Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/109 E. 2021/338 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/109
KARAR NO : 2021/338
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI : 2017/153 E. – 2018/1126 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde ZMM sigortalı bulanan … plaka sayılı aracın neden olduğu 14/08/2016 günlü çift taraflı trafik kazasında alacağını vekil edenine temlik eden dava dışı … ait … plaka sayılı aracın hasarlandığını, araç hasar bedelinin davalı … şirketince ödenmesine rağmen değer kaybı zararının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 250,00-TL değer kaybı zararının temerrüt tarihi olan 09/09/2016 tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, UYAP’tan gönderilen 23/01/2018 günlü ıslah dilekçesi ile istek miktarını 7.600,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde karayolları trafik sigorta poliçesi nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti, sigortalının kusur oranı ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu, değer kaybına ilişkin talebin kanıtlanamadığını ayrıca değer kaybı hesaplamasının Trafik Sigortası Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Kazaya karışan … plakalı aracın 14.08.2016 tarihinde davalı tarafça Karayolları ZMSS sigorta poliçesi ile trafik rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına alındığı, belirtilen tarihte sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana gelen kazada temlik edene ait … plaka sayılı araçta oluşan hasar bedelinin ödendiği, ancak başvuruya rağmen değer kaybının davalı tarafından ödenmediği anlaşılmıştır. Araç maliki tarafından kazadan kaynaklı talep hakları 29.11.2016 tarihinde yazılı şekilde düzenlenen alacağın devri sözleşmesi ile davacıya devir ve temlik edilmiştir. Bu husus davalı … şirketinin bilgisi dahilinde olup, temlik sözleşmesine yönelik herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Sigortalı aracın tam kusurlu olarak karıştığı kaza sonucu temlik edene ait araçta kaza tarihi itibari ile dikkate alınacak olan poliçe genel şartları ekindeki hesaplama yöntemine göre 8.034,00-TL değer kaybı bulunduğu anlaşılmakla, davanın ıslah edilmiş şekli ile kabulüne, 7.600,00-TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi ” gerektiği görüşünden hareketle;”-Davacının davasının ıslah edilmiş şekli kabulü ile; 7.600,00-TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın 250,00-TL’sine dava tarihinden itibaren, bakiye kısmına ise ıslah tarihi olan 23.01.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ” karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; görülmekte olan davada değer kaybı zararının esasen ZMM sigortası genel şartlarına göre belirlenmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve denetimden uzak olduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı zararının tazmini isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Görülmekte olan davada, davalı … nezdinde ZMM sigortalı olan aracın tam kusuru neticesinde 14/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait aracın hasarlandığı, hasar bedelinin tamamının davalı … tarafından ödendiği, ancak değer kaybı zararının ödenmediği ve aracın hasarsız ikinci el rayiç değerinin 60.000,00-TL olduğu konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davacıya ait araçta oluşan değer kaybı zararının nasıl hesaplanması gerektiğine ilişkindir. Davalı … vekili; bu hesaplamanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM sigortasındaki genel şartlarındaki düzenlemeye göre yapılması gerektiğini ileri sürmüş ve istemiştir.Yargılama sırasında davalı tarafın itirazı üzerine temin edilen ve yeni genel şartlardaki hesaplama yöntemine göre düzenlendiği belirtilen ek raporda oluşan değer kaybı zararının 8.034,00- TL olduğu bildirilmiş ve bu rapora karşı davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Esasen 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarındaki araçtaki değer kaybının hesaplama şekline ilişkin düzenlemeleri yasal dayanağa kavuşturan 2918 sayılı KTK’nun 90 maddesinde 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklik hükmünün, Anayasa mahkemesi tarafından verilen ve 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 esas- 2020/40 sayılı karar ile Anayasa mahkemesinin iptal kararı ile iptal edildiği gözetildiğinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarındaki konuya ilişkin düzenlemelerinin yasal dayanağı kalmadığından, araçta oluşan değer kaybı zararı belirlemesinin 2918 sayılı KTK’nun ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri ile bu konudaki yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda yapılması gerektiği konusunda duraksamamak gerekir. Bu durumda da araçtaki değer kaybı hesabı yapılırken aracın kazadan önceki hasarsız hali ile kazadan sonraki tamir edilmiş halindeki rayiç değerleri arasındaki fark esas alınmalıdır.Somut olaya dönüldüğünde mahkemece görüşüne başvurulan 26/12/2017 günlü bilirkişi raporunda bu şekilde yapılan hesaplama sonucunda oluşan değer kaybı zararının 7.800,00 TL olduğu bildirildiğine ve belirlenen bu miktar mahkemece davacı taraf lehine hüküm altına alınan miktarından daha fazla olduğuna göre, mahkemece yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde istinaf edenin sıfatı gözetildiğinde herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle ve HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 519,15-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL maktu ve 130,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcı toplamı olan 165,90-TL’nin düşümü ile kalan 353,25-TL harcın davalı … şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.25/02/2021