Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1090 E. 2021/965 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1090
KARAR NO : 2021/965
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2018
NUMARASI: 2014/1061 E. – 2018/808 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın, davalılardan … sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, araç girişinin yasak olduğu yolda ters istikamete girerek, orta refüj içerisinde bekleyen vekil edeni küçük … çarpması neticesinde meydana gelen 08/06/2012 günlü trafik kazasında, …. ayağında kırık oluşacak şekilde yaralandığını, okuluna gidemediğini ve sınıf tekrarı yapmak zorunda kaldığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) davacı küçüğün uğramış olduğu maddi zarara karşılık 5.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca davacı küçük için 20.000,00-TL ve davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 7.000,00-TL olmak üzere toplam 30.000,00-TL manevi tazminatın sigorta dışında kalan diğer davalılardan avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; UYAP’tan gönderilen 01/02/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de 5.000,00-TL maddi tazminata ilişkin isteğini 4.000,00-TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminatı, 600,00-TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı ve 400,00-TL’sinin de tedavi ve bakım giderlerine ilişkin olduğunu beyan ederek, sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin istek miktarını 77.277,58-TL, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istek miktarını da 2.064,85-TL arttırdıklarını açıklamış ve ıslahla arttırılan miktarın kaza tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan tahsiline hükmedilmesini istemiştir. Davalı … San. Ltd. Şti vekili cevabında özetle; kazaya neden olduğu ileri sürülen araç, vekil edeni şirkete ait ise de, aracın … A.Ş nezdinde ZMM sigortalı olduğunu ve dava açılmadan önce ne kendilerine ne de sigorta şirketine bir başvuru yapılmadığını, sigortalı bir araç için müvekkiline husumet yöneltilmemesi gerektiğini, kazanın oluşumunda da bir kusuru bulunmadığını, ayrıca talep edilen manevi tazminat talebinin de fazla bulunduğunu ve talep edilen faiz cinsinin yasal faiz olması gerekirken, avans faiz istenilmesinin de yerinde bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı … vekili cevabında özetle; kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü olan müvekkilinin, kusurlu olmadığını, tüm kusurun yaya geçiş noktasından geçmeyen davacı küçüğe ait bulunduğunu ayrıca aracın sigortalı olması nedeniyle maddi tazminat talebinin vekil edenine değil, sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini ve talep edilen manevi tazminat miktarının da fazla olduğunu, faizin de yasal faiz olarak uygulanması gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili ise cevabında özetle; dava konusu kazaya neden olduğu ileri sürülen araç, müvekkili şirket nezdinde ZMM sigortalı ise de, sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğundan, kusur durumunun, maluliyetin varlığının ve geçici iş göremezlik süresinin usulüne uygun şekilde belirlenmesini istediklerini, sigorta şirketinden kaza tarihinden itibaren faiz isteğinde bulunulamayacağını, faiz cinsinini de avans faiz değil yasal faiz olması gerektiğini belirterek davaya karşı koymuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak İstanbul Anadolu 22. Sulh Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2012/940 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacı … vücudunda kesmik kırığı oluşacak şeklide oluşan 08/06/2012 günlü trafik kazasının oluşumunda, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacının %10,3 oranında meslekte kazanma gücü kabına uğradığı, iyileşme süresinin 4 ay olduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda; “A-Maddi tazminat yönünden;1- … için açılan davanın KABULÜ ile 83.937,43-TL maddi tazminatın 5.000,00-TL’sinin davalı … açısından dava tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren,2-78.937,43-TL’sinin tüm davalılar için ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, B-Manevi tazminat yönünden; 1-Kazanın oluşu, tarafların kusur oranı, dosyaya yansıyan SED araştırmaları ile Tıbbi ve adli raporlar ile HMK’nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde davanın KISMEN KABULÜ ile;–Davacı … için 10.000,00 TL,-Davacı … için 4.000,00 TL,-Davacı … için 4.000,00 TL ,Manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …. San. Ltd. Şti. Müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili ve davalı … San. Ltd. Şti vekili Av. … tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; maddi tazminata ilişkin talep kabul edilmiş ise de, belirsiz alacak davası niteliğinde açılan böyle bir davada tüm talep bakımından davalı sigorta şirketi için dava tarihinden diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ıslahla arttırılan kısım bakımından tüm davalılar yönünden, ıslah tarihinden faiz işletilmesinin hatalı olduğu ve ayrıca hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının da yetersiz bulunduğuna ilişkindir..avalı … San. Ltd. Şti vekilinin istinaf nedenleri ise; mahkemenin, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün%100 oranında kusurlu olduğu, davacının yaralanmasına bağlı olarak %10,3 oranında maluliyete uğradığı yolundaki tespitlerine yönelik olarak bir itirazları bulunmamakta ise de, kazanın oluşumunda hiçbir kusuru olmadığı belirlenen vekil edeninin sorumluluğu yoluna gidilemesinin doğru olmadığı, bu nedenle vekil edeni aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ve hükme esas kılınan hesap bilirkişisi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerine yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, davacının uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmak olup, 2918 sayılı yasanın 88.maddesi ile kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 50 ve devamı maddeleri ile yine 818 sayılı Borçlar Kanununun 141 ve devamı madde hükümlerine (benzer düzenlemeler 6098 sayılı TBK’nun 61 ve devamı maddeleri ile yine TBK’nun 162 maddelerinde mevcuttur) uyarınca; sigortacı dahil haksız eyleme karışan zarar sorumlularından (araç maliki-işleteni ve sürücüsü) her biri teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlü olduklarından, kusursuz veya bir miktar kusurlu olan davacı taraf, yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, kendi kusuru dışında kalan kusur