Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/791 E. 2020/261 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/791
KARAR NO: 2020/261
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2017
NUMARASI: 2015/3 E. – 2017/909 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; davalılardan …’in 07.07.2011 günü sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken müvekkilinin kullandığı elektrikli bisiklete çarparak müvekkilin basit tıbbî müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin sol bacağı kırılmış olduğundan tedavi masraflarının TBK 54. madde gereği tazmini gerektiğini, belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 4.656,325 TL ( ıslah ile 31.277,26-TL) maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile … Ltd. Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş vekilinin cevap dilekçesini özetle; Dava konusu kazaya karıştığı iddiası edilen … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde 26.12.2010-2011 vadeli … nolu Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin söz konusu poliçe kapsamında ihtiyari mali mesuliyet teminatından sorumluluğu zorunlu Trafik Sigortası hadlerinin üzerinde kalan hasarlarda 150.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, … plakalı aracın trafik poliçesi bulunmadığını ve müvekkili şirketin ihtiyati mali mesuliyet sigortacısı olarak ancak trafik poliçesi teminatlarını aşan hasarlarda sorumluluğu söz konusu olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; olayda asli ve tek kusurlunun davacı olduğunu, davalının kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın 02/07/2011- 01/08/2011 tarihleri arasında dava dışı … isimli kişiye kiraya verildiğini, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; ” Dosyada mevcut bilirkişi raporunda kusur tayinin hem ceza dosyası hem de önceki tespitler bakımından aydınlatıcı olması, davalı sürücünün kusurlu olması ve davalı sigortanın sigortalı kusuru oranında ve teminat dahilindeki miktar itibariyle sorumlu olması ilkesi gereği davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, davalı … isimli şirketin işleten sıfatıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca sorumlu olduğu kanaatine varıldığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 1-Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 28.947,26 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, faiz talep edilmediğinden bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat bakımından tarafların kusur durumu dikkate alınarak 1,500.00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı … A.Ş vekili , davalı … vekili ve davalı … Ltd Şti vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; kazaya karışan aracın kasko ve ihtiyati mali mesuliyet sigortacısı olduklarını, bu araca ilişkin … A.Ş tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi bulunduğunu, sıralı sorumluluk gereği ZMMS poliçesi sınırları içerisinde kalan zarar nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … Ltd Şti vekili istinaf dilekçesinde; kazaya karışan aracın 02/07/2011- 01/08/2011 tarihleri arasında dava dışı … isimli kişiye kiraya verildiğini, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını, kusur, maluliyet ve hesap bilirkişisi raporlarının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; olayda asli ve tek kusurlunun davacı olduğunu, davalının kusurunun bulunmadığını, kusur ve maluliyete ilişkin raporların hatalı olduğunu , itirazların değerlendirilmediğini, tanık beyanın dikkate alınmadığını, mahkeme kararının gerekçesinin yeterli olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; davalılardan …’in 07.07.2011 günü sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken davacının kullandığı elektrikli bisiklete çarparak davacının basit tıbbî müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına ve malul kalmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı … A.Ş şirket nezdinde 26.12.2010-2011 tarihleri arasında … nolu Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçe kapsamında ihtiyari mali mesuliyet teminatınında verildiği, bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun ZMMS hadlerinin üzerinde kalan zararda söz konusu olabileceği, aynı araca ilişkin … A.Ş tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi bulunduğu belirtildiğinden sıralı sorumluluk gereği ZMMS poliçesi sınırları içerisinde kalan zarar nedeniyle bu davalının sorumlu tutulamayacağı, göz önünde tutulduğunda davalı tarafından düzenlenen İMMS poliçesinin içerisinde yer aldığı, kasko sigorta poliçesi ile kazaya karışan araca ait ZMMS poliçesinin eksiksiz olarak dosya içerisine getirtilerek bu davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği, bu haliyle bu davalının istinaf taleplerinin yerinde bulunduğu, Davalı … Ltd Şti’nin istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede ise; 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, davalı … Ltd. Şti. vekili hukuken işleten olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kazaya karışan aracın kiralama sözleşmesi ile dava dışı …’e kiralandığını belirterek buna ilişkin belgeleri dosyaya sunmuştur. Mahkemece bu husus tartışılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece taraflar arasında uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı … Ltd. Şti. işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. Yukarıdaki açılamalar ışığında, davalılar … Aş vekili ile … Ltd. Şti. vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılması, davalı … yönünden ise istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- Davalılar … Aş vekili ile … Ltd. Şti. vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, istinaf talebine konu İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2017 tarih ve 2015/3 E., 2017/909 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davalı … yönünden ise istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davalı … Ltd Şti tarafından peşin olarak yatırılan 526,75-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5–Davalı … tarafından yatırılan 490,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 6-Davalı … tarafından yatırılan 491,00-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 7- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 8-Taraflarca tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/02/2020