Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1253 E. 2021/1746 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1253
KARAR NO: 2021/1746
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2018
NUMARASI: 2016/791 Esas – 2018/1497 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili 29/08/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan … A.Ş.’nin maliki ve …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkillerin murisi olduğu …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile 19/05/2015 tarihinde çarpışması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, davalılardan sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünun asli kusurlu, müvekkillerin murisi …’ın sürücü olduğu … plakalı aracın ise tali kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili … için 59.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 70.000-TL, davacı … için 20.000-TL, davacı … için 50.000-TL, davacı … için 50.000-TL olmak üzere toplam 190.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … A.Ş. ile sürücü …’dan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek şartı ile davacının avans faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, müvekkili şirketin dava konusu talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde dava tarihinden önce başvuru yapılmamış olması sebebiyle temerrüt oluşmadığından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek, davanın esas ve usul yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan aracın vekil eden şirkete ait olduğunu, ancak anılan aracın … A.Ş.ile akdedilen 12.10.2012 tarihli otomobil kiralama sözleşmesi ile 36 aylığına bu şirkete kiralandığını, dolayısıyla iddia edilen kazada aracın kullanıcısının bu şirket olduğunu belirterek, müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; -Davanın maddi tazminat yönünden; kısmen kabul ve kısmen reddine, -Davalı … A.Ş. Yönünden reddine, -Davalılar … ve … Sigorta A.Ş. yönünden kabulü ile 68.637,25TL maddi tazminatın davalılar … ve … Sigorta A.Ş. ‘den müşterek ve müteselsil olarak alınarak davacı …’a verilmesine, 59.000,00TL maddi tazminatın dava tarihinden, 9.637,25TL tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil tahsili ile davacı …’a ödenmesine, -Davanın manevi tazminat yönünden;kısmen kabul ve kısmen reddine, -Davalı … A.Ş. Yönünden reddine, -Davalı … yönünden kısmen kabul ve kısmen reddine, manevi tazminatın olayın oluş şekli tarafların kusur oranları, olay nedeniyle yaşanan elem keder hak ve nesafet gözetilerek takdiren; Davacı … için 15.000TL, davacı …, … ve … yönünden 5.000’er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, verilen karar davalı … Sigorta A.Ş tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri; davacı yan kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmediği, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda destek geliri paylaştırılırken pay dağılımının hatalı yapıldığı, bilirkişi hesap raporunda müteveffanın muhtemel evlenme yaşının 28 olduğu kabulü ile hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğu, raporda müvekkili şirket sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen %75 kusura ve bu kusur oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamaya itiraz edilmiş olup kusur durumunun belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu, ehliyetsiz araç kullanma dava konusu kazanın meydana gelmesine sebep olabilecek bir husus olup tarafların kusur durumunun tespiti sırasında önem arz eden ve dikkate alınması gereken bir durumun dikkate alınmamasının hatalı olduğu, bu haliyle istinaf incelemesine konu edilen kararın eksik inceleme neticesinde kurulduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan … A.Ş.’nin maliki ve …ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın davacıların murisi …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile 19/05/2015 tarihinde çarpışması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiği, davalılardan sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, anlaşılmıştır. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Somut olayda; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurulmamış ise de; mahkemece davacı vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için süre verilmiş, davacı vekili tarafından sigorta şirketine başvuruda bulunulmasına rağmen cevap verilmemesi üzerine bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına ilişkin deliller toplanıp değerlendirilerek karar verilmesi doğru olduğundan, davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-)İstinaf eden davalıdan alınması gereken 4.688,62-TL harçtan peşin yatırılan 1.684,50-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 3.004,12-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-)Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerilerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a madesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.