Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1065 E. 2021/773 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/1065
KARAR NO : 2021/773
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2015/902 E., 2018/1180 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 28/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili; 09/08/2015 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonete çarparak çift taraflı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’ın yaralandığını, müvekkilin uğradığı maddi zararlar için fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik davacı …’ın sürekli iş göremezliği dolayısıyla 500,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/744 Esas sayılı dosyasında davacı vekili; aynı trafik kazası nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi zararları için fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilinin geçici iş göremezliği nedeniyle 7.473,68TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili bilahare asıl davaya konu sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 73.679,50TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili; davacı tarafından dava öncesinde herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle, müvekkil kurum davanın açılmasına sebebiyet vermiş sayılmadığını, yapılacak hesaplama sonrasında KTK’nın 78.maddesi gereğince hilafına kask ve koruyucu elbise kullanmaksızın motorsiklete binilmesi ve hatır taşıması nedenleriyle ayrı ayrı tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davanın usul ve esasa ilişkin olarak sunduğu gerekçelere dikkate alınarak reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda ” Dava; Trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli işgöremezlik istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 09/08/2015 tarihinde dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki tescilsiz aracı ile yine dava dışı …plakalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki kamyonete çarparak çift taraflı ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacı …’ın yararlandığından bahisle asıl davada sürekli iş göremezlik tazminatı ve birleşen davada geçici iş göremezlik tazminatı talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu Başkanlığı’nın 30/01/2017 tarihli raporunda; davacının davaya konu kaza nedeniyle E cetveline göre %10.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, yine dosya kapsamına Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 08/12/2017 tarihli raporunda; davaya konu kazada; dava dışı sürücü … %80 oranında kusurlu olduğu, maktul sürücü … %20 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, ATK raporları nazara alınarak düzenlenen 17.07.2018 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda; sürekli iş göremezlik dönemine ait %10,3 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 53.890,22-TL olduğu, davacının her iki seçenekte belirlenen maddi zararının poliçe limitini aşmadığının belirlendiği, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarına paralel olarak 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabiidir. ” şeklindeki düzenleme esas alındığında; davaya konu kaza tarihi itibariyle davacının aktüeryal yönteme (TRH 2010 yaşam+1,8 teknik faiz) göre; sürekli iş göremezlik dönemine ait %10,3 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 53.890,22-TL olduğunun anlaşıldığı, davacı taraf her ne kadar birleşen dava ile geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş ise de; davacının olay tarihinde 15 yaşında olduğu, gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından ATK tarafından belirlenen 9 aylık iyileşme dönemi için talep edilebilir maddi zararının söz konusu olmayacağı anlaşılmış, anlatılan nedenlerle asıl davanın kısmen kabulü ile birleşen davanın reddine dair aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle “1-Asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine 53.890,22-TL daimi maluliyet tazminatının dava tarihi olan 08/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Birleşen davanın davacının kaza tarihi itibari ile 18 yaşından küçük olması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyceğinden REDDİNE,” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından tarihinde süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri: PMF-1931 tablosu yerine TRH-2010 tablosuna göre hesaplama yönteminin kullanılmasının ve geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanılamadığı yönündeki değerlendirmeyle geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı bulunduğuna yöneliktir.Davalı vekilinin istinaf nedenleri: Ehliyetsiz sürücünün aracına binilmesi ve seyahat esnasında koruyucu elbise (dizlik) kullanılmaması nedeniyle tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı bulunduğuna ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatı ile istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede: Asıl Dava, Trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı isteğine; Birleşen dava ise geçici iş göremezlik tazminatı isteğine ilişkindir.Davaya konu kazanın, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin 09/08/2015 tarihinde çarpışması ile meydana geldiği; kaza sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacı …’ın yaralandığı anlaşılmaktadır.1-Dava konusu kaza 09/08/2015 tarihinde meydana gelmiştir. Kaza tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarına göre maluliyet tazminatı hesabında TRH-2010 tablosunun esas alınması gerekmekte ve mahkemece bu tablo gereğince yapılan hesaplama hükme esas alınmış ise de 2918 sayılı KTK’nın poliçe genel şartlarına yaptığı