Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1095 E. 2019/863 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1095
KARAR NO : 2019/863
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2018
NUMARASI : 2016/1091 E.- 2018/723 K.
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … A.Ş.nezdinde trafik sigortalı olan, diğer davalı … de sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın tam kusuru neticesinde vekil edeninin sigortalısı olan dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca 10/07/2011 tarihinde çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, kurum sigortalısı … yaralanarak maluliyete uğradığını, bu nedenle … maluliyet zararına karşılık olarak 7.570,86-Euro ödeme yapılarak haklarına halef olunduğunu, davalı sigorta şirketiyle yapılan yazışmalardan da bir sonuç alınamadığını belirterek sigortalıya yapılan ödemenin dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davacı tarafça görülmekte olan davanın açılmasından önce, vekil edeni şirkete herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini istediklerini, sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, davacı tarafın davasını usulüne uygun şekilde kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın 2918 Sayılı KTK’nın 97. Maddesi ve 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesi ve 5510 sayılı yasanın 101. maddesine göre açılmış trafik kazasından kaynaklanan maluliyet nedeniyle rücuen tazminat davası olduğu, davacı kurumun Alman devletinin sosyal güvenlik hizmetini yürüten sigorta kurumu bulunduğu, dava dışı kazazade … yapılan ödemenin sosyal sigortalar mevzuatı çerçevesinde yapılan bir ödeme bulunduğu, bu durumda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/12/2016 tarih, 2014/16103 esas ve 2016/11325 karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere 5510 sayılı yasanın 101.Maddesine göre sosyal sigortalar mevzuatından kaynaklanan davalara bakmakla görevli mahkemeler iş mahkemeleri olduğu görüşünden hareketle, davanın HMK.114/1 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine ve dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemelerine ait olduğu halde, yazılı biçim ve şekilde verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.İleri sürülüş biçimine göre, trafik kazası sonucunda davacı Alman Sosyal Sigortalar Kurumunun dava dışı sigortalısına ödediği maluliyet tazminatının, halefiyet yolu ile karşı araç sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından rücuan tahsili isteğine ilişkindir.Davaya konu zararlandırıcı eylem, 10/07/2011 tarihinde meydana gelmiş; dava ise, 17/11/2016 tarihinde açılmıştır.Dava tarihi olan 17/11/2016 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir.Açılan somut davada davalılar arasında zorunlu mali mesuliyet sigortacıları da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup, asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmaktadır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 gün ve 2014/19001-2017/3223 sayılı; 30/03/2017 gün ve 2015/5763-2017/3414 sayılı; yine 21/03/2017 gün 2014/20096-2017/3049 sayılı kararları).Görülmekte olan davada, davacı Alman SGK sigortalısına trafik kazası sonucunda oluşan maluliyet kapsamında yaptığı ödeme nedeniyle, onun haklarına halef olduğunu ileri sürerek, yaptığı ödemenin rücuan tahsilini talep etmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İş Kanunundan veya Sosyal Güvenlik uygulamalarından kaynaklanmadığından, davacının SGK olmasının görülmekte olan davada, görev yerinin belirlenmesinde bir önemi bulunmamaktadır. Davanın haksız fiil niteliğinde bulunan trafik kazasından kaynaklanmasına, ileri sürülüş biçimine göre, davacı SGK’nun yapmış olduğu ödemelerin trafik kazası sonucunda meydana gelen zarara ilişkin bulunmasına ve davalılar arasında ZMM Sigortacısının yer almasına göre, davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemelerine ait olup mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda verdiği görevsizlik kararında isabet bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve yargılama yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcı ile başvurma harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davacıya İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına,HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/05/2019.