Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1393 E. 2019/1260 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1393
KARAR NO : 2019/1260
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/01/2017
NUMARASI : 2017/285 D.İş- 2017/285 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/06/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizce verilen kararın temyiz edilmesi sonucu Yargıtay 17. Hukuk Daireisince bozulması üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davacı adına kayıtlı olan ve davalı şirket nezdinde kasko sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 13/01/2016 günü … Mah. … Cad. Üzerinde park halinde iken çalındığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun 27/02/2016 tarihli cevabi yazı ile reddedildiğini, oysa vekil edeninin zararının poliçe kapsamında giderilmesi gerektiğini belirterek; fazlaya ilişin haklar saklı kalmak kaydıyla 40.000-TL tazminatın başvuru tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 26/12/2016 günlü ıslah dilekçesi ile de; istek miktarını poliçedeki ” Yeni değer Teminatı nedeniyle 291.999,60-TL’ye çıkarttıklarını bu miktarın davalı sigorta şirketine başvurulduğu tarihten itibaren işletilecek faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini açıklamıştır. Davalı sigorta vekili cevabında; uyuşmazlık konusu poliçeden de anlaşılacağı üzere, araçta … Bankası lehine dain-mürtein kaydı bulunduğunu, bu nedenle davacının husumet ehliyetinin olmadığını, zararın poliçe teminatı dışında olduğunu, meydana gelen çalınma olayının aracın ikinci yedek anahtarı ile gerçekleştirildiğini, aracın çalınması halinde araç içinde araç asıl anahtarının yada yedek anahtarının bırakılmış olması halinin poliçe gereğince teminat dışı hal olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince; davacının sigortalı bulunan aracın çalınmasından sonra, araç anahtarı ile yedek anahtarı teslim ettiği; ancak söz konusu aracın torpido dolabı içinde bulunan 2. yedek anahtarını teslim edemediğini, bu durumun aracın ikinci yedek anahtar ile çalındığına karine teşkil edeceğini, karinenin aksini ispatının da iddia edene yani davacıya ait olacağını, bunun da kanıtlanamadığını, sonuç itibariyle anahtarla çalınan araç nedeniyle oluşan zararın poliçe teminatı dışı kaldığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetine itirazı üzerine itiraz hakem heyetince; çalınan aracın rayiç değerinin 200.000-TL olduğu, Türk Ticaret Kanunun 1409. Maddesinin 2. Fıkrasındaki düzenlemeye göre; sözleşmede ön görülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispat yükünün sigortacıya ait bulunduğunu, ayrınca Sigortacılık Kanunu 11/4 maddesine göre de; Sigorta sözleşmelerinde kapsam dışı bırakılmış risklerin açıkça poliçede belirtilmesi gerektiğini, poliçede ,ikinci yedek anahtar şartı bulunmadığı gibi aracın bu ikinci yedek anahtarla çalındığına dair dosyada bilgi ve belge olmadığı görüşünden hareketle rizikonun teminat kapsamında kaldığı, davacı hasar tazminatı bakımından poliçede verilen teminatın “Yeni değer Teminatı” olduğunu ileri sürmekte ise de söz konusu poliçede böyle bir belirleme olmadığına, dolayısıyla sigorta şirketinin aracın piyasa değerinin bedeli ile sorumlu olduğunu belirterek davanın kısmen kabulü ile 200.000,00-TL sigorta tazminatının talep doğrultusunda 20/04/2016 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, bakiye talebin reddine karar verilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davalı sigorta vekili tarafından süresi içerisinde, davacı vekili tarafından ise cevap süresi içerisinde ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Dairemizin 02/11/2017 tarih ve 2017/511 E., 2017/779 K. sayılı kararı ile; davalı … A. Ş. vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf isteklerinin esastan reddine, davacı … vekilinin İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf itirazının kısmen kabul ve kısmen reddi ile,istinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, 200.000,00-TL sigorta tazminatının 27/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … verilmesine; fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı vekillerince temyiz yoluna başvrulması sonucu Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarih ve 2018/3356 E., 2018/12591 K. sayılı ilamı ile; “1-Dava; taraflar arasında düzenlenen ve hırsızlık teminatını içeren sigorta poliçesine dayalı olarak aracın çalınması nedeniyle sigorta tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.6 “Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı bölümde; “Araca, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararlar sigorta teminatının dışındadır.” denilmiştir. Taraflar arasında akdedilen 23/04/2015 tarihli kasko sigortası poliçesinin 4.11 nolu maddesinde; “Araç anahtarının ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarların teminat kapsamında olduğu düzenlenmiştir. Bununla birlikte poliçede araç anahtarının araç üzerinde bırakılması, kapısı camı kapalı kapalı da olsa asıl ve