Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1155 E. 2021/859 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1155
KARAR NO : 2021/859
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI : 2014/863 E. – 2018/911 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili ; davacılar … ve …’ nın oğlu, davacı …’ ın ise kardeşi olan muteveffa …’nın, davalılar … ile … alkollü olarak kullandıkları araçlar ile 03/12/2012 tarihinde E-5 karayolu üzerinde yaptıkları kazada öldüğünü, kazanın davalı … hakimiyetinde olan … plakalı aracın muteveffanın da içinde bulunduğu … plakalı araca çarpması ile meydana geldiğini, davalı … kullandığı aracın sahibinin davalı … Ltd. Şti, davalı …’ in kullandığı aracın sahibinin de davalı … olduğunu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı … şirketi tarafından KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalandığını belirterek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydı ile davacı anne için 10.000TL, davacı baba için 10.000TL ve davacı kardeş için 10.000TL maddi tazminat ile davacı baba için 30.000TL, davacı anne için 30.000TL ve davacı kardeş için 10.000TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 26/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden raporda belirtilen bedelden sigorta tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle dava konusunu 56.862,37 TL’ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili; müvekkilinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olup, 27.306,80 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin poliçeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğinden temerrüdünün oluşmadığını, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Davalı … Ltd. Şti. vekili; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkiline ait olduğunu, tatil günü işyerinin önüne park edilerek anahtarının kilitli çekmeceye konulduğunu, davalı … müvekkili şirkette satış elemanı olarak çalışmakta olup, ehliyeti olmadığından kamyoneti kullanma yetkisi ve imkanı olmadığını, kaza tarihinde … müvekkili şirket yetkililerinin izni ve onayı olmaksızın anahtarı gizlice çekmeceden alarak kullandığını, ceza dosyasındaki ifadesinde de belirtildiğinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumlu olunsa dahi hatır taşıması olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, SGK ya da sigorta şirketi tarafından ödenen bedel varsa mahsubunun gerektiğini, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı … vekili; müteveffanın … plakalı araçta can güvenliğini hiçe sayarak kamyonet kasasında trafik kurallarına aykırı ve sürücünün alkollü olduğunu bilerek seyahat etmesi nedeniyle kusurlu olduğunu, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Davalılar … cevap vermemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. 03/12/2012 tarihinde davalı … Ltd. Şti.’nin maliki olduğu ve davalı … sürücüsü olduğu … plaka sayılı kamyonetin kasasında yolculuk yapmakta iken davalı … maliki olduğu, davalı … sürücüsü ve … Sigortanın ZMSS ile sigortalı bulunan … plakalı aracın çarpması nedeniyle davacıların murisleri olan … hayatını kaybettiği, müteveffanın murislerinin davalı sigorta şirketine yapmış oldukları başvuru nedeniyle açılan … sayılı hasar dosyasında 02/01/2013 tarihinde … vekili … 27.306,80 TL ödeme yapıldığı, mahkememiz tarafından aldırılan 21/01/2016 tarihli raporda; davalı sürücü … %75, davalı sürücü … %15, davacıların murisi müteveffa yolcu … kasada yolculuk etmek suretiyle gerekli dikkat ve özeni göstermemesi dikkate alınarak %10 kusurlu olduğunun bildirildiği, 12/09/2018 tarihli raporda; sigorta tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek indirilmesi sonucu … için 5.154,71 TL, … için 6.271,21 TL tazminat tutarının belirlendiği ve alınan bilirkişi raporunun yeterli teknik incelemeyi içerdiği anlaşılmakla mahkememizce de hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, davacıların murisi … yolculuk yapmış olduğu, … plakalı araç sürücüsü olan … alkollü olduğu ve muris tarafından alkollü olan sürücünün aracına bilerek binildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla müteveffanın meydana gelen kazada müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilmekle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış, her ne kadar aracın kasasında seyahat etmesi nedeniyle de indirim yapılması talep edilmiş ise de, aldırılan kusur raporunda bu husus dikkate alınarak müteveffaya %10 kusur verildiğinden bu husus tekrardan müterafik kusur oranına yansıtılmamıştır. Müteveffa … , davalı … kullanmış olduğu araçta hatır yolcusu olarak taşındığı anlaşıldığından hatır taşınmacısı olan … lehine %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmış, hatır taşıması indiriminden yalnızca hatır taşıması yapan yararlanabileceğinden diğer davalıların bu husustaki indirim talepleri yerinde görülmemiş, davacı … kaza tarihindeki yaşı dikkate alındığında murisin destek olduğu hususu ispatlanamadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olayın oluş şekli, kusur oranı ve manevi tazminatın zenginleşme veya fakirleşme aracı olamayacağına ilişkin temel ilkeler göz önünde bulundurulmak suretiyle” gerekçesiyle “Davanın kısmen kabulü ile, Davacı anne … için 6.271,21 TL, baba …. için 5.154,71TL olmak üzere toplam 11.425,92 TL olarak takdir edilen destekten yoksun kalma tazminatına takdiren uygulanan %20’lik müterafik kusur indirimi sonrası hesaplanan 9.140,73 TL tazminatın (iç ilişkide davalı hatır taşıyıcısı … lehine yapılan %20 hatır taşıması indirimi nedeniyle kusur durumuna göre 1.371,11 TL ‘sinden sorumlu olmak kaydıyla ) kaza tarihi olan 03/12/2012 tarihinden (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle ve temerrüt kabul edilen 02/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle sorumlu olmak kaydıyla ) itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve … verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, Davacı … maddi tazminat talebinin reddine, Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile … için 15.000,00 TL , … için 15.000,00 TL, … için 7.000,00 TL olarak takdir edilen manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Ltd. Şti, …, … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … ve davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacılar vekilinin istinaf nedenleri : Müteveffanın kazancının düşük hesaplandığına, kardeşine yaptığı maddi desteğin göz ardı edilmesi neticesinde hatalı hüküm kurulduğuna, %20 müterafik kusur indirimi yapılmasının anlaşılır olmadığına, hükmedilen manevi tazminatların düşük bulunduğuna ve vekalet ücretlerinin hatalı belirlendiğine yöneliktir.Davalı … vekilinin istinaf nedenleri : Kazanın oluşmasında ve davacıların murislerinin hayatını kaybetmesinde herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığına yöneliktir.Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf nedenleri : Aracın izinsiz alınması nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığına, sorumlulukları bulunsa bile kusur sorumluluğu olduğuna, hatır taşıması indiriminin hatalı hesaplandığına yöneliktir.İstinaf edenlerin sıfatı ile istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede:Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.Dava konusu kazanın, davalı … Ltd. Şti.’nin maliki ve davalı … sürücüsü olduğu … plaka sayılı araç ile davalı … maliki olduğu, davalı … sürücüsü ve … Sigortanın ZMSS ile sigortalı bulunan … plakalı aracın 03/12/2012 tarihinde çarpması ile oluştuğu; kazada … plakalı kamyonetin kasasında yolculuk yapmakta olan davacıların murisleri olan … hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır.1- Mahkemece hükme esas alınan 21/01/2016 tarihli raporda “Davalı sürücü …. %75 oranında, davalı sürücü … ise %15 oranında ve davacıların murisi müteveffa yolcu … kasada yolculuk etmek suretiyle gerekli dikkat ve özeni göstermemesi dikkate alınarak %10 kusurlu olduğu” bildirilmiştir.Ceza yargılamasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 24/06/2014 tarihli raporda “Davalı sürücü … asli kusurlu, davalı sürücü … ise alt derecede tali ve davacıların murisi müteveffa yolcu … kasada yolculuk etmek suretiyle gerekli dikkat ve özeni göstermemesi dikkate alınarak tali kusurlu olduğu” belirtilmiştir.Her iki rapor asli- tali kusur yönünden uyumlu ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıların ölen desteği yolcu … kasada yolculuk etmek suretiyle gerekli dikkat ve özeni göstermemesi dikkate alınarak kusur izafe edildiği gözetildiğinde; kusur olarak kabul edilen eylemin kazanın oluşumuna etkisi bulunmadığı, ancak zararın artmasına neden olan bir eylem olabileceği ve ancak mütefarik kusur olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Dolayısı ile kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in asli kusurlu, davalı sürücü … ise alt derecede tali kusurlu olduğu dikkate alındığında, davalı sürücülerin %75 ve % 25 oranında kusurlu bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece de davalı sürücü … %75 oranında kusurlu olduğu kabul edildiğinden, davalıların bu yöne yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.2- Davalı … Ltd. Şti , … plaka sayılı aracın işleteni olup, araç sürücüsü … ise kendi çalışanıdır. İşleten bu davalı, aracın izinsiz alındığını ve sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürmüştür. 2918 sayılı KTK’nun 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Diğer taraftan, çalınan veya gasbedilen araçlarda sorumluluğu düzenleyen KTK 107.maddesi ”Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse isleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmis olduğunu bilen veya gereken özen gösterildigi takdirde ögrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kisilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir.” hükmü bulunmaktadır.Eldeki davada davalı işleten kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın izinsiz alınmasında kusurlu olmadığını ispat etmiş değildir. Dolayısı ile araç işletenin izni dışında alınmış olsa bile kendi çalışanı tarafından alınıp kullanıldığına ve işleten de kusursuz olduğunu ispat edemediğine göre, sorumluluğu söz konusudur. Bu nedenle işleten … Ltd. Şti. vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.3- Mahkemece hükme esas alınan aktüarya bilirkişi raporunda, davacıların ölen desteğinin kaza tarihindeki kazancı asgari ücret kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacıların desteğinin kaza tarihinden önce aylık kazancının asgari ücretten fazla bulunduğu ispat edilemediğinden, kazancının asgari ücret kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöne ilişen davacılar vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.4- Mahkemece hükme esas alınan aktüarya bilirkişi raporunda, destek süresinin hesabında PMF 1931 tablosu esas alınmış olup, kaza tarihi itibariyle bu tablonun esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamakta ise de davalı sürücülerin kusur oranları toplamı %90 olarak kabul edilerek, bu oranda tazminat hesabı yapılmış; ölen desteğe verilen %10 kusur oranı dikkate alınarak bu oranda kusur indirimi uygulanmıştır. Az yukarıda açıklandığı üzere davacıların desteğinin kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun