Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1092 E. 2021/1083 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1092
KARAR NO: 2021/1083
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2016/1446 E. – 2018/938 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın, vekil edenine ait … plaka sayılı araca arkadan çarpması neticesinde meydana gelen 27/07/2015 tarihli yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında … plaka sayılı müvekkil aracının hasarlanarak değer kaybına uğradığını, değer kaybının zararını giderilmesi için davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınmadığını beyan ederek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı ile otomobilsiz kalan (araç mahrumiyeti) vekil edeninin bu yöndeki zararına karşılık olmak üzere 5.830,00-TL tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş; 09/05/2018 günlü dilekçe ile de araçta meydana gelen değer kaybının 5.390,00-TL olduğunun belirlendiğini, dava değeri olan 5.830,00-TL’den bu miktarın düşülmesiyle kalan 440,00-TL’nin ise aracın kullanılmamasından kaynaklanan kadri maruf zarar olduğunu açıklayarak, iki alacak kalemi toplamı olan 5.830,00-TL maddi tazminatın, kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevabında özetle; davacının aracının hasarlanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olduğu ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, ancak sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunduğunu, poliçe kapsamında üst sorumluluk limitinin araç başına 29.000,00-TL, kaza başına ise 58.000,00-TL ile olduğunu, dava konusu kazadan sonra söz konusu kazaya karışan dava dışı …, …, … plaka sayılı araçlar yönünde ayrı ayrı hasar dosyaları açılarak bu kapsamda davacıya ait araç dışında kalan araçlar bakımından toplam 57.716,00-TL ödeme yapıldığını, davacıya ait aracın kasko sigortacısı … Sigorta A.Ş ‘nin rücuan tazminat talebinde bulunması üzerine, bu araçta meydana gelen hasar miktarı daha fazla olmasına rağmen, bakiye tazminat bedeli olarak hesaplanan 5.953,71-TL tazminat bedelinin 28/09/2015 tarihinde … Sigorta’ya ödendiğini, davacı tarafça 5.830,00-TL değer kaybı zararının ödenmesi için yapılan müracaatın ise teminat bedelinin tümünün ödenmiş olması nedeniyle karşılanamadığını, davalı sigorta şirketinin teminat limiti uyarınca tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan, açılan davanın yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevabında özetle; kusura ilişkin iddia ve belirlemeleri kabul etmediklerini, kazanın oluşumundaki kusurlu olanın sedece davalı araç sürücüsü olmadığını, bu nedenle kazaya karışan tüm araç sürücülerinin kusur durum ve oranlarının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliler. Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; talep konusu kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin ise herhangi bir kusurlarının bulunmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının 5.390,00-TL olduğu, davalı … sigorta A.Ş’nin söz konusu kaza nedeniyle yapmış olduğu tüm ödemeler gözetildiğinde, sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçe limitini dolmuş olması nedeniyle aleyhine açılan davanın reddi gerektiği, ayrıca davacının araç mahrumiyeti zararı oluştuğunu da kanıtlayamadığı gerekçesiyle; “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 5.390,00 TL değer kaybı bedelinin davalılar … ve … LTD ŞTİ’den kaza tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Araç kullanmamaktan kaynaklı talep edilen zarar konusundaki davanın REDDİNE, Davalı … Sigorta AŞ hakkında açılan davanın REDDİNE, ” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; hükme esas alınan kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin hatalı olduğu, konuya ilişkin itirazları değerlendirilerek İTÜ veya YTÜ Öğretim Üyeleri arasından seçilecek bilirkişi heyeti marifetiyle ya da ATK Trafik İhtisas Dairesi vasıtasıyla kusur durumunun belirlenmesi gerektiği halde, bunun yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; aracın kullanılmamasından kaynaklanan kadri maruf zarara ilişkin bedelin reddedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davalı … Sigorta A.Ş poliçe kapsamında ödeyeceği maksimum tutarı ödemiş olduğundan, … Sigorta yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, bu davalıya yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmesinin ve buna bağlı olarak da vekil edeni aleyhine vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının usulsüz bulunduğu ve kabule göre de faize ilişkin talepleri hakkında hüküm kurulmamış olmasının doğru olmadığına yöneliktir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı zararının ve araç mahrumiyeti zararının giderilmesi isteğine ilişkindir. 1-29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 3.560,00-TL’ye çıkartılmıştır. Dosya kapsamından, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davalılar aleyhine 5.830,00-TL tazminat isteği ile dava açıldığı, yargılama sırasında davacının talep edebileceği değer kaybı zararının belirlenmesinden sonra dosyaya davacı vekili tarafından sunulan 09/05/20018 günlü dilekçe ile davanın konusunu oluşturan alacak kalemlerine ilişkin talep miktarlarının toplam 5.830,00-TL olduğu, bunun 5.390,00-TL’Lil kısmının değer kaybı 440,00-TL’lik kısmının da aracın kullanılmaması sebebiyle uğranılan kadri maruf zarara ilişkin olarak açıklandığını, mahkemece davacının toplam 5.830,00-TL olan alacak talebinin, 5.390,00-TL’Lik kısmının kabul edildiği, 440,00-TL’lik kısmına yönelik isteğin ise reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı vekilinin istinaf isteğine konu olan ve ret kararına konu bulunan 440,00-TL miktar itibariyle kesin nitelikte olup, davacı bakımından yasa yolu kapalı bulunmaktadır. HMK.m.346/1 hükmü uyarınca, miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin reddedilen araç mahrumiyeti zararına ilişkin istinaf başvurusunun kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Bundan ayrı davacı taraf, eldeki davayı açmadan önce değer kaybı zararının giderilmesi için davalı … Sİgorta A.Ş ‘ye başvurduğu ve bu başvurunun poliçenin sağladığı teminat üst limitinin dolması nedeniyle karşılanmadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup, poliçe üst limitinin dolduğu davacı tarafın da kabulündedir. Eldeki dava açılmadan önce poliçe limitinin dolmuş olması nedeniyle, davacıya ait aracın kasko sigortacısına eksik ödeme yapıldığı da gözetildiğinde, poliçe limitinin dolduğunun yargılama sırasında belirlendiğinden ve davanın açılmasına davalı sigorta şirketinin neden olduğundan söz edilemeyeceğine göre, mahkemece … Sigorta A.