Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/721 E. 2020/91 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/721
KARAR NO: 2020/91
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/02/2018
NUMARASI: 2018/1032 D. İş – 2018/1037 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuranlar vekili sigorta tahkim komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …’nun 26/06/2016 tarihinde yaptığı trafik kazası sonucunda hayatını kaybederek geriye eşi ve çocukları bulunan davacıları bıraktığını, sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınmadığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı eş … için 40.000,00-TL, davacı çocukların da her biri için ayrı ayrı 500,00-TL olmak üzere toplam 41.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 06/11/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de eş … için olan istek miktarını 184.959,00-TL’ye, davacı … için olan istek miktarını 14.934,00-TL’ye ve davacı … için olan istek miktarını da 27.513,00-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevabında özetle; talebin konusunu oluşturan kazaya neden olan … plaka sayılı aracın 14/01/2016-14/01/2017 tarihleri arasını kapsar biçimde vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, ancak 25/06/2016 günlü trafik kazasının davacıların desteği olan araç sürücüsü …’nun tam kusuru neticesinde meydana geldiğini, bu durumda 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM Sigortası Genel Şartları uyarınca davacıların taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; poliçenin düzenlenme tarihinin 26/04/2016 olan yasal değişiklikten önce olması nedeniyle, davacıların destekten yoksun kalan üçüncü kişi konumunda bulunduğunu bu nedenle desteğin kusurunun kendilerine yansıtılamayacağı görüşünden hareketle, benimsenen hesap bilirkişi raporu doğrultusunda başvuru sahiplerinin talebinin kabulü ile müteveffanın eşi … için 184.959,00-TL, kızı … için 14.995,00-TL, kızı … için 27.513,00-TL olmak üzere toplam 227.407,00-TL maddi tazminatın06/06/2017 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş; sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine, itirazı reddedilmiş, itiraz hakem heyeti kararına karşı davalı … vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; başvuruya konu … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, 26/06/2016 tarihinde sigortalı müteveffa sürücünün tam kusuru ile yapmış olduğu, tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle başvuru sahibinin taleplerinin teminat dışı olduğu gözardı edilerek, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı bulunduğu hususuna ilişkindir. Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. 1-5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/12. Maddesi gereği, sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00-TL’yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece (somut olayda tahkim komisyonunca) bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/03-1990/04 İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca İstinaf Mahkemesi’nce de istinaf isteğinin miktar nedeniyle reddine karar verilebilir. Görülmekte olan davada, davacılar ihtiyari dava arkadaşı durumunda bulunduğundan, 40.000,00TL’lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmelidir. Bu nedenle; davacılar … ve … yönünden verilen kararlar miktar itibariyle kesin olup yasa yolu kapalı bulunduğundan, bu davacılara yönelik istinaf isteğinin reddine karar verilmek gerekmiştir. 2-Davacı eş … hakkında verilen hüküm bölümüne yönelik istinaf itirazına gelince; Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı … nezdinde başlangıç tarihi 14/01/2016 olan bitiş tarihi ise; 14/01/2017 bulunan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …’nun tam kusuru neticesinde 26/06/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan davacı eş …’nun üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde , destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile 26/06/2016 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı … şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 14/01/2016 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü …’nun kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakkı bulunmamaktadır. “Yargıtay 17.hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı” Açıklanan nedenle …’nun başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; reddedilen istinaf itirazları nedeniyle kesinleşen hususlar da gözetilerek, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin davacılardan … ve … bakımından verilen İtiraz Hakem Heyeti’nin 24/01/2018 gün ve 2017.İ.6023-2018/İHK-593 sayılı kararına yönelik istinaf isteklerinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle USULDEN REDDİNE, 2-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin davacılardan … bakımından verilen İtiraz Hakem Heyeti’nin 24/01/2018 gün ve 2017.İ.6023-2018/İHK-593 sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının ise yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE, 3-Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırılan 3.884,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde kendisine İADESİNE, 4- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise, takdiren üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6-İstinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 24/01/2018 gün ve 2017.İ.6023 – 2018/İHK-593 sayılı kararının KALDIRILMASINA; 6/1- Başvuru sahibi …’nun talebinin KABULÜ ile, 14.985,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/06/2017 olan temerrüd tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak, davacı …’ya verilmesine; 6/2- Başvuru sahibi …’nun talebinin KABULÜ ile, 27.513,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/06/2017 olan temerrüd tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak, davacı …’ya verilmesine; 6/3-Başvuru sahibi … tarafından açılan davanın ise REDDİNE, 6/4- Başvuru sahipleri tarafından yapılan ve 3.411,00-TL başvuru ücreti ile 400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.811,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 712,20-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına, 6/5- Davalı … tarafından yapılan ve 3.412,00-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 2.774,36-TL’sinin davacı taraftan alınarak davalı … şirketine verilmesine, bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına, 6/6- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri dikkate alındığında, davada vekille temsil edildiği anlaşılan başvuran … için hesaplanan 1.798,20-TL vekâlet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak başvuran …’ya verilmesine, 6/7- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri dikkate alındığında, davada vekille temsil edildiği anlaşılan başvuran … için hesaplanan 3.301,56-TL vekâlet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak başvuran …’ya verilmesine, 6/8- Başvuran … bakımından; 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/17 maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3. maddesi hükümleri dikkate alındığında reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00-TL vekâlet ücretinin 1/5’i olan 680,00-TL avukatlık ücretinin …’dan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ ye verilmesine, 6/9- Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine. HMK. m.353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … ve … bakımından HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN; … bakımından ise; HMK. m. 361 gereğince, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/01/2020