Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3550 E. 2021/256 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3550
KARAR NO: 2021/256
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2018
NUMARASI: 2016/93 E. – 2018/621 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili; ZMMS trafik poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın 19/10/2015 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde Akyaka İlçesinden Kars İli istikametine doğru ilerlemekte iken belirtilen noktaya geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazasının meydana geldiği, kaza sonucu …’un vefat ettiği, davalı tarafın kendi kusuru ile ölen işleten ve araç sürücüsü mirasçılarının talep dışı olduğu yönündeki iddialarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, sigorta şirketinin işleten ve sürücü ile diğer sorumlulara rücu edebiliceğini, kendilerinin 3. kişi konumunda olduklarını, Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarına göre, davacıların salt mirasçısı değil 3. Kişi konumunda olduklarını, ayrıca davacıların maddi durumları nedeniyle adli yardım talebiyle bu davanın açıldığını, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, delil listelerinin davalı tarafa tebliğine, adli yardım taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik eş … için 2.000,00-TL,çocuk … için 1.000,00-TL, çocuk … için 1.000,00-TL ve çocuk … için 1.000,00-Tl olmak üzere toplam 5.000,00-TL (davalı sigorta şirketinin azami poliçe limitiyle sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilahare 15.03.2018 tarihli dilekçesi ile dava konusunu 201.234,34 TL arttırarak 206.234,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 19.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; Her ne kadar dava konusu taleplerin teminat dışı olması sebebiyle davayı kabul anlamına gelmese de müvekkili şirkete sigortalı aracın işleteni …’a ihbar edilmesine, huzurdaki davada sigortalı araç sürücüsü müteveffa …’un kaza anında 1,87 promil alkollü olması sebiyle iş bu dava sonucu tazminata hükmedilmesi halinde işletene rücu hakkını saklı tutuklarını, davacıların 19/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden muris …’un desteğinden yoksun kaldıkları ididasıyla maddi tazminat davası açılmış olduğunu, bu davanın hukuku dayanaktan yoksun olduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı Karayolları Motorlu araçlar ZMMS (trafik) sigorta poliçesi ile 20/07/2015-20/07/2016 tarihleri arasında … adına sigortalı olduğunu, kusur oranıyla sınırlı olmak üzere kaza tarihi itibariyle kişi başı azami teminatın 290.000,00-TL olduğunu, …’un sigortalı araç sürücüsü olup kazada asli kusurlu olduğunu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesine göre teminat dışı olduğunu, davacının taleplerinin 14/05/2015 tarihinde 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Trafik Poliçesi Genel Şartları ile açıkça teminat dışı bırakıldığını, kazanın yürürlük tarihinden sonra 19/10/2015 tarihinde meydana geldiğini, davanın reddi gerektiği , kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğunu, avans faiz talebinin haksız olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davacı taleplerinin 01/06/2015 tarihli trafik sigortası genel şartlarına göre teminat dışı kalması nedeniyle davanın reddine, huzurdaki dava sonucunda müvekkili şirket sigortalısına rücu hakkı doğacağından sigortalı …’a ihbarına, Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, hukuki niteliği itibariyle trafik kazasına dayalı olarak açılan destekten yoksun kalma tazminatı talebine yöneliktir. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; 19.10.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybeden davacılar murisi müteveffa …’un toplanan delillere göre; savcılık dosyasında bulunan ve Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkez Biyokimya Laboratuvarınca 19.10.2015 tarihi itibariyle yapılan test sonuçlarına göre 1,87 promil alkollü olduğu tespit edilmiş olup, kaza sonucu tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve kazaya ilişkin diğer bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde kazanın oluşumuna kendi kusuru ile sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. Davacılar tarafından da müteveffanın kusurlu bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusu yapılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarih ve 2011/17787 E. 2012/92 K. sayılı kararı, 15.06.2011 tarih ve 2011/17-142 E. 2011/411 K. sayılı kararı, 27.06.2012 tarih ve 2012/17-215 E. 2012/413 K. sayılı kararı ve Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin benzer mahiyetteki emsal kararlarında, kendi kusuru ile ölen araç sürücüsünün yakınlarının salt mirasçı sıfatıyla değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları ölüm nedeniyle davacı ya da davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararlarının karşılanması gerektiği ve ölenin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı yönünde kararları bulunmaktadır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2918 sayılı Kanunun 90 maddesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu düzenlenmiştir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendinde; Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminat talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminat talepleri teminat dışında tutulmuştur. Dava konusu olay 19.10.2015 tarihinde meydana gelmiştir. … plakalı araca ait ZMMS Poliçesi 20.07.2015 tarihlidir. Sigorta Poliçesi tarih itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartlarından daha sonraki bir tarihte akdedildiğinden yeni yürürlüğe giren Sigorta Genel Şartlarına tabi bulunmaktadır. Bu kapsamda uyuşmazlığın 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre çözümlenmesi gerektiğinden davacılar talebinin reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle “1-Karayolları Trafik kanunun 92/1-i bendi ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğü giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartlarının A.6 maddesinin (d) bendi uyarınca DAVANIN REDDİNE,” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresinde istinaf başvurusu yapılmıştır. