Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1262 E. 2019/895 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1262
KARAR NO : 2019/895
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2017
NUMARASI : 2016/214 E., 2017/204 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; 12/02/2011 tarihinde … sevk ve idaresindeki motosikletin seyir halindeyken devrilmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, kazada araçta yolcu olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre olayda sürücünün tam kusurlu olduğunu, olayla ilgili olarak Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/69 Esas sayılı dosyası üzerinden alınan Adli Tıp Kurumu Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporuna göre müvekkilinin çalışma gücünü %100 oranında kaybettiğini, kaza nedeniyle meslekte çalışma gücü kaybı tazminatı ödenmesi istemli olarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1078 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, kazaya sebebiyet veren motosikletin kaza tarihinde geçerli bir trafik sigortasının bulunmadığını, yönetmelik hükümleri gereğince, davalının müvekkilinin zararından hukuken sorumlu olduğunu, müvekkilinin hastanedeki tedavilerinin tamamlanmasının ardından bakımına evde devam edildiğini ve bunun hayat boyu sürecek nitelikte olduğunu, bu sebeple bakıcı tazminatının, müvekkilinin yaşam süresiyle hesaplanması gerektiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, bakıcı tazminatı hesabının yaptırılarak davalı yönünden olay tarihindeki sigorta limiti çerçevesinde olmak kaydıyla şimdilik 500,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafa ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, KTK 111. maddesi gereğince talebin zamanaşımına uğramış oluğunu, kazada davacının müterafik kusuru bulunduğunu, hatır taşımasının söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacıya dava konusu kaza sebebi ile Güvence Hesabı tarafından ödeme yapıldığı, davacının ödeme yapıldıktan sonra Güvence Hesabını ibra ettiği, ibraname tarihi olan 25/01/2012 ve 31/01/2012 tarihinden sonra 2918 sayılı kanun uyarınca ön görülen hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Güvence Hesabı tarafından daha evvel yapılan ödemenin kalıcı maluliyet tazminatına ilişkin olduğu, ibranamelerin de bu tazminat kalemine ilişkin olduğu, eldeki davanın bakıcı gideri tazminatı talebine yönelik olduğu, KTK 111. maddesinde öngörülen sürenin açılan davada söz konusu olmadığı, tedavi, bakım ve bakıcı giderinin, maluliyet tazminatı teminatı haricinde bir teminat olduğu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine Dairemizin 17/01/2019 tarih ve 2017/1412 E., 2019/95 K. Sayılı kararı ile; Nusaybin Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23/11/2011 tarih ve 2011/400 E., 2011/358 K. sayılı kararı ile davacının kısıtlanmasına, kendisine babası … vasi olarak atanmasına karar verildiği, ancak kısıtlama kararı ile husume izin kararının dosya arasında bulumadığı, bu husustaki eksikliklerin giderilmesi gerektiğinden bahisle dosyasının Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, davacı vekilince Nusaybin Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 13/03/2013 tarih ve 2011/400 E., 2011/358 K. Sayılı vesayetin kaldırılmasına ilişkin ek kararı dosyaya sunulmuş ve bu şekilde taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yerine getirilmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle bakıcı gideri tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. Dosya arasında bulunan 25/01/2012 ve 31/01/2012 tarihli ibranameler incelendiğinde, ibranamelerin maluliyet tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davadan önce İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1078 E. Sayılı dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda da davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan ödemelerin maluliyet tazminatına ilişkin olduğu kabul edilerek, belirlenen tazminattan mahsup edilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2003 tarihli ZMMS genel şartlarına göre sakatlanma ve ölüm teminatı ile sağık giderleri teminatı ayrı teminat klozları olup, bakıcı gideri talebi sağlık giderleri teminatı kapsamında kalmaktadır. İbranameler bakıcı giderini kapsamadığından KTK 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin dava konusu olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Bu itibarla Mahkemece davanın esasına girilerek yargılama yapılması gerekirken davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılması amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, istinaf talebine konu İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2017 tarih ve 2016/214 E., 2017/204 K. sayılı KARARIN KALDIRILMASINA,2- Dosyanın, kaldırma gerekçesi uyarınca işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,4- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/05/2019