Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1491 E. 2021/1880 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1491
KARAR NO: 2021/1880
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2019
NUMARASI: 2014/1076 E. – 2019/142 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı ticari taksinin, 07/11/2013 tarihinde Basınekspres yolu üzerinde meydana gelen başka bir kazada yaralanlara yardım etmek için kendi araçlarından inen vekil edenlerine çarpması neticesinde davacılardan …’un ağır bir biçimde yaralanarak sol ayağının koptuğunu, diğer davacı …’ın da bel ve dizinden yaralandığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla( belirsiz alacak) … için 1.000,00-TL, … için 100,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca davacı … için 100.000,00-TL ve davacı … içinde 10.000,00-TL manevi tazminatın da sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 19/09/2017 günlü dilekçe ile davalı … şirketinin kendilerine poliçe limiti dahilinde ödeme yaptığını belirterek, sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiş, 20/09/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı …’un çalışma gücü kaybının 288.374,46-TL olduğunun bilirkişi raporu ile belirlendiğini bu nedenle davacı … yönünden olan maddi tazminata ilişkin istek miktarını 38.374,46-TL’ye çıkarttıklarını açıklayarak 38.374-46TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacı …’un %48 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin 6 ay bulunduğu, davacı küçük …’un yaralanmasına bağlı olarak herhangi bir maluliyet oluşmadığı, iyileşme süresinin 2 ay olduğu, ancak adı geçen bu davacının kaza tarihinde 12 yaşında olduğu ve gelir getiren bir işte çalışmaması nedeniyle maddi zarara uğramadığı benimsenmek suretiyle hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu doğrultusunda; “1-Davacılardan … yönünden 38.374,46 TL maddi tazminatın 10/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile, 35.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davalı … yönünden feragat sebebiyle davanın reddine, 3-Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine, 5.000 TL manevi tazminatın 10/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili ile bu davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından manevi tazminatına ilişkin hüküm bölümüne yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; 38 yaşında sakat kalmış ve önemli bir uzvunu yitirmiş davacı … ile böyle bir kazaya ve babasının yaralanmasına tanıklık eden, ayrıca kazada kendisi de yaralan … lehine hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu, bu yöndeki taleplerinin tamamının kabul edilmesi gerekirken, kısmen kabulünün hatalı bulunduğu, bu nedenle de ilk derece mahkemesince manevi tazminata ilişkin olarak verilen hükmün kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli ve sonuçları kusur durumu, davacı …’un yaralanmasının niteliği, uzuv kaybına uğraması, maluliyet oranı, diğer davacı küçük … yönünden ise yaralanmasına bağlı herhangi bir maluliyet oluşmamış ise de yaşı, böyle bir kazanın kendisinde bırakacağı etki, talep edilen manevi tazminatların miktarı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları değerlendirildiğinde yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre bir miktar yetersiz olduğundan, mahkemece manevi tazminata ilişkin belirlemede isabet bulunmamaktadır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinde, davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin hüküm bölümüne yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca davacılar yararına kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan hususlar nedeniyle oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle, sadece manevi tazminatın miktarına ilişkin yanılgının düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacılara İADESİNE, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan diğer yargılama giderlerinin takdiren ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2019 gün ve2014/1076 E. – 2019/142 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 5/1-Davacılardan … yönünden 38.374,46- TL maddi tazminatın 10/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile, 45.000,00- TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5/2-Davalı … yönünden feragat sebebiyle davanın reddine, 5/3-Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine, -7.500,00- TL manevi tazminatın 10/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ verilmesine, 5/4-Davacıların manevi tazminata yönelik fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, 5/5- Karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gerekli 6.207,65- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 379,50 TL harcın mahsubu kalan 5.828,15- TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5/6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince maddi tazminat yönünden 4.571,00- TL vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden ise karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 6.650,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, 5/7-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca manevi tazminat yönünden belirlenen 5.100,00- TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5/8-Davacı tarafça yatırılan 531,46 TL harç, 567,55 TL tebligat müzekkere gideri, 1.200 TL bilirkişi ücreti toplamı 2.299 TL nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 5/9-Davalılar kendilerine vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminatlara ilişkin olarak, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince belirlenen 6,650,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan; 2.500,00-TL vekalet ücretinin de davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine, 5/10- Yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021