Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1057 E. 2021/288 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1057
KARAR NO: 2021/288
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2018
NUMARASI: 2015/661 E. – 2018/1122 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkillerinin murisi olan …’ın 02/11/2013 tarihinde davalı sürücü …’nin sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın, kaza mahallinde yakıtının bitmesi nedeniyle orta şeritte duran park halindeki davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan desteğin öldüğünü, murisin hasarlı araç alıp satma işiyle uğraştığını ve 6.000,00 TL net gelir elde ettiğini, müvekkillerinin eş ve çocuğu olan davacıların bu ölümle eş ve babasının desteğini yitirdiğini, ileri sürerek davacı eş Aynur için 5.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi, davacı … için ise 5.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle (davalı sigorta şirketleri yönünden maddi tazminatın limit kapsamıyla sorumlu tutularak) müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Buna karşılık davalı … sigorta şirketi vekili, kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortası ile kendilerine 250.000,00 TL limitle sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur ve limit ile sınırlı bulunduğunu, davacılara 20/01/2014 tarihinde toplam 53.353,80 TL ödeme yapıldığını, ödemenin güncellenerek dikkate alınması gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı … sigorta şirketi vekili, kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortası ile kendilerine 250.000,00 TL limitle sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur ve limit ile sınırlı bulunduğunu, sorumluluklarının kusur ve limit ile sınırlı bulunduğunu, davacılara 30/04/2014 tarihinde toplam 54.218,39 TL ödeme yapıldığını, ödemenin güncellenerek dikkate alınması gerektiğini, davacıların kaza nedeniyle elde ettikleri gelirlerin düşülmesi gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı …şirketi vekili, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesiyle kaza mahallinde yakıtının bitmesi nedeniyle orta şeritte durduğu sırada diğer … plakalı aracın çarpmasına maruz kaldığını, ölen davacı desteklerinin de bu çarpan araç içinde iken yaralanıp öldüğünü, asli kusurun bu araçta olduğunu, müvekkilinin sigortasının davacılara ödeme yaptığını, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” dava açıldıktan sonra davalı … sigorta şirketi davacılara ödeme yapmış, bakiye zararları olduğu halde davacılar vekili davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiştir. Bu durumda, davacıların, davalı … sigorta şirketinin, yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerekir. Böylelikle davacı taraf, davalı sigorta şirketinin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil davalıların (borçluların) iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. Davacıların feragati ile davalı sigorta şirketinin tüm borçtan kurtulduğu anlaşılmakla, davalı …, davalı … şirketinin de teminat limiti kadar borçtan kurtulduğunun kabulü gerekir. Davacıların tüm zararı yani isteyebilecekleri destekten yoksunluk zararı poliçe limiti içinde kaldığı halde davacıların davalı sigorta şirketi hakkındaki davadan feragati nedeniyle davalılar … ve davalı … şirketi hakkındaki maddi tazminat davası bu nedenle ret edilmiştir. Davallar … sigorta şirketi ile diğer davalılar … ve …’nın durumuna gelince davalı … sigorta şirketi davacılara destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapmış, ve davacılardan aldığı ibranemeyi sunmuştur. Davacıların bu davalılardan isteyebileceği tazminat miktarının, sigorta poliçe limiti içinde kaldığı ve davalı sigorta şirketinin, zararı %99 oranında ödediği anlaşılmaktadır. Davacılar da bu ödeme karşılığında davalı sigorta şirketini ibra etmiştir. Yapılan %99 oranındaki ödeme nedeniyle verilen ibranamenin, aşırı bir orantısızlık söz konusu olmadığından geçerli olduğu sonucuna varılmış ve az yukarıda açıklanan ilkeler gereğince bu ibra ile diğer müteselsil borçluların durumu ağırlaştırılmakla diğer davalıların da borçtan kurtulduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda davacıların maddi tazminat talepleri yerinde bulunmamıştır.” gerekçesi ile; A-Davacıların maddi tazminat davası yönünden: 1-Davalı … sigorta şirketi hakkındaki davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Diğer davalılar hakkındaki davanın reddine, B-Davacıların manevi tazminat davaları yönünden: 1-Davanın kısmen kabulü ile davacı … yönünden 15.000,00 TL, diğer davacı … yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar …, …, … ve davalı … LTD.ŞTİ’den müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporu ile belirlenen ve yapılan ödemelerin tenzilinden sonra kalan bakiye tazminata karar verilmemesinin hatalı olduğunu, manevi tazminata ise az hükmedilmediğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta vekili istinaf dilekçesinde; davacının bu davalı yönünden yargılama gideri talep etmemesine rağmen aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; reddedilen maddi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, yargılama giderlerinin red kabul oranında paylaştırılmadığını, davalı unvanın karar başlığında yanlış yazıldığını, hükmedilen manevi tazminatın ise fahiş olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 02/11/2013 kaza tarihinde davalı sürücü …’nin sevk ve idaresinde olan … plakalı araca davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan desteğin yaşamını yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacı yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Davacının maddi tazminat talebinin yargılama sırasında müteselsil borçluların bir kısmının yaptığı harici ödeme nedeniyle reddedildiği, bu nedenle davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi yargılama giderlerinden davalıların tümünün sorumlu tutulmasında da usulsüzlük bulunmamaktadır. Davalı … A.Ş’nin unvanının karar başlığında hatalı yazılması her zaman giderilebilir bir maddi hata niteliğinde bulunduğundan esasa etkili görülmemiştir. Dava açıldıktan sonra yapılan ödeme nedeniyle davacıların bakiye zararları olduğu halde davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmiştir. Bu durumda, davacıların, davalı … sigorta şirketinin, yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerektiği gözönünde tutulduğunda, davacıların bakiye maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. (17. Hukuk Dairesi 2013/15063 – 2015/2812) Yukarıdaki açıklamalar ışığında Davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik Davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … A.Ş istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2- Alınması gereken 59.30-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 14,90-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3- Alınması gereken 59.30-TL harcın peşin yatırılan 427,90-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 368,60-TL harcın istek halinde davalı … Sigorta A.Ş’ye iadesine, 4-Alınması gereken 1.707,75-TL harçtan peşin yatırılan 427-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 1.280,75-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı … A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.18/02/2021