Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/936 E. 2020/339 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/936
KARAR NO : 2020/339
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2017
NUMARASI : 2014/706 E., 2017/1349 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/02/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline ait, davalı … tarafından Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Marka 2012 … IV 1.6 TDI model aracın davalı …’a ait oto yıkamaya teslim edildiğini, aracın 30/04/2013 tarihinde bu işyerinden çalındığını, bu kapsamda müvekkili tarafından Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayet üzerine 2013/16067 sayılı soruşturma dosyası açıldığını, davalı … şirketine yapılan başvuraların sonuçsuz kaldığını, kasko sigorta poliçesinde araç değerinin 49.600,00-TL olarak belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 49.600,00-TL araç bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile; dava konusu olayın olduğu tarihte oto yıkamanın işletme ve istihdam edeni olmadığını, aynı zamanda işyerinin tüpgaz ticareti yapan bir işletme olduğunu, hiçbir zaman mekanın oto yıkama olarak kullanılmadığını, yaşanan olayda bir sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun işletme sahibi olan … ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından 31/08/2012-31/08/2013 tarihlerini kapsar şekilde kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, aracın 30/04/2013 tarihinde çalındığından bahisle müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, yapılan araştırmada aracın çalınmadığı, emniyeti suistimal sebebiyle olayın meydana geldiğinin belirlendiğini, bu nedenle oluşan hasar bedelinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, talep edilen bedelin gerçek zarar bedeli de olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “Davanın her iki davalı yönünden KISMEN KABULÜ ile; 49.000,00-TL’nin tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalı … ŞTİ. Yönünden 26/07/2013 diğer davalı … yönünden 30/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, karara karşı davalı … A.Ş.vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı … A.Ş.vekilinin istinaf sebepleri; talebin kasko sigorta poliçesinden kaynaklanması ve davacının tacir olmaması nedeniyle mahkemenin görevsiz olduğu, açılan davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, dava konusu olaydaki hasarın sigortalı araç anahtarının ele geçirilmesi suretiyle çalınmasından değil anahtarın teslim edilmesi suretiyle yani emniyeti suistimal ile meydana geldiği, bu nedenle talebin teminat dışı olduğu, hükmedilen tazminat tutarının fahiş olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiği, davalının olayın meydana geldiği işyerinin sahibi olmadığı, davalının 04/02/2014 tarihinde işyerini kapattığı, işyerinin oto yıkama değil tüp gaz ticareti yapılan bir yer olduğu, davalının mülk sahibi olması dışında işletmenin hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı, zararın sigorta şirketince karşılanması gerektiği, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, kasko sigorta poliçesi sözleşmesine dayalı tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 30/09/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, bu rapor ile aracın olay tarihi itibariyle ikinci el rayiç piyasa değerinin 49.000,00-TL olarak tespit edilmesine, açılan davada mahkemenin görevli bulunmasına, davacı ile davalı … A.Ş. arasında düzenlenen Motorlu Kara Taşıtları Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ek sözleşme maddeleri ile anahtarın ele geçirilmesi nedeniyle çalınmanın poliçe teminatı kapsamına dahil edilmesi nedeniyle meydana gelen zarardan davalı … şirketinin sorumlu bulunmasına, olay tarihinin 30/04/2013 olup olayın meydana geldiği yerin tapuda davalı … adına kayıtlı bulunmasına, olay tarihi itibariyle işyerinin İSKİ Su Aboneliğinin davalı … adına yapılmış olmasına, davalı … tarafından işyerinin bir başkası tarafından işletildiği ileri sürülmekte ise de bu ilişki kanıtlayacak nitelikte dosyaya kira sözleşmesi, intifa sözleşmesi ve benzeri herhangi bir delil sunulamaması karşısında işyerinin davalı … tarafından işletilmekte olduğunun kabûlü gerekmesine, davalı …’ın işyeri sahibi (işleten sıfatıyla) meydana gelen zarardan sorumlu olmasına göre mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabûlüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup davalı vekillerinin istinaf taleplerinin HMK.353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2017 tarih ve 2014/706 E., 2017/1349 K. Sayılı kararına karşı davalı … A. Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.347,19-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalılar tarafından yatırılan toplam 1.704,98-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.642,21-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.27/02/2020