Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1481 E. 2021/2000 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1481
KARAR NO: 2021/2000
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2015/71 Esas – 2018/947 Karar
DAVA TÜRÜ: Rücuan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenlerinin miras bırakanı …’in sürücüsü bulunduğu ve davalı … nezdinde de ZMM sigortalı olan … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında hasara uğrayan … plaka sayılı karşı araç maliki … ile vekil edenleri arasında İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan yargılama sonucunda verilen 26/06/2014 gün ve 2012/357 E., 2017/235 K.sayılı ilamın icraya konulması sonucunda 3.kişi hak sahibine 14/10/2014 tarihinde 16.964,00-TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, oysa karşı araçta oluşan zararların giderilmesinde davalı … nezdinde düzenlenen poliçe gereğince davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, bu amaçla davalı … şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla yapılan ödemeye karşılık olmak üzere şimdilik 1.000,00-TL’nin 14/10/2014 tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 24/01/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 8.114,43-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; vekil edeni sigorta şirketinin davacılar ile 3.kişi hak sahibi … arasında görülen davada, sadece ihbar edilen olarak yer aldığını, dolayısıyla taraf sıfatı bulunmayan sigortacıya karşı böyle bir dava sonucunda verilen karara dayanılarak dava açılamayacağı, bu nedenle görülmekte olan davada kusur durumunun ve tazminatın kapsamının yeniden usulüne uygun şekilde belirlenmesi ile birlikte talep konusunun ZMM sigorta poliçesinin teminatı kapsamında olup olmadığının da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, zira vekil edeni sigorta şirketinin sadece değer kaybı zararından sorumlu olduğunu, kazanç kaybı ve artan prim bedellerinden sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur, Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2012/357 E., 2014/535 K.sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; davalı … nezdinde ZMM sigortalı olan … plaka sayılı aracın, davacıların miras bırakanı …’in sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazasında, kazaya karışan ve … isimli şahsa ait olan … plaka sayılı aracın hasarlanarak değer kaybına uğradığı, … tarafından davacılar aleyhine İstanbul Anadolu 6. Asliye hukuk Mahkemesinde açılarak sonuçlandırılan dava neticesinde …’e ait araçta 6.838,00-TL değer kaybı oluştuğu, ayrıca …’in artan primler nedeniyle 555,25-TL ve kazanç kaybı nedeniyle de 3.791,00-TL maddi zarara uğradığı, söz konusu kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %70 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesince temin edilen kusur ve hasara ilişkin bilirkişi raporlarının yeterli ve geçerli nitelikte raporlar olduğundan, görülmekte olan davada usul ekonomisi gözetildiğinde, bu hususlar bakımından yeniden rapor alınmasının gerekmediği, ancak davalı … şirketinin poliçe kapsamında gerçek zararlardan sorumlu olması nedeniyle sadece değer kaybı zararı ile artan prim zararından sorumluluğu yoluna gidileceği benimsenmek ve davalı sigortacının sorumluluk miktarının ne olacağına ilişkin dosya kapsamından temin edilen aktüer bilirkişi raporundan da yararlanılmak suretiyle; “… 6.838,00 TL değer kaybı, 555.25 TL artan prim zararı toplamı olan 7.393,25 TL’nin % 70 kusur oranına göre hesaplanan 5.175.27 TL’ye, karar tarihi olan 26/06/2014 tarihinden takip tarihi olan 08/08/2014 tarihi arasındaki 43 günlük yasal faiz uygulanmak suretiyle davacının bu miktar için 54,87 TL yasal faiz isteyebileceği, söz konusu tazminat kalemleri için hesaplanan feriler toplamının ise 1.261,00 TL (feriler için ödenen toplam 1.907,60 TL’nin % 70’ine karşılık gelen) olduğu bu tutar için de davacıların yine aynı yöntemle hesaplanan 13,37 TL yasal faizi isteyebileceği değerlendirilerek davanın kısmen kabulü ile 6.504,51 TL’nin 14/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilerek; “Davanın kısmen kabulü ile 6.504,51-TL (6.436,27-TL asıl alacak, 68,24-TL işlemiş faiz)’nin 14/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; vekil edeninin usulüne uygun şekilde taraf sıfatı almadığı bir davada temin edilen bilirkişi raporları ile belirlenen değer kaybı, kazanç kaybı ve prim farkı zararlarına ilişkin tespitlerinin kadri maruf olup olmadığı yönünde görülmekte olan davada, yeni bir bilirkişi marifetiyle belirlenme yapılmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir. Dava, … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda, … plaka sayılı araçta oluşan değer kaybı, kazanç kaybı ve artan prim zararı nedeniyle … plaka sayılı araç sürücüsü …’in mirasçıları sıfatı ile … plaka sayılı araç maliki …’e ilam gereğince ödenmek zorunda kalınan tazminat bedelinin … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısından rücuan tahsili isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediği gibi, her ne kadar davalı … şirketinin taraf sıfatını almadığı bir davanın yargılaması sırasında temin edilen bilirkişi raporları ile belirlenen hususların görülmekte olan davanın davalısını bağlar bir niteliği kural olarak bulunmamakta ise de davacılar ile dava dışı hak sahibi … arasında görülen önceki davada hükme esas alınan ve makina mühendisi … tarafından düzenlendiği anlaşılan araç değer kaybı, kazanç kaybı ve artan prim zararına ilişkin 17/03/2014 günlü bilirkişi raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında görülmekte olan dava bakımından da yeterli ve geçerli bir rapor niteliğinde olması nedeniyle, yeniden bir rapor alınmasının gerekmemesine, ayrıca çarpılan bir araçta mutlaka bir değer kaybı olacağının da açık bulunmasına ve zaten davalı … şirketinin kazanç kaybı zararından da sorumlu tutulmadığının anlaşılmış olması karşısında, mahkemece yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasında, istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre bir yanılgı bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 554,29-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 140,00-TL’nin düşümü ile kalan 414,29-TL’ harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021