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri : Kaza tarihine göre tazminatın poliçe teminatında bulunmasına karşın, bulunmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı bulunuğuna ilişkindir. İstinaf edenin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, tek taraflı trafik kazasında araç sürücüsü olan desteklerini yitiren davacıların ZMM Sigortacısından destekten yoksunluk tazminatı talebine ilişkindir. Davaya konu kazanın, davalı sigorta şirketine ZMMS trafik poliçesiyle sigortalı olan … plakalı aracın davacıların desteği …’un sevk ve idaresinde iken 19/10/2015 tarihinde Akyaka İlçesinden Kars İli istikametine doğru ilerlemekte iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı oluştuğu ve kazada davacıların desteği aracın sürücü …’un öldüğü anlaşılmaktadır. Davacıların desteği …’un sürücüsü olduğu … plakalı aracın 20/07/2015 başlangıç ve 20/07/2016 bitiş tarihli ZMMS Poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı bulunduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. 01/06/2015 tarihinden önce gerek HGK ve gerekse Yargıtay 17. HD. nin yerleşik uygulamasına göre, kendi kusuru ile ölen araç sürücüsünün yakınlarının salt mirasçı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmaları halinde, ölüm nedeniyle davacı ya da davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararlarının karşılanması gerektiği ve ölenin kusurunun desteğini yitirenlere yansıtılamayacağı hususu, herhangi bir duraksamaya meydan vermeyecek şekilde kabul edilip uygulanmaktaydı. Ancak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendi ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminat talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminat talepleri teminat dışında tutulmuştur. Yine 2918 sayılı KTK’nun 90.maddesinde 6704 sayılı yasayla yapılan değişiklikten önce, “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularından Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” denilmekte iken 26/04/2016 tarihinde yapılan değişikle, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları kapsamındaki tazminatlar, bu Kanun ve Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü ve yine 2918 sayılı KTK’nun 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ZMM Sigortası kapsamı dışında olduğunu bildirmiştir. şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yapılan bu düzenleme ile 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendi yasal dayanağa kavuşturulduğu gibi, bununla yetinilmeyerek aynı değişiklikle 2918 sayılı kanunun 92. maddesine “ı” bendi ile “Bu kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler” hükmü eklenmek suretiyle teminat kapsamı aynı doğrultuda belirlenmiştir. Anılan bu kanuni düzenlemelerin 19/10/2015 kaza tarihinden sonra yapılması nedeniyle eldeki davaya yasal dayanak yapılması hukuken mümkün değildir. Zira haksız fiillerde kaza tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerinin uygulanması hukuki bir zorunluluktur. Az yukarıda açıklanan ve 19/10/2015 kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarının ilgili A.6 maddesi hükmü ile 2918 sayılı KTK’nun 90.maddesi kaza tarihinde yürürlükte olan (26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten önceki hükümleri) birbiriyle çelişmektedir. Diğer bir ifade ile Hazine Müsteşarlığı tarafından düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ilgili maddesi, 19/10/2015 kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nun 90.maddesi hükmüne aykırıdır. Bilindiği üzere bir tüzüğün veya yönetmeliğin kanuna aykırı olan hükümleri bağlayıcı olmayıp, kanun hükümlerine göre işlem tesis edilmesi hukukun evrensel olan prensiplerindendir. Diğer yandan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendini yasal dayanağa kavuşturan 2918 sayılı KTK’nun 90. ve 92.maddesinde 26/04/2016 tarihinde yapılan değişilik hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine birçok başvuru yapılmış; Anayasa mahkemesi tarafından 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92. maddelerinde yer alan “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadeleri ile 2918 sayılı kanunun 92. maddesine “ı” bendi ile getirilen “Bu kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler” hükmünü Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra artık derdest olan davalarda, sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğuna, öncelikle (01/06/2015 tarihinden önce olduğu gibi ) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin ve trafik sigortası genel şartlarının Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin uygulanması gerektiğinde herhangi bir duraksama olmaması gerekir. Bu durumda, Hazine Müsteşarlığı tarafından düzenlenen ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6 maddesi hükmü, poliçenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümlerine aykırı olduğundan ve bu