Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1223 E. 2019/864 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1223
KARAR NO : 2019/864
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/07/2017
NUMARASI : 2017/3356 D.İş-2017/3357 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı olan … plaka sayılı aracın, …. plaka sayılı otomobille çarpışması sonucunda, 17.06.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan vekil edeninin yaralanarak %30 oranında malul kaldığını, söz konusu kaza ile ilgili olarak Sigorta Komisyonuna daha önce dava açıldığını, 2016/E.19357 esasa kaydedilen dava sonucunda davalı … şirketi nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu ve maluliyetinin de %30 bulunduğu kabul edilerek toplam zarar miktarının belirlendiğini, önceki dava sırasında belirlenen bakiye tazminat miktarının ödenmesi için sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 240.000,00-TL tazminatının 07.03.2016 temerrüt tarihinden işletilecek ticari faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde 20.12.2012 – 20.12.2013 tarihleri arasını kapsar şekilde zorunlu trafik sigortalı bulunduğunu, bu nedenle sorumluluğun kaza tarihi olan 17.06.2013 tarihi itibarıyla poliçe teminatı limiti olan 250.000,00-TL ve sigortalı araç sürücüsünü kusuru ile sınırlı bulunduğunu, ne varki kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün olayın meydana gelmesinde kusurlu olmaması nedeniyle sorumlulukları yoluna gidilemeyeceğini, bu nedenle daha önce taraflar arasında görülen Sigorta Tahkim Komisyonunun 21/10/2016 tarih 2016/19357-2016/29656 sayılı kararına itiraz ettiklerini, yeniden sorumlulukları yoluna gidilecekleri olursa da davacının davasını kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davalı … şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda 17/06/2013 tarihinde meydana gelen kazada davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının daha önce açmış olduğu tahkim davasında kazaya karışan araç sürücülerinin %50 oranında eşit kusurlu oldukları ve maluliyetin de %30 olarak belirlendiği, ödenmesi gereken tazminat tutarının da 331.252,00-TL olarak saptandığı ancak hakem heyetince taleple bağlı kalınarak 10.000,00-TL tazminata hükmedildiği, davalı … şirketinin bu karara karşı İtiraz Hakem Heyeti nezdinde yaptığı itirazın ise reddedildiği bu durumda yeniden hesaplama ve değerlendirilme yapılmasının gerekmediği, poliçe limitinin 250.000,00-TL olduğu gözetildiğinde, bakiye tazminat miktarının yapılan ödeme düşüldüğünde 240.000,00-TL olduğu görüşünden hareketle 240.000,00-TL’nin 21.11.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı … şirketi vekilinin bu karara karşı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazda bulunması üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; davalının kusura ilişkin iddialarının göz ardı edilmesi sonucunda verilen kararın hatalı olduğu, itiraz üzerine alınan 12.06.2017 günlü bilirkişi heyet raporundan da anlaşılacağı üzere … plaka sayılı sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusursuz bulunduğunun belirlendiği, bu durumda davalı … şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceği kısmi davanın şeklen kesinleşmesi sağlanarak bu davadaki belirlemelerin kesin delil olarak ileri sürülmesini, hukuk kurallarının himaye etmeyeceği gerekçesiyle Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararının kaldırılmasına ve başvurunun reddine karar verilmiştir.İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; taraflar arasında daha önce görülen tahkim yargılamasında davacının talep edebileceği tazminat miktarının ne olduğunun belirlendiği, kusur oranları ile malûliyet oranının tespit edildiği, bu belirlemelerin davalıyı bağlayacağı halde, usulü kazanılmış haklarının gözardı edilmesinin sonucunda davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu hususuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; dava trafik kazası sonucunda oluşan bakiye maluliyet zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Dosya kapsamından davacının görülmekte olan davayı açmadan önce aynı nedenlere dayanarak fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL maluliyet tazminatı istemli olarak davalı … şirketi aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde kısmi dava açtığı, bu dava sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, kazanın oluşumunda davalı … şirketi nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün ve kazaya karışan diğer araç sürücüsünün eşit kusurlu bulunduklarının anlaşıldığı, kaza sonucunda yaralanan davacının maluliyet oranının da %30 bulunduğu kabul edilerek ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verildiği, bu karara karşı davalı … şirketinin kusurun hatalı belirlendiğine dayanarak yaptığı itiraz üzerine; İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine ve hükmedilen miktarın 5684 sayılı kanunun30/12 hükmü uyarınca 40.000,00-TL’nin altında olması itibariyle kesin olarak karar verildiği,anlaşılmıştır. Taraflar arasında tahkim komisyonunda görülen önceki dava kısmi dava olup. kısmi davada verilen hüküm, sadece kısmi dava konusu yapılan alacak için kesin hüküm ifade eder. Alacağın, kalan kısmı için açılan ve görülmekte olan ek davanın konusunu oluşturan alacak için ise kesin hüküm oluşturmaz. Ancak şartları varsa kesin delil olarak değerlendirilebilir. Kısmi davada alacağın bir kısmı dava konusu yapıldığı için hakem heyetince, bilirkişi raporu hüküm altına alınan miktarı haklı gösteriyor ise, tarafların bu konudaki bilirkişi itirazları üzerinde durulmadan kısmi davayı karara bağlamış olabilir. (Yargıtay 17.HD’nin 2013/5693 esas-2014/7588 karar sayılı emsal içtihadı) Somut olayda, taraflar arasında görülen kısmi davada, davalı taraf bu dosya kapsamında bulunan kusur bilirkişi raporuna itiraz etmiş olup, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporu ile belirlenen diğer hususların, kararın kesin olarak verilmesi nedeniyle tüm yargısal denetim yollarından da geçmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, kısmi davada temin edilen ve sigorta eksperi tek bilirkişi tarafından düzenlendiği anlaşılan kusur bilirkişi raporu, takdiri delil niteliğinde olup ek davada karar verecek makamı bağlamaz. Görülmekte olan ek davada … Fak.Öğretim Üyeleri arasında seçilen, konusunda uzman olan bilirkişiler tarafından düzenlenen olaya uygun, denetime imkan veren gerekçeler içeren 12/06/2017 günlü heyet raporunda, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu belirtildiğine göre, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen davanın reddine ilişkin kararında ve gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 30/06/2017gün ve 2017/İ.1598-2017/İHK.2315 sayılı kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.353/1-b/1 madde gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı … şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere; oy birliğiyle karar verildi.09/05/2019.