yedek anahtarın araç içerisinde bulunması sonucunda aracın çalınması teminat kapsamı dışında bırakılmıştır.Somut olayda, davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede rizikonun gerçekleştiği 13/01/2016 günü davaya konu aracın park halinde iken camları kırılmak suretiyle çalındığını beyan ederek tazminat talebinde bulunmuş, Sigorta Hakem Heyetince aracın teknik özelliklerine ilişkin bilgilendirme yükümlülüğünün aracı satan bayiye ait olduğu, başvuranın para çantası ve adaptörünün torpido gözü açıldığında görülebileceğinden; anahtardan haberdar olmadığını ileri süremeyeceği, bu nedenle Kasko Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları uyarınca asıl veya yedek anahtarla aracın çalınmasının teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir.Dava konusu aracın torpido gözünde bulunan 2. yedek anahtarla çalındığı tarafların kabulündedir. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.4.11 maddesinde “araç anahtarlarının ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarlar” ile A.4.12 maddesinde “ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda kaybolan ve çalınan anahtarlar dolayısıyla aracın kilit mekanizmasının değiştirilmesi nedeniyle uğranılan zararlar” ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek zararlardan olduğu belirtilmesine rağmen dosyaya ek teminat kapsamına alındığına dair sözleşme ibraz edilmemiştir. Bununla birlikte, aracın torpido gözünde 2. bir yedek anahtar bulunduğu hususunda davacının bilgilendirilmesi davalı Sigorta Şirketinin yükümlülüğünde olmadığı gibi, davacının torpido gözünde yedek anahtar bulunduğunu bilmediği savunmasının eldeki uyuşmazlıkta kabul edilemeyeceği de açıktır. Tüm bu hususlar gözetilerek tarafları bağlayıcı poliçe özel şartı gereği hırsızlık olayının teminat kapsamında olmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş HMK’nin 371. md. hükmü uyarınca kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozma sevk edilmiş; bozma kararı sonrasında Dairemizce duruşma açılmasına karar verilmiş, taraf vekilleri adına meşruhatlı duruşma davetiyesi gönderilmiştir. Davalı … A. Ş. vekili, usulüne uygun davetiyeye rağmen duruşmaya katılmamıştır. Davacı vekili ise; Dairemizce 18/06/2019 tarihinde yapılan duruşmaya katılarak Yargıtay bozma ilamına karşı direnilmesini istediklerini belirtmiştir. Yargıtay bozma ilamı, Dairemizin bozmaya konu kararı ve davacı vekilinin direnme kararı verilmesi yönündeki beyan ve istemi doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda;Dava; taraflar arasında düzenlenen ve hırsızlık teminatını içeren sigorta poliçesine dayalı olarak aracın çalınması nedeniyle sigorta tazminatının tahsili istemine ilişkin olup; taraflar arasındaki temel uyuşmazlık çalınan aracın nasıl çalındığı ve bu çalınma sırasında araçta bulunduğu ileri sürülen ikinci yedek anahtarın kullanılıp kullanılmadığı ve eğer kullanılmış ise bu durumda aracın çalınması sonucu gerçekleşen rizikonun teminat kapsamında olup olmadığına ilişkindir.1-Dosya arasında bulunan poliçeye göre; araç anahtarının araç üzerinde bırakılması, aracın kapısı ve/veya camı kapalı olsa dahi asıl/veya yedek anahtarın araç içerisinde bulunması sonucunda aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu meydana gelebilecek ziya, çalınma ve zararların teminat kapsamı dışında olduğu belirtilmiştir. Somut olayda; Yargıtay ilamında belirtildiğinin aksine aracın nasıl çalındığı belli değildir. Kaldı ki; aracın asıl ve 1. yedek anahtarı da davacıda olup, dosyaya sunulmuş bulunmaktadır. Dava konusu sigortalı aracın içindeki 2. yedek anahtarı ile çalındığı kabul edilse dahi; aracın marka ve modeli dikkate alındığında ikinci yedek anahtar içeren bir araç olduğu ve bu ikinci yedek anahtarın aracın torpido gözünde bulunduğu anlaşılmakta ise de;Aracın torpido gözünde bulunduğu belirtilen 2. yedek anahtar, bilinen şekilde bir yedek anahtar olmayıp, aracın torpido gözü duvarına gizlenmiş bir aparatın içinde yer almaktadır. Böyle bir yedek anahtara sahip aracı sigortalayan sigorta şirketinin poliçede ikinci yedek anahtar ile ilgili bir düzenleme getirmemesi, diğer bir ifade ile; yedek anahtar kavramına 2.yedek anahtarın da dahil olduğu konusunda sigortalıya bir bilgilendirmede bulunmaması nedeniyle; tüketici konumundaki sigortalının kendiliğinden 2.yedek anahtarın da yedek anahtar kavramına dahil olduğunu bilmesi hayatın doğal akışı gözetildiğinde kendisinden beklenemeyeceğinden; aksine bu şekilde pek çok aracı sigortalayan ve sektöre davacıya nazaran hakim durumda olan sigortacının durumu bilmesi gerektiğinden; davalı sigorta şirketinin, Sigortacılık Kanunu 11/4 maddesi uyarınca, sigorta sözleşmelerinde kapsam dışı bırakılmış risklerin açıkça poliçede belirtilmesi gerektiğine ilişkin yükümlülüğü yerine getirmediği kabul edilmelidir. Bu durumda araç 2.yedek anahtarla çalınmış olsa dahi, meydana gelen rizikonun sigorta teminatı kapsamında olduğu hususunda duraksamamak gerektiği sonucuna varılmış olmakla; bozma ilamındaki “meydana gelen