Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1116 E. 2021/790 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/1116
KARAR NO : 2021/790
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI: 2016/260 2018/440
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili;müvekkillerinin babası olan … 18/07/2015 tarihinde trafik kazasında vefat ettiğini, müvekkillerinin müteveffa babalarının yasal mirasçıları olduğunu, müteveffa ile davacıların aynı adreste ikamet ettiklerini, müteveffanın ailesine baktığını, davalı … müteveffanın ölümüne sebep olduğunu, … plakalı aracın davalı … adına olup, davalı … A.Ş. tarafından ZMM ile sigortalandığını beyanla şimdilik 5.000TL maddi tazminatın ve 60.000TL manevi tazminatın davalılardan tahsilin karar verilmesiniistemiştir. Davalı … A.Ş. Vekili; sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu ve sigorta tazminatının ZMMS sigortası genel şartalırını A.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, bu genel şartların yürürlülük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanabileceğini beyanla müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebbiyet vermediğinden masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Tazminata konu olay tarihi 18/07/2015 olup, kaza tarihi itibariyle davacı … 31, davacı … ise 22 yaşında olup destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerinden maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, manevi tazminatı isteminde bulunmuş olup, olayın oluş şekli, tarafların kusur durumu, sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddi ile davacıların her biri için 6.500TL olmak üzere toplam 13.000TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 18/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, 2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddi ile davacıların her biri için 6.500TL olmak üzere toplam 13.000TL manevi tazminatın davalı…’dan olay tarihi olan 18/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesi tarafından adli yardım taleplerinin kabul edilmesi nedeniyle harç yatırılmamıştır.Davacılar vekilinin istinaf nedenleri: Destekten yoksunluk tazminatı şartları oluştuğu halde taleplerinin reddine karar verilmiş olmasına ve manevi tazminat taleplerinin de tamamen kabul edilmesi gerektiğine yöneliktir.İstinaf edenlerin sıfatı ile istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede:1-Destek, Hukuk sistemimizde bir başkasının geçimini sağlayan veya ileride sağlayacak olan kişidir. Destek tazminatı isteyebilmek için; ölenin kanuni ve akdi bakım yükümlülüğünün bulunması veya fiilen veya düzenli olarak bakması veya ileride bakması kuvvetle muhtemel olması yeterlidir. Desteğin kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişiler de desteğin sağlığında herhangi bir yardım görmeseler bile tazminat talep edebilirler. Ölenin ölüm tarihine kadar bakma mükellefiyetini yerine getirmemiş olması destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmesine engel değildir. Diğer yandan destek tazminatı miras ilişkisinden doğmaz.Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre; Destekten yoksun kalınacak sürenin, çocuklar için yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü gerekmektedir. Kız çocukları yönünden 22 yaşını geçmiş olmakla birlikte henüz evlenmemiş ise ve bir işi ve kazancı da yoksa, ailenin ekonomik ve sosyal düzeyine göre evlenmesi olası yaşa kadar olan süre belirlenip, tazminat hesabında bu süre dikkate alınmalıdır.Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, destek tazminatı isteyen davacılardan davacı … 21/07/1993 doğum tarihli olup, 18/07/2015 kaza tarihi itibariyle davacı … 22 yaşını henüz tamamladığı, davacı … ise 08/11/1984 doğumlu olup 31 yaşını doldurduğu ve her ikisinin de bekar oldukları anlaşılmaktadır. Davacı … erkek çocuk olup kaza tarihinde 31 yaşında olduğundan, destek tazminatı talebinin reddi kararı doğru ve davacı … vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde değildir. Ancak, davacı … öğrenci olduğu iddia edilmemiş ise de bekar olduğu ve müteveffa babası ile aynı evde yaşadığı ve onun desteğinden yararlandığı ileri sürülmüştür. Bu durumda az yukarıda açıklandığı gibi, davacı … ölen desteğinin desteğini kaybedip kaybetmediği, bir işi ve kazancı bulunup bulunmadığı, evlenip evlenmediği belirlenerek ve ailenin ekonomik ve sosyal düzeyine göre evlenmesi olası yaşa kadar olan sürenin belirlenip, bu süreye göre tazminat hesabı yapılması gerekirken kız çocuk … 22 yaşını tamamladığından bahisle destek tazminatının reddine karar verilmiş olması hatalı ve HMK m.353/1-a/6’daki hali oluşturacağından, davacı … vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmüştür.2- Davacılar davada ayrıca manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Davaya konu trafik kazasında babalarını kaybeden davacıların ölüm nedeniyle manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, kazada ölenle davacıların olan yakınlıkları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen 6.500,00’er TL manevi tazminat miktarı azdır. Bu nedenle davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının da kabulü gerekmiştir. Hal böyle olunca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK m. 353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine göre işlem ve değerlendirilme yapılarak yei bir karar verilmesi için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın kaldırılma gerekçesine göre işlem ve değerlendirme ve yargılama yapılarak karar verilmek üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/04/2021