Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/103 E. 2021/40 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/103
KARAR NO: 2021/40
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI: 2017/592 E., 2018/1093 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 25/05/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; 21.01.2017 tarihinde … Caddesi Üsküdar mevkiinde eğitim alanı olarak belirlenen ilgili yerde sürücü adayı ile birlikte eğitim esnasında yolun sağında bulunan logar kapağının aracın geçişi esnasında açılması sonucu … plakalı aracın alt ve sağ teker kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde … plakalı araç üzerinde yapılan incelemelerde 7.000 TL hasar tutarı ve 2.000 TL değer kaybı bedeli oluştuğunun belirlendiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacının aracında oluşan değer kaybı bedeli için şimdilik 500 TL ve hasar bedeli için 500 olmak üzere toplam 1.000 TL tutarın kaza tarihi olan 21.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 28/02/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; hasar bedeli talebini 6.413,00 TL artırarak 6.913,00 TL’ye, değer kaybı talebini 700,00 TL artırarak 1.200,00 TL’ye çıkardığını belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hasarın meydana geldiği yerde müvekkiline ait herhangi bir rögar ve rögar kapağı bulunmadığını, davacı sigorta şirketinin yeterli araştırma yapmadan sadece “Bir yerde su varsa İSKİ de vardır” ön kabulüyle dava açtığını, halbuki müvekkili idarenin içme suyu ve kanalizasyon dışında kalan su işleri ile iştigal etmediğini, dava konusu hasarın meydana geldiği yerde, hangi idareye ait olduğu belli olmayan ve üzeri yol döşeme malzemesiyle kaplı bir kapak bulunduğunu, bu kapağın olay sırasında ne vaziyette olduğuna dair somut ve objektif bir bilgi mevcut olmadığını, davacı sigortalısının da olay sırasında sadece yazılı tutanak tutmakla iktifa eylediğini, olay anını ve hasara sebep olduğunu iddia ettiği nesnenin olay anındaki fotoğrafını her nedense çekmediğini, oysa bu görüntülerin hasardan sorumlu olanların ve müterafik kusurun tespiti bakımından önemli ve gerekli veriler olduğunu, olay yerinin mahiyeti dikkate alındığında, hasara sebep olan kapağın yağmur suyu kanalına ait baca kapağı olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, çünkü olay yeri üstü örtülmüş bir dere yatağı olup (caddenin adı dahi … Caddesi’dir), dere yatakları büyükşehir belediyelerinin sorumluluğunda olan bir tür yağmur suyu kanalı olduğunu, o bakımdan bu hususların araştırılarak trafiğe açık yolun altında hangi kanal hattının bulunduğunun ve bu hattın hangi idarenin sorumluluğunda olduğunun tespiti gerektiğini, yoksa davacının delil olarak sunduğu belgelerle müvekkiline sorumluluk izafe edilmesi mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; “toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde; 21.01.2017 tarihinde … Caddesi Üsküdar mevkiinde eğitim alanı olarak belirlenen ilgili yerde sürücü adayı ile birlikte eğitim esnasında yolun sağında bulunan logar kapağının aracın geçişi esnasında açılması sonucu … plakalı aracın alt ve sağ teker kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, ilgili mahallin yol-bakım-onaran işlemlerinden sorumlu olan davalının meydana gelen kazanın oluşmasında asli kusurunun bulunduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bağlı yönetmelikte belirtilen sürücülerin uyması zorunlu kurallara riayet ettiği, maddi hasarla neticelenen trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün alabilecek herhangi bir tedbirinin bulunmadığı, kendisine kusur izafe edilmesinin uygun olmadığı için atfı kabil kusurunun bulunmadığı, …’E ait … plakalı … marka, … tipi, 2010 model, şase numarasının … olan aracın, 21.01.2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu şase aksamı, arka dingil, sağ arka kampana, arka fren aksamı, sürücü hava yatığı, sağ arka kapı, sağ arka çamurluk aksamı, parçaları üzerinde hasarlar oluştuğu, Hasarlı parçaların tamir-onarım ve harcanacak işçilik bedellerinin kaza tarihi olan 21.01.2017 tarihi itibari ile hasar bedeli toplam tutarının 6.913,00 TL olduğu, … plakalı … marka araçta, kaza sonrasında yapılan tamirat ve değişimler sonucunda, bu değişimlerin yapıldığı aracın karkas yapısındaki bağlantı yerlerinde değişim ve oynama olacağı için araç orijinalitesini yitireceği, hasarlı parçaların yenisi ile değişmesi veya parçalar üzerinde tamir edilmesi durumunda dahi dava konusu araç kazalı duruma düşeceği, dolayısıyla piyasada ki hasarsız mevcut emsallerine göre mevcut değerinde azalma meydana geleceği, … plakalı … marka, … tipi, 2010 model olması, aracın mevcut teknik donanını özellikleri ile hasarsız muadillerine göre serbest piyasa şartlarında yapılan incelemelerde piyasa rayiç değerinin 27.500,00 TL olabileceği, değer kaybının 1.200,00 TL olabileceği, yapılan araştırmaya göre davacının tacir olup, mahkememizin görevli olduğu belirlenmekle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle; 1-DAVANIN KABULÜ ile 6.913,00 TL hasar bedeli, 1.200 TL değer kaybı olmak üzere toplam 8.113,00 TL’nin 21.01.2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun 3.sayfasında rögar kapağının resminin bulunduğunu, hasara sebebiyet veren rögar kapağının üzerinde kapağın ait olduğu idarenin açıkça yazıldığını, bu idarenin kural olarak meydana gelen hasardan sorumlu olacağından kuşku olmadığını, müvekkili idarenin bünyesinde yol bakım müdürlüğü olmadığı gibi yağmur sularıyla ilgili herhangi bir birim de bulunmadığını, rapora göre mahkeme tarafından meydana gelen hasardan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu dikkate alarak, müvekkili aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar vermesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf nedenleri ile kamu düzenini ilgilendiren hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Hükme esas alınan oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetlenebilir bilirkişi raporunda da açıklandığı gibi, 21.01.2017 tarihinde … Caddesi Üsküdar mevkiinde eğitim alanı olarak belirlenen ilgili yerde sürücü adayı ile birlikte eğitim esnasında yolun sağında bulunan rögar kapağının aracın geçişi esnasında açılması ve … plakalı aracın alt ve sağ teker kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, Üsküdar ilçesi … Caddesindeki rögar kapaklarının bakım onarım ve gözetiminin İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığı (İSKİ Genel Müdürlüğü Asya Abone İşleri Dairesi Başkanlığının 18/07/2018 tarihli yazı cevabından anlaşılacağı üzere) dolayısıyla davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalının meydana gelen kazanın oluşmasında asli kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.Hal böyle olunca da dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre HMK.353/1-b/1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2018 tarih ve 2017/592 esas 2018/1093 karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-)Alınması gereken 554,19-TL harçtan peşin yatırılan 139,00-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 415,19-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/01/2021