düzenlemeye yasal dayanak oluşturan kanuni düzenlemenin de Anayasa mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığında duraksamamak gerekir. Hemen belirtilmelidir ki, 6704 sayılı Yasa ile 2918 sayılı KTK’nun 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ZMM Sigortası kapsamı dışında tutulmuş ise de kaza tarihi itibariyle yürürlükte olmayan, daha sonra yürürlüğe giren bu hükümlerin eldeki davada uygulanması hukuken mümkün değildir. Bu durumda somut davada ZMMS genel şartlarının ilgili A.6 maddesi hükmü esas alınarak davanın reddine karar verilmesi isabeti olmadığından, davacılar vekilinin istinaf itirazı yerinde bulunmuştur. Hal böyle olunca, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, 19/10/2015 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılmasının mümkün bulunmamasına; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamasına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişiler bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş bulunmasına, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendinin, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve uygulanması gereken 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesine aykırı olmasına ve anılan yasanın poliçe genel şartlarına atıf yapan 2918 sayılı kanunun 90 ve 92.maddelerinin ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş bulunmasına, iptal kararının elde bulunan derdest davalara da derhal uygulanmasının gerekmesine göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına, dava dosyasının işin esasına girilip bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun KABULÜ ile İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 12/07/2018 gün ve 2016/93 E. – 2018/621 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına, HMK.nun 353/1-a madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi. 20/01/2021
MUHALEFET ŞERHİ Görülmekte olan davada, davacı taraf davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü …’un direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, vekil edenlerinin kaza sonucunda ölen …’un desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı eş … için 2.000,00-TL, davacı çocukların her biri içinde ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihiden işletilecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı sigorta şirketi ise kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan ZMM sigortası genel şartlarına göre; talebin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; destek sürücü …’un alkollü sevki sırasında ve tam kusuru neticesinde meydana gelen 19/10/2015 günlü tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği, davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen poliçe tarihinin 20/07/2015 olduğu, bu durumda sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenmesi gerektiği ve genel şartlardaki düzenlemelere göre davacıların taleplerinin teminat dışı bulunduğu görüşünden hareketle; davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş ve bu karar üzerine davacılar tarafından, poliçenin düzenlenme tarihinin ve kaza tarihinin KTK’nın 90 ve devamı maddelerinde 6704 sayılı yasa ile 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten önce yapılmış olması nedeniyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlarda yapılan düzenlemelerin 3.kişi konumunda bulunan vekil edenlerine uygulanamayacağı halde, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş uygulamalarına aykırı bir biçimde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ve kararın kaldırılması talebi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 20/07/2015, bitiş tarihi ise;20/07/2016 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …’un tam kusuru neticesinde 19/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan davacıların; üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile 19/10/2015 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu ve kaza anında alkollü bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 20/07/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olmasıgerekir.Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü …’un kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Bundan ayrı kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına ve KTK’nun atıfta bulunduğu Borçlar Kanunda da konuya ilişkin herhangi bir açık düzenleme yer almadığına göre; ortada yasaya aykırı olarak yapılmış bir genel şart düzenlemesi varlığından da söz edilemeyeceğinden davacıların destek tazminatı talep hakları bulunmamaktadır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573 Esas-2017/6035 sayılı kararı ile yine çok benzer bir konuya ilişkin bulunan 30/11/2020 gün ve 2019/1241 Esas, 2020/7802 Karar sayılı emsal içtihatları) Kaldı ki 6704 sayılı Yasa ile değişik 2918 sayılı KTK’nun 92.maddesine eklenen (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” ve (h) bendinde de “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ZMM Sigortası kapsamı dışında olduğunu bildirmiştir. Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete’de yayınlanarak 09/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 E., 2020/40 sayılı kararında da söz konusu bu ek maddelerle ilgili olarak herhangi bir iptal kararı verilmemiş, aksine bu yöndeki iptal talebi reddedilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, bu nedenle davacıların istinaf isteklerinin esastan reddi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kaldırma gönderme yönündeki görüşüne ve kararına katılmıyorum.