rizikonun sigorta poliçesinin teminatı kapsamında bulunmadığı bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiği” yolundaki belirleme ve değerlendirmeye katılınmayarak önceki hükümde direnilmesine karar verilmiş olduğundan, davalı sigorta şirketinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazının reddi gerekmiş ve yukarıda açıklanan husus dışında kalan, Dairemizin diğer belirlemeleri hakkında herhangi bir bozma sevk edilmediği için aşağıdaki biçimde aynen tekrarı ile yetinilmiştir.2- Poliçeye göre; araç üzerinde dain mürtein kaydı bulunmakta ise de; bu kaydın, rehin hakkı sahibi … Bankasının 26/01/2017 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere kalktığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişen istinaf itirazı da yersiz olmaktadır.3-Davacı tarafın istinaf itirazlarına gelince; söz konusu poliçede araç sigorta bedeli olarak “Araç hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına alınmıştır” şeklinde düzenlemeye yer verilmiş olup, yeni değer teminatı kadar bir teminat içerdiğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Aracın rayiç değerinin 200.000,00- TL olduğu yolundaki bilirkişi raporuna taraflarca itirazda bulunulmadığına göre; itiraz hakem heyetinin sigorta bedelinin 200.000,00-TL olduğuna ilişkin değerlendirmesi doğru olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen itirazlarınında haklılık bulunmamaktadır. 4- Davacı vekili sigorta tahkim komisyonuna verdiği dava dilekçesinde; başvuru tarihinden itibaren ticari faiz talebinde bulunmuş ancak bu başvurunun hangi başvuru olduğu hususunda net açıklamada bulunmamıştır. Islah dilekçesinde ise; açıkça sigorta şirketine başvuru tarihi esas alınarak faize hükmedilmesini istemiş ve bu şekilde dava dilekçesindeki başvuru tarihi ibaresindeki amacın sigorta şirketine başvuru tarihi olduğuna açıklık getirmiştir. Davalı sigorta şirketi 27/02/2016 günlü cevapla talebin karşılanmayacağını bildirdiğine göre; bu tarih esas alınarak faize hükmedilmesi gerekirken tahkim komisyonuna başvuru tarihinin esas alınması hatalı ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ret edilen istinaf itirazları gözetilerek düzeltilmek suretiyle hüküm kurulması gerekmiştir. (HMK.m.353/1-b/2).Belirtilen nedenlerle Dairemizin 02/11/2017 tarih ve 2017/511 E., 2017/779 K. Sayılı kararında direnilmesine karar verildiğinden, aşağıdaki biçimde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dairemizin 02/11/2017 tarih ve 2017/511 Esas, 2017/779 Karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE,1/1- Davacı vekili istinaf aşamasında Dairemizce yapılan duruşmada kendini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT gereğince belirlenen 1.362,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2-Davalı …A. Ş. vekilinin 27/12/2016 gün ve 2016/İ.3066-2016/İHK.3295 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf isteklerinin ESASTAN REDDİNE, 2/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 154.30-TL başvurma harcından alınması gereken 85.70-TL başvurma harcının düşümü ile kalan 68,60-TL başvurma harcı ile fazladan alınan 31,40-TL maktu harç ve 3.384,10-TL nispi harcın istek halinde davalı … A.Ş’ne İADESİNE2/2- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,3- Davacı … vekilinin 27/12/2016 gün ve 2016/İ.3066-2016/İHK.3295 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf itirazının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,3/1- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 154,30-TL başvurma harcı ile 31,40 TL maktu harcın istek halinde davacı … İADESİNE, 3/2- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 27/12/2016 gün ve 2016/İ.3066 – 2016/İHK-3295 sayılı kararının KALDIRILMASINA,4/1- Davanın KISMEN KABULÜ ile 200.000,00-TL sigorta tazminatının 27/02/2016 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … verilmesine; fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,4/2- Davacı tarafından yapılan 600,00-TL’si başvuru ücreti, 600,00-TL itiraz başvuru ücreti, 85,70-TL istinaf başvuru ücreti, 500,00-TL’si bilirkişi ücreti ve 3780,00-TL’si ıslah harcı olmak üzere toplam 5.565,70-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alındığında takdiren 4.320,70-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin ise davacı başvuran üzerinde bırakılmasına, 4/3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri dikkate alındığında, davada vekille temsil edildiği anlaşılan davacı yararına takdir edilen 17.950,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı … verilmesine, 4/4- 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/17 maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri dikkate alındığında reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 10.109,92-TL avukatlık ücretinin 1/5’i olan 2.021,984-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, 4/5- Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK.361.maddesi gereğince tarafların kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/06/2019