Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1023 E. 2021/1356 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1023
KARAR NO: 2021/1356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2018
NUMARASI: 2016/458 E. 2018/903 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 27/04/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/05/2015 günü meydana gelen trafik kazasında içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde yaralandığı ve sakat kaldığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve hasar dosyası açıldığını, sigorta şirketi tarafından müvekkiline 18/03/2016 tarihinde 42.897 TL ödeme yapıldığını, fakat yapılan ödemenin eksik olduğunu, sürekli bakıcı gideri tazminatı ödenmediğini belirterek, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla belirlenmesini, maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibarin işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 28/01/2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, kaza tarihi itibariyle kişi başına sakatlanma ve ölüm teminat limitinin 290.000 TL olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ve davacının tüm zararını karşıladığını, her türlü tedavi gideri ve geçici iş göremezlik taleplerinin SGK tarafından karşılanacağını, SGK tarafından davacıya ödenmiş rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili şirket tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacı tarafın temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talebinin haksız olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; kaza yapan aracın hususi araç olup, davacının hatır taşıması nedeniyle araçta bulunduğu, taşımanın karşılıksız olduğu bu sebeple bilirkişi raporunda belirlenen tazminattan %20 oranında hatır taşımacılığı indirimi yapılması gerektiği, davalının davacıya ödeme yaptığı tarih olan 18/03/2016 tarihinde temerrüde düştüğü, aracın hususi araç olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesi gerektiği, tazminatta takdiri indirim yapılmış olması nedeniyle ıslah edilen miktara göre reddedilen kısım için davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği ve yargılama giderlerinin de paylaştırılamayacağı görüşünden hareketle; -Davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine, davacı için 96.051,68 TL tazminattan %20 oranında indirim yapılmak suretiyle bulunan 76.841,344 TL tazminatın, dava tarihi olarak 27/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; mahkeme tarafından yapılan yargılama ile resen %20 hatır taşıması indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, zira davalı sigorta şirketinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde hatır taşıması indirimi yapılması talebinin bulunmadığı, bu durumun lehlerine kazanılmış hak oluşturduğu, davalı tarafından hatır taşıması indirimi talebi olmamasına ve ispat yükü kendisinde olan davalının hatır taşıması olgusunu ispatlayamamasına rağmen yerel mahkeme tarafından hatır taşıması indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, yine avans faizine hükmedilmemesinin de hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 08/05/2015 günü davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucunda davacının yaralandığı, müteakip bu yaralanmasına karşılık davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğu iddiasıyla davacının elde ki davayı açtığı anlaşılmıştır. Öncelikle belirtilmelidir ki, aracın hususi araç olduğu gerekçesiyle tazminatın avans faiziyle değilde yasal faiziyle ödetilmesi yönünde ki ilk derece mahkemesi kararı bu yönüyle doğrudur. Hal böyle olunca da davacı tarafın bu hususa temas eden istinaf istemi yerinde değildir. Ancak mahkemece; hatır taşıması savunmasının itiraz değil def’i olduğu ve alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def’ilerin ancak belirli sürelerde ileri sürülebileceği, alacağı ortadan kaldıran ve her aşamada ileri sürülebilen itirazlardan olmadığı içinde her aşamada ileri sürülemeyeceği hususları dikkate alınmak suretiyle; davalı tarafça süresinde ileri sürülmeyen ve davacının açık muvaffakati bulunmayan savunmaya göre hatır taşıması indirimi yapılmaması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle hatır taşıması indirimi yapılması isabetli bulunmamış olup davacı tarafın bu hususa temas eden istinaf istemi ise yerindedir. Neticede davacı tarafın ilk derece mahkemesinin faiz yönünden yaptığı uygulamaya karşı istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmüne göre reddine, hatır taşıması yönünden istinaf isteminin kabulüne, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması yönünde aşağıda yazılı olduğu gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2018 tarih ve 2016/458 E. 2018/903 K. sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf isteminin yukarıda açıklanan sebeple HMK’nın 353/1/b-2. maddesi uyarınca KABULÜNE, diğer istinaf isteminin esastan reddine (HMK’nın 353/1-b/1.maddesi) a-Yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine, b-Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c-Davacının istinaf aşamasında yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2018 tarih ve 2016/458 E. 2018/903 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, a-Davanın kabulü ile 96.051,68 TL tazminatın dava tarihi olan 27/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 6.561,29-TL harçtan peşin alınan 29.20-TL harç ile 325,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 354,20-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 6.207,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, c-Davacı taraf lehine AAÜT taktir ve hesap olunan 13.074,91- TL nispi vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, d-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL başvurma harcı + 29,20 TL peşin harç + 4,30 TL vekalet harcı + 325,00 TL ıslah harcı 800 TL bilirkişi ücreti + 255,50 TL posta masrafı toplamı olan 1.443,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, e-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.30/09/2021