Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1305 E. 2021/693 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/1305
KARAR NO : 2021/693
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI : 2014/2120 E. – 2018/1086 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili ; 05/12/2012 tarihinde davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tam kusurlu bir şekilde müvekkilinin kullandığı araca çarptığını, müvekkilinin ömür boyu malul kalacak şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin Mali Müşavir alarak bir şirkette çalıştığını, … plakalı aracın ruhsat bilgilerinde … A.Ş olarak göründüğünü, aracın uzun süreli olarak … Tuzla Organize Sanayi Şubesi olarak kiralandığı ve dolayısıyla aracın işleteni olarak sorumluluğun … T A.Ş.’ne ait olduğunu, davalı … Sigorta … plakalı aracın trafik sigortası ile sigortaladığını, davalı … A.Ş ‘nin ise aynı aracı kasko sigortası ile sigortaladığını, … sigortadan talebin trafik sigorta poliçe limitleri dahilinde olduğunu, … Sigorta’dan talebin ise kasko sigorta poliçesinin ihtiyari mali mesuliyeti dahilinde olduğunu beyan ile müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek sürekli ve geçici İş göremezlik Maddi Tazminatı 5.000,00 TL ile 250.000,00 TL manevi tazminatın, davalı sigorta şirketleri için dava tarihinden poliçe kapsamı ve limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Bilahare 12.06.2018 tarihli dilekçesiyle geçici iş göremezlik tazminatı talebi 21.427,02 TL’ye yükseltilmiştir. Davalı … A.Ş. vekili; 05/12/2012 tarihinde maluliyetle sonuçlanan yaralamalı trafik kazasına karıştığı belirtilen … plakalı aracın 16/07/2012 başlangıç tarihli ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesinin …Tic A Ş. adına ve şahıs başına 225.000,00 TL, azami sorumluluk hadleri ile şirketlerince düzenlendiğini, davacının şirketlerine yönelttiği manevi tazminat talepleri trafik poliçesi teminatı kapsamına dahil olmadığından, şirketlerine yöneltilen manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, dava haksız fiil esasına dayandığından ve davacı ile şirketleri arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından davacı vekilinin avans faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, şirketlerinin dava konusu talepten sorumlu tutulması halinde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini beyan ile davanın reddini istemiştir. Davalı … A.Ş. vekili; Kazaya karışan … sevk ve idaresindeki … plakalı araç müvekkili … A, Ş, nezdinde Kasko Filo Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin Kosko Filo Poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti (Maddi Bedeni Kaza Başma-Manevi Tazminat Dahil 750.000,00 TL.) ile sınırlı olduğunu, davacı vekilinin müvekkili şirketten sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istediğini, ancak işbu taleplerin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğunu, davacı vekilinin talep etmiş olduğu manevi tazminat miktarının afaki olduğunu, davacı tarafın ticari faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu beyan ile aleyhe açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili; davacı tarafın tazminat taleplerinin haksız ve çok fahiş olduğunu, davanın reddi gerektiğini, müvekkili banka aleyhine açılan işbu davayı kesinlikle kabul etmediklerini, işbu davada maddi ve manevi tazminat şartlan oluşmadığını, davacının belirtmiş olduğu söz konusu masraf ve zararlardan müvekkil Bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının herhangi bir kazanç kaybı, çalışma gücünün yitirilmesinden doğan bir kayıp yaşamadığının da anlaşıldığını, bu nedenle tazminat talep edebilmek için yasa gereği aranan şartların oluşmadığının açık olduğunu, davacının manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığını, davacı tarafın manevi zarar isteminin oldukça fahiş olduğunu beyan ile müvekkili Banka aleyhine açılan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası nedeni ile davacıda meydana geldiği iddia olunan maluliyet nedeniyle davalılardan maddi ve manevi tazminat istemine yönelik davadır. İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları, adli tıp raporu ve denetlenebilir bilirkişi raporu içeriğine göre, 05/12/2012 tarihinde davalı sürücü … kullanımındaki … plakalı araç ile seyahat halinde iken davacı sürücü … kullanımındaki … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı , bu kazada davacı … ‘ün 2918 Sayılı KTK nun ve bağlı yönetmelik çerçevesinde kazanın meydana gelmesini engelleyecek bir önlemi bulunmadığından kusursuz kabul edildiği , davalı sürücü … ‘in %100 kusurlu bulunduğu kabul edilmiştir. Davalının kullandığı araç uzun süreli kiralayan olarak diğer davalı … A.Ş. kullanımında olup bu kabule göre uzun süreli kullanımdan dolayı davalının araç maliki gibi sorumlu bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun 01/11/2017 tarih ve 23483 sayılı raporuna göre davacının kazadan dolayı yaralanmasında kalıcı maluliyet saptanmadığı, iyileşmesinin ise olay tarihinden itibaren 9 aya kadar süreceği mütalaa edilmiş, hesap bilirkişisi belirlenen maluliyet oranı ve kusura göre davacının iş göremezlik tazminatını 21.427,02 TL olarak hesaplamıştır. Davalı … yönünden açılan davanın davalının kasko sigortacısı olduğu,talep edilen iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminatın davalı sigorta kapsamında bulunmadığı değerlendirildiğinden bu davalı yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, Manevi tazminat yönünden; açılan davanın kısmen kabulü ile, kazanın oluşu, tarafların kusur oranı, dosyaya yansıyan SED araştırmaları ile tıbbi ve adli raporlara göre ve TMK’nun 4. maddesi gereğince hakkaniyet ilkesi ile birlikte değerlendirildiğinde 25.000,00 TL manevi tazminatın … ve … den kaza tarihi olan 05/12/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir” gerekçesiyle “1-Maddi tazminat yönünden; a) Davacının sürekli işgöremezlik yönünden açtığı davanın REDDİNE, b) Geçici iş göremezlik yönünden açılan davada, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile birlikte değerlendirildiğinde; davanın davalılar … AŞ ve … AŞ yönünden KABULÜ ile, 21.427,02 TL iş göremezlik tazminatının … Aş için dava tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihi olan 05/12/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c)Davalı … yönünden açılan davanın REDDİNE, ” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Hükmedilen manevi tazminatın az olduğuna yöneliktir.Davalı … vekilinin istinaf nedenleri: Maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığına ve hükmedilen tazminatların fahiş bulunduğuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf neden ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede:ava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Davaya konu kazanın, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan ve davalı … AŞ’nin işleteni bulunduğu ve diğer davalı sigorta şirketlerine ZMM ve Kasko sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı aracın 05/12/2012 tarihinde çarpışması ile meydana geldiği; kazada davalı sürücü … ‘in yaralandığı anlaşılmaktadır.Davalı tarafa ait … plakalı araç davadışı … A.Ş adına kayıtlı ise de aracın uzun süreli olarak … Tuzla Organize Sanayi Şubesine kiralandığı ve bu şekilde adı geçen bu davalının işleten olduğu; Yine davalı tarafa ait aracın kaza tarihinde geçerli olan ZMM sigortası ile davalı … Şirketine, Kasko sigortası ile de diğer davalı … şirketi adına kayıtlı bulunduğu ve kasko sigorta poliçesinde manevi tazminata ilişkin bir teminat bulunmadığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının meydana gelen trafik kazası sonucunda Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun 01/11/2017 tarih ve 23483 sayılı raporu kapsamında kazadan dolayı yaralanmasında kalıcı maluliyeti bulunmadığı, iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 9 ay olduğu; yine dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporundan kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 oranında kusurlu bulunduğu, davacının ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır.Davacının yaralanmasına ilişkin olay trafik kazası olup, haksız fiil niteliğindedir. Davacı haksız fiil neticesinde maluliyet oluşturmayacak şekilde yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun haksız fiillere ilişkin 49 vd. maddelerine göre bir haksız fiil sonucu bedensel zarara uğrayan oluşan maddi ve manevi zararlarını kusuru bulunan kişi veya kişilerden isteyebileceği gibi, 2918 sayılı KTK’nun 85. maddesine göre araç işleteninden ve KTK’nun 91. maddesine göre de işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacıdan isteyebilir.1-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik dönemine ilişkin ATK tarafından belirlenen 9 ay iyileşme süresi dikkate alınmak ve SGK bildirgelerindeki aylık kazanç ortalaması alınmak suretiyle aylık kazancı 3.444,44 TL olarak kabulü ile geçici iş göremezlik tazminatı hesabı yapılmıştır. Mali müşavir olan davacının aylık kazancının bu şekilde belirlenmiş olmasında ve bu şekilde belirlenen kazancının da geçici iş göremezlik tazminatı hesabında dikkate alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davacının kusursuzluğu nedeniyle herhangi bir indirime gidilmemiş olmasında da herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin maddi tazminat koşullarının oluşmadığına ve maddi tazminatın fahiş bulunduğuna yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı yaralanması nedeniyle 250.000,00 TL manevi tazminat istemiş; mahkemece 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.Yukarıda belirtildiği gibi, kaza tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun haksız fiillere ilişkin 49 vd. maddelerine göre bir haksız fiil sonucu bedensel zarara uğrayan, bu nedenle oluşan manevi zararlarını kusuru bulunan kişi veya kişilerden isteyebileceği gibi, 2918 sayılı KTK’nun 85. maddesine göre araç işleteninden de isteyebilir. Araç işletenin sorumluluğu tehlike sorumluluğu olup, araç sürücüsünün kusuru ile sınırlıdır. Kazada davacı 9 ay iyileşme süresini gerektirecek şekilde yaralandığına göre manevi tazminat isteme hakkını haizdir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacının yaralanma şekli ve niteliği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen 25.000,00 TL manevi tazminat miktarı yerindedir. Bu nedenle davacı vekili ile davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle konusunda uzman kişiler tarafından düzenlendiği anlaşılan bilirkişi raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya, oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, manevi tazminatın yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek belirlenmiş bulunmasına, mahkemenin usul ve yasaya uygun kararı ve gerekçesi ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK m. 353/1-b/1 uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilkderece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili ile davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.172, 00TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 793,00 TL’nin düşümü ile kalan 2.379,00 TL istinaf karar ve ilam harcının davalı … alınarak Hazine’ye gelir KAYDINA,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde BIRAKILMASINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, maddi tazminat yönünden HMK m.362/1-a uyarınca kesin; manevi tazminat yönünden ise HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/04/2021