Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/783 E. 2020/242 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/783
KARAR NO: 2020/242
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2015/666 E., 2017/890 K.
DAVANIN KONUSU: Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava vekili dava dilekçesi ile; 17/11/2013 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki, davalı … şirketince kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan … plâkalı araç ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plâkalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen kaza sonucu davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini, İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/34 D.İş sayılı dosyası ile araçta meydana gelen hasara ilişkin tespit yaptırıldığını, tespit dosyasına sunulan raporda aracın pert olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, davalı … şirketine yapılan başvuru üzerine başvurudan sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 09/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 41.013,02-TL hasar bedeli, 10.000,00-TL değer kaybı olmak üzere toplam 51.013,02-TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın kaza sonrasında doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “1-Islah yoluyla dava konusu edilen değer kaybından kaynaklanan tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, 2-Hasar bedelinden kaynaklanan tazminat talebinin kabulü ile; 41.013,02 TL tazminatın davalılardan (Davalı … şirketi poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu tutulmak kaydıyla), müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktara davalı … şirketi yönünden 17/02/2014 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi suretiyle ve davalı … yönünden de 18/11/2013 olay tarihinden itibaren yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE, 3-Tespit giderlerinin yargılama giderleri faslında DEĞERLENDİRİLMESİNE,” karar verilmiş, karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesine karşı süresinde sunmuş oldukları itiraz dilekçesi ile gerek araçtaki değer kaybı, gerekse hasar bedeli yönünde zamanaşımı def’inde bulundukları, aracın değer kaybına yönelik zamanaşımı def’i dikkate alınmasına rağmen araçtaki hasar bedeline yönelik zamanaşımı def’inin dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu hususuna ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Dava koşulu niteliğindeki görev sorunu, öncelikle irdelenmelidir. (HMK. m. 114/1-c; m. 115/1). Davada kaza tarihinin 17/11/2013 tarihi olduğu, dava tarihinin ise 26/06/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 07/11/2013 tarihinde kabul edilen, 28/11/2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için; yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının: başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir. 6502 sayılı Yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, tüketici mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde, davacı …’ın kendi kasko sigortası olan davalı … Şirketine karşı dava açtığına göre, yasada tanımlanan şekilde davacının tüketici, davalının ise kasko sigortacısı olduğu anlaşılmaktadır.Şu durumda, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup; yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. (HMK. m.1). Diğer yandan, sıfat sorununun da görevli mahkemede değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi yerine yazılı biçimde hüküm kurulması yerinde görülmemiş ve aşağıdaki biçimde karar verilmek gerekmiştir(HMK. m. 353/1-a/3).
KARAR:Gerekçe uyarınca; 1-İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, HMK. m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.13/02/2020