Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/384 E. 2020/4 K. 09.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/384
KARAR NO : 2020/4
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI : 2015/348 E., 2017/823 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/01/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesi ile; dava dışı … tarafından kullanılan ve davalı … şirketince ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın 12/01/2013 tarihinde Unkapanı köprüsü üzerinden Taksim istikametine seyir halindeyken havanın yağışlı ve yolun ıslak olması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek önce aracının sağ ön lastik kısmını demir korkuluklara vurduktan sonra sağ tarafına yan yatarak sürüklendiğini, arka koltukta yolcu olan müvekkillerinin desteği … ’in aracın kayan kapısının açılması şeklinde meydana gelen kaza sonucu vefat ettiğini, kaza sonrasında davalı … şirketin yapılan başvuru sonucu 23.000,00-TL ödendiğini, yapılan ödemenin davacıların zararını karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 4.000,00-TL, davacı … için 4.000,00-TL olmak üzere şimdilik 8.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesi talep etmiş, 15/02/2017 tarihli talep artırım dilekçesi ile talebini davacı … için 34.037,56-TL’ye, davacı … için 40.517,84-TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacılara kaza sonrasında ödeme yapıldığını, olayda hatır taşıması bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; kesinleşen ceza dosyasında mahkemenin de kabul ettiği üzere alınan mağdur beyanları dikkate alındığında sigortalı araç sürücüsü … önüne plakası belirlenemeyen bir aracın ani fren yapması neticesinde kazanın meydana geldiğinin anlaşıldığı, buna göre kazanın meydana gelmesinde sürücü … %40, plakası belirlenemeyen araç sürücüsünün %50, müteveffa … %10 oranında kusurlu oldukları, somut olayda sürücü … müteveffanın arkadaşı olduğu ve taşımanın ücretsiz, bir karşılık alınmadan yapıldığının dosya kapsamından anlaşıldığı, bu nedenle TBK 51. maddesi uyarınca belirlenen tazminatlar üzerinden takdiren % 15 oranında indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle;”1-Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; 7804,38-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (poliçe limiti dahilinde sorumlu olmak üzere) davalıdan alınarak davacı …’e ödenmesine,fazlaya dair talebin reddine,2-Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; 10.007,68-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (poliçe limiti dahilinde sorumlu olmak üzere) davalıdan alınarak davacı …’e ödenmesine,fazlaya dair talebin reddine,” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; araçta yolcu olarak bulunan müteveffanın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olarak kabul edilemeyeceği, müteveffaya atfedilen kusur oranının müterafik kusur oranı olarak kabulü halinde tazminatın tamamı üzerinden % 10 oranında kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğu, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında araç sürücüsü ve araç işletenlerinin meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları nedeniyle kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulmasının yanlış olduğu, meydana gelen kazada hatır taşımasının söz konusu olmaması nedeniyle hatır taşıması nedeniyle % 15 oranında indirim yapılmasının doğru olmadığı, plakası belirlenemeyen araç sürücüsünün hatır taşıması indiriminden faydalandırılmasının yanlış olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 1)Dosya kapsamından davacıların murisi … içinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı … şirketince ZMMS poliçesi ile sigortalanan sürücü …. sevk ve idaresindeki aracın yapmış olduğu kaza sonucu … vefat etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar murisi … kazaya karışan araç içinde yolcu konumunda bulunduğundan kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğundan söz edilemeyecektir. Bu itibarla ATK raporu ile davacılar murisi …, alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmesi şeklinde meydana gelen kazada % 10 oranında kusurlu olduğu yönündeki belirleme doğru bulunmamaktadır. Muris …, alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmesi ancak müterafik kusur olarak değerlendirilebilecektir. Ancak davalı … şirketinin, kazada murisin müterafik kusuru bulunduğu, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiği yönünde bir savunması bulunmamaktadır. Bu itibarla belirlenen tazminatlardan murisin % 10 kusurlu olduğu gerekçesiyle indirim yapılması doğru bulunmamaktadır. Aynı şekilde muris araçta yolcu konumunda bulunduğundan ve kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığından ve davacıların uğramış oldukları zararı 2918 Sayılı KTK’nın 85. maddesi gereğince zarar sorumlularından herhangi birinden talep etme hakları bulunduğundan, kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması da hatalı olmuştur. 2) Dosya kapsamı ile muris … ile kazaya karışan araç sürücüsü … arkadaş oldukları, olay öncesinde birlikte alkol aldıkları ve eğlenmek için Taksim’e gitmek üzere yola çıktıkları anlaşıldığından olayda hatır taşıması söz konusu olup, Mahkemece tazminat miktarları üzerinden hatır taşıması indirimi yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle kabulüne, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarları üzerinden, kazaya karışan araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınmayarak ve murisin kusuru veya müterafik kusuru nedeniyle herhangi bir indirim yapılmadan davacıların talep edebilecekleri tazminat belirlenerek ve davacılar vekili tarafından sunulan talep artırım dilekçesi ile davacılar için talep edilen tazminat miktarları da dikkate alınmak suretiyle yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2017 tarih ve 2015/348 E., 2017/823 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, 1/1- Davacılar tarafından yatırılan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 1/3- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,2- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2017 tarih ve 2015/348 E., 2017/823 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1- Davanın KABULÜNE, Davacı … için belirlenen 34.037,56-TL, davacı … için belirlenen 40.517,84-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olarak) davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 2/2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 5.092,87-TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından yatırılan toplam 254,64-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.838,23-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 2/3- Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi 2020 yılı itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 5.105,63-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, 2/4- Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi 2020 yılı itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 6.000,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, 2/5- Davacılar tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 164,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 691,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 2/6- HMK 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/01/2020