sigorta şirketinin yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti de dahil sorumluluk miktarının net olarak tespit edilememesinin hatalı bulunduğu hususların ilişkindir. Davalı … Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf nedenleri ise; dosya mevcut kusura ilişkin raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden, hatalı kusur raporuna itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, maluliyete ilişkin ATK’ca verilen 01/02/2017 ve 14/12/2017 günlü raporlar arasındaki açık farklılık üzerinde durulmadan 14/12/2017 günlü raporun esas alınmasının isabetsiz olduğu, bu nedenlerle verilen kararda isabet bulunmadığı ve ayrıca haksız fiilden kaynaklanan davalarda avans faizi uygulanamayacağı hususlarına yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen bedensel zarar nedeniyle açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle olayla ilgili olarak Sakarya 4. Sulh Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan ve 05/11/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılan 2011/511 Esas sayılı dosya kapsamında ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 13/08/2012 günlü raporda ikili bir değerlendirme yapılmış ise de, verilen ceza mahkemesi kararında açıkca, kazanın oluşumunda mağdur …’nun kusursuz olduğunun kabul edilmesi, ayrıca görülmekte olan dosya kapsamında ATK Trafik İhtisas Dairesinden temin edilen 26/03/2018 günlü kusura ilişkin raporda ceza dosyasındaki tüm evrak ve belirlemeler ile alınan kusur bilirkişi raporlarının değerlendirilmesive mobese görüntülerinin de incelenmesi sonucunda kazanın oluşumunda tam kusurlu olanın sigortalı araç sürücüsü … olduğu sonucuna varıldığına, esasen ceza yargılamasında ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 13/08/2012 günlü raporda mobese görüntülerinin incelenmemiş olduğu da gözetildiğinde söz konusu raporlar arasında her hangi bir çelişki olmadığı gibi varsa bile giderilmiş olduğu anlaşıldığına; maluliyete ilişkin ATK raporlarına gelince, her ne kadar 3. Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesince düzenlenen 01/02/2017 günlü raporda; olay nedeniyle davacı …’nun 7,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğine dair belirleme mevcut ise de, bu belirlemeye vaki itiraz üzerine dosya ATK’ya gönderildiğine ve üst kurum olan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca dosyadaki tedaviye ilişkin tüm belgeler ile 3. Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesince düzenlenen raporun, tekrar değerlendirilmesi sonucunda düzenlenen 14/12/2017 günlü raporda nedenleri açıklanmak suretiyle davacının esasen %35 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin de 12 aya kadar uzayabildiği sonucuna varıldığına, bu durumda ATK Genel Kurulunca düzenlenen maluliyete ilişkin raporun ve kusura ilişkin 26/03/2018 günlü raporun hükme esas alınmasında da bir yanılgı bulunmadığına; aşçılık yaparak hayatını kazandığı ileri sürülen davacının mesleği ile ilgili M.E.B. ‘ce düzenlenmiş belgelerin dosyaya ibraz edilmiş olması ve İstanbul Ticaret Odasınca gönderilen 03/12/2013 günlü yazı cevabında, ustalık belgesi bulunan aşçı olarak çalışan bir kişinin alacağı net ücretin 1.800,00-TL olduğu bildirildiğine ve davalılarca, davacının aşçı olmadığına ilişkin herhangi bir savunmaları bulunmadığına bu durumda davacının asgari ücretin 2.24 katı oranında gelir elde edebileceği varsayımıyla yapılan hesaplamanın da hükme esas alınmasında bir hata tespit edilememesine; kaza tarihi gözetildiğinde bu tarihten çok sonra yürürlüğe giren KTK’da ve ZMM sigortası Genel Şartlardaki değişikliklerin somut olayda uygulamayacağının da belirgin olmasına, ayrıca kazaya neden olan aracın ticari bir araç olduğu gözetildiğinde, avans faizine hükmedilmiş olmasında da bir yanılgı bulunmadığına göre; yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığından bu yönlere ilişen davalı taraf istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı … şirketinin işleten değişikliği nedeniyle eski işleten ile vekil edeni sigorta şirketi arasında düzenlenen poliçelere dayanılarak sorumlulukları yoluna gidilmemesi gerektiği ile, hüküm fıkrasında poliçe limitlerinin belirtilmemiş olması ve kararın yazım şekli nedeniyle davalı … şirketinin harç ve giderler ile vekalet ücreti bakımından da ne miktarda sorumlu olduklarının anlaşılamadığına yönelik istinaf itirazlarına gelince; 2918 sayılı KTK’nın 94. maddesinde; “Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden onbeş gün sonrasına kadar geçerlidir.” denilmektedir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’ndaki İşletenin Değişmesi başlıklı C.4 maddesinde de “…sözleşme süresi içinde işletenin değişmesi halinde sigorta sözleşmesi, işletenin değiştiği tarihten itibaren 10 gün süresince herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve prim ödenmeksizin yeni işleten için de geçerlidir.” hükmünü içermektedir. Açıklanan düzenlemeler gözetildiğinde; aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi nedeniyle, işleteninin değiştiği, bu nedenle de araç maliki ile davalı … arasında düzenlenen poliçelere dayanılarak, sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği sonucuna varılabilir ise de bu durumun, işleten değişikliği nedeniyle 3.kişi konumunda bulunan davacıyı bağlayabilmesi için araç malikinin işleten değişikliğine sigortacısına bildirmesi ve sigortacının da bu bildirim sonucunda sözleşmeyi feshetmesi, bu fesihten sonra da 15 günün geçmesi gerekmektedir. Somut olayda, sigorta şirketi işleten değişikliğinin kendisine bildirildiğini ve ZMM sigorta poliçesinin bu nedenle feshedildiğini ileri sürerek, belgelerini ibraz etmediğine ve dosyada mevcut 11/03/2011 düzenleme tarihli Kasko – İhtiyari Mali Mesuliyet sigorta poliçesine göre de; sigortalı olarak yapı … A.O’nun gösterilmesine karşılık, sigorta ettirenin … Tic. olduğu gözetildiğinde davalı … şirketinin oluşan zararda diğer davalıyla birlikte her iki sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğunun kabul edilmesi doğru olmuştur. Ayrıca karar yerinde poliçelerin limitlerinin açıkça belirtilmemiş olmasının da, kaza tarihi itibariyle poliçe limitlerinin ne olduğu açık olduğundan, infazda dikkate alınabilecek husus niteliğinde bulunduğundan, davalı … şirketinin bu yönlere ilişen istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı sonucuna varıldığından, hükme yönelik tüm davalı taraf istinaf itirazlarının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili ve davalı … Tic. Ltd. Şti vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca istinaf yasa yoluna başvuran davalı … ve davalı …. Tic. Ltd. Şti’den maddi tazminat bakımından alınması gereken 14.887,42-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 9.217,57-TL’nin düşümü ile kalan 5.669,85TL harcın istinaf yasa yoluna başvuran davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Karar tarihi itibariyle istinaf yasa yoluna başvuran davalı … Tic. Ltd. Şti tarafından manevi tazminat bakımından alınması gereken 4.098,60-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının adı geçen davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/09/2020