kabul edilmesi mümkün olmadığından, davacıların desteğine verilen kusur oranıyla tazminat hesaplanması hatalı bulunmaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerindedir.5- Destek, Hukuk sistemimizde bir başkasının geçimini sağlayan veya ileride sağlayacak olan kişidir. Destek tazminatı isteyebilmek için; ölenin kanuni ve akdi bakım yükümlülüğünün bulunması veya fiilen veya düzenli olarak bakması veya ileride bakması kuvvetle muhtemel olması yeterlidir. Desteğin kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişiler de desteğin sağlığında herhangi bir yardım görmeseler bile tazminat talep edebilirler. Ölenin ölüm tarihine kadar bakma mükellefiyetini yerine getirmemiş olması destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmesine engel değildir. Diğer yandan destek tazminatı miras ilişkisinden doğmaz.Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre; Destekten yoksun kalınacak sürenin, çocuklar için yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü gerekmektedir. Kız çocukları yönünden 22 yaşını geçmiş olmakla birlikte henüz evlenmemiş ise ve bir işi ve kazancı da yoksa, ailenin ekonomik ve sosyal düzeyine göre evlenmesi olası yaşa kadar olan süre belirlenip, tazminat hesabında bu süre dikkate alınmalıdır.Eldeki davada ölenin kardeşi davacı …ı 13/01/1993 doğumlu olup kaza tarihi olan 03/12/2012 tarihinde 19 yaşındadır. Davacı …, yüksek öğrenim yaptığı iddia ve ispat edilmediğine göre, bu davacı yönünden destekten yoksunluk tazminatı talebinin ret edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.6-Mahkemece sonuç tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi uygulanmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 87/1. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda BK. 43-44. (TBK.51-52) maddeleri uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması öngörülmektedir.Hatır taşıması indirimi, bizzat hatır için taşınan kişinin ölmesi veya yaralanmasına ilişkin zararlar hakkında uygulanır. Kanun koyucu, indirim imkânını hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşetmiştir. İşleten yönünden hatır taşıması indirim imkanından doğal olarak onun halefi konumundaki diğer müteselsil sorumlu Sigorta Şirketi de yararlanacaktır.Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, kaza çift taraflı trafik kazası olup,ölen desteğin hatır için taşındığı anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklandığı üzere Kanun koyucu, indirim imkânını hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşetmiştir. Doğal olarak onun halefi konumundaki diğer müteselsil sorumlu işletenin kendi Sigorta Şirketi de yararlanacaktır.Kazaya karışan diğer araç işleteni ve sürücüsü yönünden hatır taşıma indirimi uygulanması hukuken mümkün değildir. Oysa mahkemece %20 hatır taşıması indirimi davalı hatır taşıyıcısı sürücü … lehine yapılmış, bu sürücünün işleteni olan …Ltd. Şti. bu indirimden yararlandırılmamıştır. Bu nedenle … Ltd. Şti.vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmüştür.7-Mahkemece ” Aktüer bilirkişi tarafından hesap edilen toplam 11.425,92 TL tazminata davacıların murisi … yolculuk yapmış olduğu, … plakalı araç sürücüsü olan … alkollü olduğu ve muris tarafından alkollü olan sürücünün aracına bilerek binildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla müteveffanın meydana gelen kazada müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilmekle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış, her ne kadar aracın kasasında seyahat etmesi nedeniyle de indirim yapılması talep edilmiş ise de, aldırılan kusur raporunda bu husus dikkate alınarak müteveffaya %10 kusur verildiğinden bu husus tekrardan müterafik kusur oranına yansıtılmamıştır.” gerekçesiyle %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılmıştır. Mahkemenin bu uygulaması ile murisin alkollü olan sürücünün aracına bilerek bindiği ve aracın kasasında seyahat etmesi nedeniyle yaptığı mütefarik kusur oranı indirim tutarı % 20’nin üzerinde olmuştur. Yerleşik uygulamaya göre bu oranın da %20 oranında olması gerekmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmüştür. 8-Davacı anne ve baba için 30.000’er TL ve davacı kardeş için 10.000TL manevi tazminat talep edilmiş olup, mahkemece davacı anne ve baba yararına 15.000,00 TL ‘er TL, davacı kardeş için 7.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, kazada ölenle davacıların olan yakınlıkları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarları bir miktar azdır. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.9-Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.Hal böyle olunca, davacı vekili ile davalı … Ltd. Şti.vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen reddine, kısmen kabulüne, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine işlem ve değerlendirme yapılması için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili ile davalı … Ltd Şti vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, istinaf talebine konu Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2018 tarih ve 2014/863 E., 2018/911 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Davalı … vekilinin istinaf taleplerinin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL ile 743,57-TL maktu ve nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-… tarafından yatırılan 787,97-TL maktu karar ve ilam harcının iadesine, 6-… Ltd Şti tarafından yatırılan 787,97-TL maktu karar ve ilam harcının iadesine, 7- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 8-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.27/05/2021