Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1240 E. 2021/1747 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1240
KARAR NO: 2021/1747
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2016/1007 Esas- 2018/1036 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 17/09/2015 günü … Sigorta A.Ş’ye sigortalı … Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı aracın ters istikametten gelerek müvekkiline çarpması üzerine müvekkili …’ın ağır şekilde yaralandığını, bu kazanın müvekkilinin malüliyetine, iş gücü kaybına sebep olduğunu, kazançtan yoksun kaldığını, müvekkilinin evli ve aile babası olduğunu, eşinin yardımına ihtiyaç duyduğunu, bu süreçte eşinin de ciddi bir üzüntü ve keder içerisinde olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkili için bu aşamada 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıların tümünden müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 40.000,00 TL, müvekkili … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikten davalı … Ltd. Şti. ve sürücü …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı …’ün davacı ile birlikte hastaneye gittiğini, davacının ayakta tedavi gördüğünü, malüliyetin tespiti için adli tıptan rapor alınması gerektiğini, malüliyet söz konusu olmaması halinde manevi tazminat talep etmenin kötü niyet ile yarar sağlamak ve bu yolla sebepsiz zenginleşme sağlamaktan öteye gitmeyeceğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek üzere tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, maddi kayıpları olması halinde davalı sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunmaları gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın teminat altına alındığını, davacıların sakatlıktan dolayı herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp alınmadığının araştırılarak, yapılmış olması halinde sakatlık tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, sakatlık tazminat hesabının hazine müsteşarlığınca kabul gören aktüer uzmanı tarafından yaptırılması gerektiğini, davacının gelirinde SGK kayıtları, vergi kayıtlarının esas alınması gerektiğini, son yasal düzenlemeler çerçevesinde sağlık hizmet bedellerinin sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacak olup sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığını, davacının davadan önce başvurusu bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; -Maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, -Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacı … için 8.000,00 TL’nin manevi tazminatın, davacı … için 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Ltd .Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … Ltd. Şti vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; Manevi tazminatın düşük olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; Davacı …’ın hiçbir kalıcı hasarı bulunmadığı ve tamamen iyileştiği, hükmedilen manevi tazminatın hakkaniyete aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. …. Ltd. Şti vekilinin istinaf sebepleri; Hükmedilen manevi tazminatın hakkaniyete aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 17/09/2015 tarihinde davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki bisiklete çarpması sonucu davacı …’ın yaralandığı ve elde ki davayı açtığı, anlaşılmıştır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir. TBK’nun 56/2. maddesinde, ağır bedensel zarara uğrayan kişinin yakınlarının uğradıkları zararlar düzenlenmiştir. Bu gibi kimselerin, yakınlarına duygusal bağları açısından, bir yakının bedensel bütünlüğünün ihlalinde, doğrudan doğruya kendi kişilik hakkı açısından saldırıya uğradığı ve bu nedenle manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir. Bir kimsenin cismani zarara maruz kalması durumunda onun (ana, baba, eşler, kardeş, nişanlı gibi) yakınlarından birinin aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa, onlar da manevi tazminat talep edebilirler. Çünkü bu durumda onların zararları ile haksız eylem arasında illiyet bağı vardır ve zararlarının niteliği itibariyle onların da ihlal edilen normun (56. maddenin) koruma alanı içinde bulunduklarının ve hukuka aykırılık bağının gerçekleştiğinin ve manevi tazminat talep edebileceklerinin kabulü gerekir. Somut olayda, dosya kapsamında bulunan raporlara göre; davacı …’ın geçirdiği kaza sonucunda iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 45 (kırkbeş) güne kadar uzayabilecek ve bu zaman zarfında kişinin %100 oranında geçici iş göremezlik ve başkasının bakımına muhtaç olma durumu söz konusu olacak şekilde yaralandığı, bu surette başka birinin bakımına muhtaç olduğu anlaşılmaktadır. Davacı eş … olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nun 56/2. maddesi uyarınca eşinin yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davaya konu olayın eş …’ta, eşinin bakımını yapması da göz önüne alındığında manevi zarar doğuracağı açıktır. Bu nedenle davacı eş yararına manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi taktir edilen manevi tazminat miktarı hakkaniyete uygun ve yerindedir. Davacı … yönünden yapılan incelemede, dava konusu olayda kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacı yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece davacı … ile ilgili takdir edilen manevi tazminat miktarı yerinde, davacı … için takdir edilen manevi tazminat miktarı azdır. Neticede; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen raporda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde davacı … yönünden BK.nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, davacı … yönünden takdir edilen manevi tazminatın az olmasına göre, davalı … vekili ve davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacı … yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2018 tarih ve 2016/1007 E., 2018/1036 K. sayılı kararına karşı davalı … vekili ve davalı … Ltd. Şti vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1/b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, (a)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, istinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılması gereken 819,72-TL harçtan peşin olarak yatırılan 205,00-TL düşümü ile bakiye 614,72-TL nispi karar ve ilam harcının istinaf eden davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, (b)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, (c)İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2018 tarih ve 2016/1007 E., 2018/1036 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, (a)Maddi tazminat davasının REDDİNE, manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, (b)Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacı … için 15.000,00 TL’nin manevi tazminat namı davacı … için 4.000,00-TL manevi tazminat namı ile kaza tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, (c)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.297,89-TL harçtan peşin olarak yatırılan 819,72-TL harcın düşümü ile bakiye 478,17-TL harcın davalılar … ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, (d)Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 558 TL, Adli Tıp Kurumu(Kusur) fatura bedeli 200 TL, Adli Tıp Kurumu(Maluliyet) fatura bedeli 514,5 TL, Üniversite(Maluliyet) fatura bedeli 1473 TL olmak üzere toplam 2.745,5 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 646 TL yargılama masrafına, 819,72 TL harç eklenerek sonuç olarak 1.465,72 TL’nin davalı … Ltd.Şti ve …’ten alınarak davacıya verilmesine, (e)Davacının davalı sigorta şirketi yönünden yapmış olduğu yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına, (f)Manevi tazminat davası yönünden davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180 TL avukatlık ücretinin davalı … Ltd. Şti ve …’ten alınarak davacılara verilmesine, (g)Maddi tazminat davası yönünden davalılar … Ltd.Şti ve … Sigorta A.Ş yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 1000 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş’ye verilmesine, (h)Manevi tazminat davası yönünden davalı … Ltd.Şti yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2180 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.Şti’ye verilmesine, 3-)Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/11/2021