sorumlularının tamamına veya birkaçına ya da sadece birine karşı dava açarak kendi kusuru dışında kalan zararın tamamının davalılarca birlikte giderilmesini isteyebileceğine göre; kazaya neden olduğu anlaşılan aracın maliki olan davalı … Şirketine dava yöneltilmiş olmasına ve mahkemece de sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Ayrıca hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu, istinaf yasa yoluna başvuran … şirketi vekiline tebliğ edilmiş ve … şirketi vekili rapora karşı verdiği 03/10/2017 günlü beyan dilekçesinde; bilirkişi kurul raporunun, kusur ve tazminat hesaplamasına bir diyecekleri bulunmadığını açıklamıştır. Bu durumda söz konusu rapordaki belirleme ve değerlendirmeler davacı tarafı yararına usulü kazanılmış hak oluşturacağından, mahkemece 12/09/2017 günlü hesap bilirkişisi raporunun hükme esas alınmasında bir yanılgı olmaması karşısında davalı .. San. Ltd. Şti vekilinin bu yönlere ilişen istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir. (HMK.m.353/1-b/1)2-Davacılar vekilinin faiz başlangıcına yönelik istinaf itirazları değerlendirildiğinde; Haksız bir fiil sonucunda zarara uğranıldığı iddiasıyla talepte bulunulması halinde oluşan zarara ilişkin olarak faiz başlangıcı haksız eylem sorumluları bakımından olay tarihi ise de, sigorta şirketleri bakımından temerrüt tarihidir. Eldeki dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunulduğu ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre, davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihinin dava tarihinden oluşacağı açıktır.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Görülmekte olan dava, açıklanan madde hükmü uyarınca; fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak belirsiz alacak davası olarak açıldığına ve davacı …’ın talep edebileceği maddi tazminat miktarı belirlendikten sonra verilen talep artırım dilekçesi ile istek miktarı açıklandığına göre, mahkemece hüküm altına alınan maddi tazminata ilişkin miktarın tamamı bakımından davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken , hatalı değerlendirme sonucunda ıslahla artırılan kısım yönünden tüm davalılar bakımından ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusu yerindedir.3-Tarafların manevi tazminata ilişkin hüküm bölümüne ve belirlenen tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; Olay tarihi itibariyle göz önünde tutulması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. (Benzer düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde de mevcuttur.) Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir.
Dava konusu olayda, zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kazanın meydana gelmesinde mağdur küçüğün herhangi bir kusurunun bulunmaması, yaralanmasının niteliği, maluliyetinin oranı, yaşı, diğer davacılar ile yakınlık derecesi, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü ile yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan haksız eylem nedeniyle davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala göre fazla değil, ancak bir miktar yetersizdir.Ancak yukarıda (2) ve (3) sayılı bentlerde gösterilen hususlardaki yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılarak, istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları ve harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, davacılar yararına yanılgılı olan hususların düzeltilmesi ve davacı … için 15.000,00-TL, davacı anne … için 5.000,00-TL ve davacı baba Şemsettin Kartal için 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/09/2018 gün ve 2014/1061 E. – 2018/808 K. sayılı kararına karşı davalı … San. Ltd. Şti vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE ,2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/09/2018 gün ve 2014/1061 E. – 2018/808 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun gösterilen nedenlerle KABULÜNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacı tarafça peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa İADESİNE,4-İstinaf yasa yoluna başvuran ve istinaf başvurusu reddedilen davalı …San. Ltd. Şti’n den ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan karar ve ilam harcı gözetildiğinde, alınması gereken 5.392,22-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.350,00-TL nispi ve 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının düşümü ile kalan 4.006,32 TL harcın, bu davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İstinaf aşamasında, istinafa başvuran taraflarca yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/09/2018 gün ve 2014/1061 E. – 2018/808 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,5/1-A- Maddi tazminat yönünden – … için açılan davanın KABULÜ ile 83.937,43-TL maddi tazminatın davalı … açısından dava tarihinden, diğer davalılar için ise kaza tarihinden itibaren isletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … verilmesine,-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca davalılardan alınması gereken 5.733,77-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 405,25-TL’nin düşümü ile kalan 5.328,52-TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, ( Tahsilde tekerrür oluşmaması için, ilk derece mahkemesince harç tahsil müzekkeresi yazılmış ise dikkate alınarak) -Davacı tarafından yapılan 430,45-TL ilk masraf, 351,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.981,45-TL yargılama giderinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, -Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 11.711,87-TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,5/2-B-Manevi tazminat yönünden;Davanın KISMEN KABULÜ ile;–Davacı … için 15.000,00 TL, -Davacı … için 5.000,00 TL, -Davacı … için 5.000,00 TL, -Manvi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …. San. Ltd. Şti. Müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,-Manevi tazminat bakımından hüküm altına alınan miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca davalı taraftan alınması gereken 1.707,75-TL karar ve ilam harcının davalılar …. San. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar …. San. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılar …. San. Ltd. Şti.’ne verilmesine,5/3-Yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, maddi tazminata ilişkin hüküm bakımından HMK.m.361 gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak; manevi tazminata ilişkin hüküm bakımından ise HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/06/2021