Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/573 E. 2020/20 K. 09.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/573
KARAR NO : 2020/20
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/12/2017
NUMARASI : 2017/7184 D. İş – 2017/7164 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/01/2020
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran vekili sigorta tahkim komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde 26/03/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan vekil edeninin yaralanarak Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinden alınan rapordan da anlaşılacağı üzere %39 oranında beden gücü kaybına uğradığını, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda davacıya 09/06/2015 tarihinde 21.770,00-TL ödeme yapılmış ise de, bu ödemenin beden gücü kaybı oranı, aktif ve pasif dönem zarar süreleri ve kusur gözetildiğinde yetersiz olduğunu, bu amaçla davalı … şirketine yapılan 13/01/2017 günlü 2.başvurunun ise reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 5.000,00-TL maddi tazminmatın temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilen karar verilmesini istemiş, 05/09/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarını 128.230,00-TL’ye çıkardıklarını açıklamşıtır.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; başvuruya konu olan trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde 16/12/2008-16/12/2009 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 150.000,00-TL olduğunu, davacının yapmış olduğu başvuru sonucunda İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinden temin edilen sağlık kurulu raporunda belirtilen %8 maluliyet oranı, %100 kusur, %25 hatır taşıması ve alkollü sürücünün aracına bilerek binme nedeniyle indirim yapılarak kendisine 09/06/2015 tarihinde 21.770,00-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla bakiye bir sorumluluğunun kalmadığını, eğer bakiye sorumluluk olduğu sonucuna varılırsa sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının, maluliyetinin varlığının ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesini, müterafik kusur durumunun gözetilmesini istediklerini, faizin de dava tarihinden başlatılması gerektiğini savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında, sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak başvuruya eklenen Dokuz Eylül Üniveriseti Uygulama Ve Araştırma Hastanesince düzenlenen rapordan da anlaşılacağı üzere, %39 oranında beden gücü kaybına uğradığı, kazanın oluşumunda davacının yolcu olması nedeniyle kusurunun bulunmadığı, ancak hatır için taşındığı ve alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmesi nedeniyle belirlenen tazminat miktarında ayrı ayrı %15 oranında indirim yapılması gerektiği, hesap bilirkişisi raporu uyarınca davacının %39 maluliyet oranına göre zararının 249.307,27-TL olduğunun anlaşıldığı, hatır ve müterafik kusur durumu gözetildiğinde davacının maddi zararının 174.525,09-TL olacağı, davalı şirketin yapmış olduğu ödeme miktarı ile poliçenin limiti dikkate alındığında davacının 128.230,00-TL bakiye alacağı bulunduğu görüşünden hareketle, davanın kabulü ile 128.230,00-TL tazminatın 30/05/2017 tarihinden işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı … şirketi vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itirazı reddedilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davacının maluliyetine ilişkin dosyada iki farklı rapor olmasına rağmen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, kusur incelemesi yapılmadan karar verilmesinin de doğru bulunmadığı, kabule göre de başvuran tanraf lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiği hususlarına yöneliktir. Dava; trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarara dayanılarak açılmış kalıcı iş göremezlik tazminatı isteğine ilişkindir.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir.Somut olayda, kazanın gerçekleşmesinden 7 yıl sonra kişisel başvuru sonucunda davacı tarafından temin edilen ve Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 19/12/2016 günlü rapor hükme esas alınmış ise de, söz konusu raporu içeriği gözetildiğinde belirlemeye esas alınan yasal düzenlemeler açıklanırken,” 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ve 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ” ekindeki “Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında ” dendiği, oysa belirlemenin az yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre değil; sadece kaza tarihi olan 26/03/2009 tarihinde geçerli bulunan 01/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre yapılması gerektiğinden, söz konusu bu belirlemenin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre mi, yoksa 11/10/2008 tarih 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlarak yürürlüğe giren Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre mi düzenlendiği hususu anlaşılamadığından raporun, yeterli ve geçerli bir rapor niteliği taşımadığı açıktır.Bundan ayrı; davalı … şirketi tarafından yapılan ödemeye dayanak gösterilen ve Tepecek Eğitim ve Araştırma Hastanesinden temin edilen ve özür oranını %8 olarak belirleyen 31/05/2013 günlü sağlık kurulu raporunun da hangi mevzuata göre düzenlendiği belli olmadığından bu raporun da geçerli ve yeterli bir rapor niteliği bulunmamaktadır. Bu durumda; olayın niteliği ve yargılamanın tahkim yargılaması olduğu gözetilerek, kaza ile ilgili varsa eksik tedavi evrakları da getirtilerek, yukarıda açıklamalar ışığında, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen davacıda bulunan şikayetler dikkate alınarak Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerinden oluşturulacak uzman doktor heyetinden, kaza tarihi olan 26/03/2009 tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması ve ondan sonra oluşacak duruma göre sürekli iş göremezlik zararının kapsamının belirlenmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması hali HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının kabulü ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararın kaldırılması gerektiği; kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde, davalı tarafın diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda gösterilen nedenlerle KABULÜ ile, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 27/11/2017 gün ve 2017/İ.5078-2017/İHK.4916 sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA;2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem, değerlendirme ve yargılama yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE, kaldırma-gönderme gerekçesi dikkate alındığında davalı … şirketi vekilinin yukarıda açıklanan hususlar dışında kalan diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,3- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 2.189,85-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Davalı … şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 09/01/2020