gönderme tarihi ise 26.04.2016 olup, kaza tarihinden sonradır. Diğer yandan Anayasa Mahkemesi 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92. maddelerinde yer alan “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal etmiştir. İptal kararından sonra sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğuna öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanabileceği, trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık trafik sigortası genel şartlarının anılan kanun hükümlerine aykırı bulunan şartlarının belirleyici olamayacağı, bu kapsamda açılan davalarda Türk Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümleri ve Karayolları Trafik Kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile Yargıtayın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir. Bu nedenle, mahkemece 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarındaki maluliyet hesabına ilişkin TRH-2010 tablosunun uygulanması suretiyle bulunan sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi hatalı bulunmakta ise de bu hususun dairemizce giderilmesi mümkün ve davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde bulunmuştur.2- Adli Tıp Kurumunun maluliyete ilişkin raporunda ” Davacının geçirdiği trafik kazası nedeniyle %10.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği” bildirilmiş ve mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır. %10.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği ve sürekli malul kalacak derecede yaralandığı anlaşılan davacının, 9 ay olan iyileşme süresi içinde de %100 malul sayılması gerekir. Mahkemece davacının kaza ve iyileşme süresi tarihinde gelir getirici işte çalıştığının ispat edilemediği gerekçesi ile geçici iş göremezlik tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de davacının beden gücü kaybı nedeniyle 9 aylık geçici iş göremezlik döneminde de daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettirmek durumunda olacağından, bu dönem için asgari ücret düzeyinde kazanç kaybı zararının tespit edilip hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece davacının bu kısma ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalı ise de bu hususun dairemizce giderilmesi mümkün ve davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde bulunmuştur.3-Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde ehliyetsiz sürücünün aracına binmesi ve seyahat esnasında koruyucu elbise (dizlik) kullanılmaması nedeniyle mütefarik kusur indirimi konusunda bir talebi bulunmadığı gibi, yargılama aşamasında da bu hususta bir iddia da bulunmamıştır. Yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların istinafta ileri sürülmesi HMK m. 357 uyarınca mümkün bulunmamaktadır. Davacının sürücünün ehliyetsiz olduğunu bildiği de ispat edilmediğinden ve yolcu konumundaki davacının koruyucu elbise giymesine ilişkin herhangi bir kanuni zorunluluk da bulunmadığından, davalı vekilinin bu yönlere ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.Hal böyle olunca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 3 nolu bentte açıklanan nedenle HMK 353/1-b/1 uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK 353/1-b/2 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine göre mevcut bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yeniden hüküm tesisi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstinafa konu İstanbul 16. AsliyeTicaret Mahkemesinin 25/12/2018 gün ve 2015/902 E.- 2018/1180 K. sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle HMK m.353/1-b/1 uyarınca esastan REDDİNE, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle HMK.nun 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 3.681,24 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 920,31TL istinaf karar ve ilam harcının düşümü ile bakiye 2.760,93 TL istinaf karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde İADESİNE,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,6- İstanbul 16. AsliyeTicaret Mahkemesinin 25/12/2018 gün ve 2015/902 E.- 2018/1180 K. sayılı kararının HMK m.353/1-b/2 uyarınca KALDIRILMASINA, A-Asıl davanın KABULÜ ile 73.679,50 TL daimi maluliyet tazminatının dava tarihi olan 08/09/2015 tarihinden itibaren işleyceek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacı tarafa VERİLMESİNE, a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.033,04 TL ilam harcından 251,00TL ıslah harcı ve peşin alınan 5,54 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.776,50 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA, (ilk derece mahkemesi tarafından yazılan harç tahsil müzekkeresinin dikkate alınmasına)b-Davacı tarafından yatırılan 251,00TL ıslah harcı, 5,54TL peşin harç ve 27,70 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 284,24 TL davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.378,34 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,d-Davacı tarafından yapılan 970,00TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,B-Birleşen davanın KABULÜ ile 7.473,68 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 08/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacı tarafa VERİLMESİNE, a)Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 510,52 TL ilam harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 474,62 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,b-Davacı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,c-Davacı tarafından birleşen dava dosyasında yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,C- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının ilgili tarafa İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.28/04/2021