Ş’ye yönelik davanın reddine karar verilmesinde ve redle sonuçlanan bir taleple ilgili olarak davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir husus tespit edilemediğinden, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 3-Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf itirazı değerlendirildiğinde; Davacının uğradığı zarar, tek bir olaydan kaynaklanmak olup 2918 sayılı KTK’nun 88 ve TBK’nun 61 ve devamı madde hükümleri ile yine TBK’nun 162 ve devamı madde hükümlerine göre; sigortacı dahil, haksız eylem sorumlularından her biri teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz veya bir miktar kusurlu olan davacı taraf, yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe , kendi kusuru dışında kusur sorumlularının tamamına veya bir kaçına ya da birine karşı dava açarak uğradığı zararın tamamının giderilmesini isteyebilir. Davacı taraf dışında kalan diğer kişi veya kişilere ait kusur oranları, zarar sorumlularının kendi iç ilişkilerini ilgilendiren bir husus olup, rücuda dikkate alınabilecek bir durumdur. Açıklanan bu yasal düzenlemeler doğrultusunda somut olaya dönüldüğünde; davalıya ait aracın ve dava dışı birden çok aracın karıştığı 27/07/2015 günlü çoklu trafik kazasında, davacıya ait aracın arkadan çarpılmak suretiyle zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında temin edilen ve Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Daire Başkanlığı Trafik Fen Heyeti Bilirkişi Kurulundan emekli bilirkişiler tarafından düzenlendiği anlaşılan 25/09/2017 günlü heyet raporunda, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre bir değerlendirme yapılarak, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin ise herhangi bir kusuru bulunmadığı sonucuna varıldığı görülmüştür. Eldeki davada, davalı … Ltd. Şti.’nce kazanın oluşumunda maliki olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın hiçbir kusuru olmadığı ileri sürülmediğine, aksine UYAP sorgusundan da anlaşılacağı üzere olayla ilgili İstanbul Anadolu 26. Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2015/495 E., 2018/627 K.sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosyada, sanık …’ın taksirle bir kişinin yaralanması eylemini gerçekleştirdiği belirtilerek, sorumluluğu yoluna gidildiğine ve bu karar 26/09/2019 tarihinde kesinleştiğine göre, davalı araç sürücüsü …’ın 27/07/2015 günlü trafik kazasına karıştığı ve kazanın oluşumunda az veya çok kusurlu olduğu belirgindir. Bu durumda kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu ilişkin herhangi bir iddia ve belirleme bulunmayan davacı dışında kalan diğer kişi veya kişilere ait kusur durum ve oranının ne olduğunun belirlenmesi, davacı tarafı ilgilendiren bir durum niteliğinde olmadığından davalı vekilinin kusura ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir. 4-Davacı vekilinin faize ilişkin istinaf itirazına gelince; Dava dilekçesinde davacı vekili açıkça, vekil edenine ait araçta meydana gelen değer kaybı ile araç mahrumiyeti zararının, kazanın vuku bulduğu 20/07/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı taraf yararına hüküm altına alınan ” 5.390,00-TL değer kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiş, ancak faizle ilgili olarak bir belirleme yapılması gereğinin unutulduğu görülmüştür. Ancak faize ilişkin olarak yapılan bu yanılgılı, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin faize ilişkin istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, sadece faize ilişkin yanılgılı hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2018 gün ve 2016/1446 E. – 2018/938 K. sayılı kararına karşı davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (3) sayılı bentte açıklanan nedenlerle HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2018 gün ve 2016/1446 E. – 2018/938 K. sayılı kararının yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (4) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle HMK’nun 341/2, 346/1 ve 352.madde hükümleri uyarınca USULDEN ve yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle de HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacı vekili tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya İADESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran ve istinaf isteği reddedilen davalı … Ltd. Şti.’den karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 368,19-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 92,50-TL’nin düşümü ile kalan 275,69-TL’nin bu davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5-İstinaf aşamasında, istinafa başvuran taraflarca yapılan diğer giderlerin ise takdiren yapan üzerinde bırakılmasına, 6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 7-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2018 gün ve 2016/1446 E. – 2018/938 K. sayılı HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 7/1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 5.390,00 TL değer kaybı bedelinin davalılar … ve … Ltd. Şirketinden; kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Araç kullanmamaktan kaynaklı talep edilen zarar konusundaki davanın REDDİNE, Davalı … Sigorta AŞ hakkında açılan davanın REDDİNE, 7/2-Karar harcı 368,19 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 99,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 268,62 TL harcın davalılar … ve … Ltd. Şti. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına, 7/3-Davacı tarafından yapılan 133,07 TL ilk masraf, 294,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.227,17 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.059,08 TL sinin davalılar … ve … Ltd. Şti. ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına, 7/4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7/5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve … Ltd. Şti. ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7/6-Davalı … Sigorta kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7/7-Davalı … Ltd.Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 440,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7/8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansından arta kalanın talep halinde ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2021