Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/997 E. 2020/122 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/997
KARAR NO : 2020/122
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2017
NUMARASI : 2015/1261 E. – 2017/655 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/05/2008 kaza tarihinde davacıların desteği … sürücüsü olduğu … plaka sayılı araca davalı … maliki davalı … sürücüsü, davalı … A.Ş’nin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin yaşamını yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maktulun annesi … için 1.000,00 TL , babası … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminat ile anne… için 20.000,00 TL , baba … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın dava dışı … kullanımına devredildiğini, aracın işletenin … olduğunu, … davanın ihbarını talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, asli kusurlu tarafın müteveffa olduğunu, davanın reddini talep etmiştir. Davalı … A.ş vekili cevap dilekçesinde özetle; 14/09/2009 tarihinde toplam 13.251,00-TL tazminat ödemesi yapıldığını, ibraname alındıktan 2 yıl sonra davanın zaman aşımına uğradığını, sorumluluklarının poliçe limiti olan 100.000,00-TL ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; “1-Davacılar tarafından açılan maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE, davacı … lehine 11.446,57-TL, davacı … lehine 11.404,92-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, Toplam 22.851,49-TL maddi tazminatın 2.000-TL kısmı yönünden davalı sigorta şirketi için dava tarihi olan 02/12/2015 tarihinden itibaren , diğer davalılar için olay tarihi olan 24/05/2008 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 20.851,49-TL kısmı yönünden tüm davalılar için ıslah tarihi olan 03/07/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,2-Davacılar tarafından manevi tazminat davasının KABULÜ İLE ; davacılar lehine ayrı ayrı 20.000-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ den olay tarihi olan 24/05/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, ” karar verilmiştir. Davalı … vekili ile davalı sigorta şirketi vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu aracın uzun süreli olarak 3. Kişiye kiralandığını, bu nedenle sorumlulukları bulunmadığını, 3.kişiye ihbarda bulunulmasına rağmen bu hususa kararda yer verilmediğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu yine manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … A.Ş vekili dava konusu kaza nedeniyle davacılara ödeme yapılıp ibraname alındığını 2918 sayılı KTK 111 maddesi uyarınca 2 yıllık ha düşürücü sürenin geçtiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 24/05/2008 kaza tarihinde davacıların desteği … sürücüsü olduğu …. plaka sayılı araca davalı … maliki davalı … sürücüsü, davalı … A.Ş’nin ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin yaşamını yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır. Davalı … A.Ş’nin istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede; davacılar ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen 14/01/2009 tarihli ibranamede daavcıların fazlaya ilişkin hakları saklı tuttukları bu nedenle saklı tuttukları kısım için 2918 sayılı KTK 111 maddesinde belirtilen 2 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı göz önünde tutulduğunda, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Davalı … istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, davalının tam kusuru, davacıların desteğinin olayda ölmüş bulunması, desteğin yaşı, davacıların ölenle yakınlık durumu ve, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir.Haksız fiilde zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihte doğduğu bu nedenle bu tarihten itibaren faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, yine davada taraf olmayan ihbarda bulunulan 3. Kişi hakkında hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, davalının kazaya karışan aracın ihbar olunan 3.kişiye uzun süreli kiraladığını ve 2918 sayılı KTK 3.maddesi uyarınca işleten sıfatının ortadan kalktığını, yazalı belgeler ile ispatlayamadığı anlaşıldığından davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …. ve davalı … A.Ş vekilinin istinaf taleplerinin HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik …. vekili ve davalı … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1)2- Alınması gereken 1.766,12-TL harçtan peşin yatırılan 31,40-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 1.734,72-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı …A.Ş’den ve davalı … tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Alınması gereken 2.732,40-TL harçtan peşin yatırılan 1.073,35-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 997,68-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı … tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran … vekili ve davalı … A.Ş tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/01/2020