Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3593 E. 2020/3932 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3593
KARAR NO : 2020/3932
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/06/2018
NUMARASI : 2016/19 E., 2018/607 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 07/01/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı …’ya ait diğer davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 09.07.2015 tarihinde müvekkili şirkete ait seyir halinde bulunan … plaka sayılı araca %100 kusurlu olarak çarpmak suretiyle hasara uğrattığını, meydana gelen kaza sonucu müvekkili firmaya ait aracın hurda haline geldiğini, aracın mevcut haliyle sovtaj(hurda) değerinin 45.000 TL ve hasarsız halinin 94.000 TL olduğunu, müvekkili şirketin zararının 49.000 TL olduğunu ve davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, söz konusu kaza nedeniyle aracın pert olmasından dolayı yeni bir aracın ikame edilebilmesi için 10 günlük süreye ihtiyaç duyulduğunu, 10 günlük kira bedeli kaybı olan 5.400 TL’lik tutardan da davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, 49.000,00-TL müvekkilinin zararının (hasar bedelinin) davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren, davalı ….’den ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline (… A.Ş’nin poliçe teminatı ile sınırlı olması kaydıyla), 5.400,00 TL kira gelir kaybının davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde … adına kayıtlı … plakalı araç için … nolu düzenlenen Zorunlu Trafik Poliçesi bulunduğunu, davacının her ne kadar müvekkili şirket sigortalısının %100 kusurlu olduğunu beyan etmiş ise de; davacının da trafik seyrine uyup uymadığının, araçla arasında bırakması gereken takip mesafesini bırakıp bırakmadığının, hızının yol şartlarına uygun olup olmadığının ve başkaca bir kural ihlali ile kazada kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdii gerektiğini, davacının araç değerinin tespitine de kesinlikle muvaffakatları olmadığını, araç değerinin belirlenmesi gerektiğini, davaya konu trafik kazasında rent a car şirketi aracının sürücüsü …’e karşı davayı ikame etmemesinin kötü niyetli bir davranış olduğunu, kazaya dair kusurlarının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin müvekkillerinin ikametgah yeri olan İzmir olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilerek dava dosyasının yetkili İzmir Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davanın mesnetsiz olup hukuka ve gerçeğe aykırı olduğunu, kazaya sebebiyet veren asli kusurlu sürücünün … olduğunu, davacının sürücüsü …’e karşı davayı ikame etmemesinin kötü niyetli bir davranış olduğunu, davanın sürücü …’e ihbarını istediklerini, müvekkili …’nın kuyumculuk mesleğini icra eden serbest meslek erbabı olduğunu, müvekkilinin tutanağın düzenlenmesinden yarım saat önce Kemeraltı’nda kuyum atölyesinde siyanürle bir takım iş ve işlemler yaptığını, altını işlemek ve ağartmak için kezzap, tuz ruhu kullanarak ağartma işlemi yaptığını, nefesi ile çıkan buharı solumanın etkisi ile olsa gerek hava borusundan ağız alkolü (metil alkol) etkisi görülmüş olabi1eceğini, müvekkilinin alkol alan bir insan olmadığını, müvekkilinin tutanağı düzenleyen karakola giderek hastaneye sevkini istemesine rağmen karakol yetkililerinin “promil değeri 100’ün altında olduğundan” hastaneye sevk edemeyeceklerini belirterek kendisine yardımcı olmadıklarını, asli kusurlu araç sürücüsünün bu durumdan yararlanarak sırra kadem bastığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda;”Dosya arasında bulunan kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasında kazanın ne şekilde meydana geldiği ve kusur oranları konusunda farklılık bulunduğundan dosya İstanbul Teknik Üniversitesi Ulaştırma Ana Bilim Dalı , Karayolları Trafik Uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış, Yardımcı Doç. Dr. Yüksek Mühendis … tarafından 21/12/2017 tarihli raporunda … plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde %100 tam kusurlu olduğunu, davalı … plakalı aracı kullanan …’nın ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirtmiştir. “Bu rapora göre davalıların kusursuz oldukları belirlenip mahkemece de bu rapor oluşa uygun bulunduğundan davacının davalılardan talep edebileceği bir tazminat miktarı bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile; 1- Davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın tamamen yanlış ve eksik incelemeye dayandığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ayrıntılı ve yeterli bir inceleme yapılmadığını, raporun kaza tutanağı ile çelişkili olduğunu, kusur oranlarının hesaplanması için Adli Tıp Kurumuna başvurulmasını talep etmelerine rağmen bu talepleri değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;Dava, trafik kazası nedeniyle hasar bedelinin tazmini ve gelir kaybı alacağı istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle birbirini teyit eden uzman bilirkişi raporlarındaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/06/2018 tarih ve 2016/19 Esas, 2018/607 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin yatırılan 35,90-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 18,50-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK. nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2020