Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/353
KARAR NO : 2019/4072
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2017
NUMARASI : 2014/1272 E. – 2017/943 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan ve davalı …’un sürücüsü olduğu … plaka sayılı kamyonun yaya konumunda bulunan vekil edenine çarpması neticesinde meydana gelen 30/07/2013 günlü trafik kazasında davacının yaralanarak çalışamaz hale geldiğini ve malul kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen; 15.000,00-TL manevi tazminatın da davalı araç sürücüsünden kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacı …’nın ölmüş olması nedeniyle, davaya mirasçıları tarafından devam edilmiş ve mirasçı davacılar vekili tarafından verilen 02/10/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin istek miktarı 6.173,34-TL’ye çıkartılmıştır.Davalı … vekili cevabında özetle; görev ve yetki itirazında bulunarak 30/07/2013 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın vekil edeni şirkete nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunduğunu, bu nedenle kusur durumunun ve maluliyetin usulüne uygun şekilde kanıtlanması ile birlikte, dava tarihinden önce sigorta şirketine yapılan bir başvuru olmadığından, faizin dava tarihinden başlatılması gerektiğini, ayrıca davacıya SGK, Bağkur veya emekli sandığı gibi kurumlar tarafından rücua tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasını istediklerini belirterek davaya karşı konulmuştur.Davalı … ise duruşma kurumlarına gelerek, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delliler, bilirkişi raporları, kaza ile ilgili Büyükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2014/446 E.-2015/556 sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı olan ve davalı …’un sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpması neticesinde meydana gelen 30/07/2013 günlü trafik kazasında davacı …’nın yaralanarak %11 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %25 , davacının ise %75 oranında kusurlu bulunduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda, “1-Davacının davalılar… A.Ş. Ve …’a yönelik açtıkları maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 6.173,34.-TL’nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 30/07/2013 tarihinden, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,2-Davacının davalı …’a yönelik açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;Davacının davasının 5.000 TL’lik kısmının KABULÜ ile davalı …’tan alınarak kaza tarihi olan 30/07/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya verilmesine,Davacının davasının 10.000,00.-TL’lik manevi tazminat davasının REDDİNE,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili ve … tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Sigorta şirketinin istinaf nedenleri; davacı …’nın yargılama sırasında ölmüş olduğu anlaşılmış olduğu halde, kişinin 2025 yılına kadar yaşayacağı varsayımından hareketle düzenlenen aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığı, bu konudaki itirazların dikkate alınmadığı ve kusurun da hatalı belirlendiği hususlarına ilişkindir.Davalı …’un istinaf nedenleri ise; kazada kusurlu olmadığı halde, kusurlu imiş gibi karar verilmiş olması ve ayrıca yargılama sırasında ölen davacının ölümü ile kaza arasında herhangi bir illiyet bulunmadığı halde, yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına yöneliktir.Dava; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içeren ve ceza yargılaması kapsamında alınan ve hükme esas kılındığı anlaşılan kusur bilirkişisi raporunda taraf kusurlarının eşit olduğunu belirleyen bilirkişi raporuna göre, davalıların daha lehine bir belirleme içerdiği anlaşılan ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen kusur raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına; kazanın tarihi, oluş şekli, kusur durumu, davacıda oluşan yaralanma niteliği, iyileşme süresinin uzunluğu, maluliyetin oranı, paranın alım gücü ve tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları gözetildiğinde, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle davacı yararına belirlenen manevi tazminat miktarının 22/06/1999 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında gösterilen ilkelere uygun ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 4.maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin, kurala uygun olmasına, davacı …’nın olaydan yaklaşık 3 yıl sonra ölmesi nedeniyle, ölüm ile kaza arasında illiyet bağı olup olmadığının görülmekte olan davanın talep nedeni gözetildiğinde bir önemi bulunmamasına göre, davalıların aşağıda belirtilen husus dışında kalan tüm istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.2- Dosya kapsamında; mahkemece hükme esas alınan aktüer raporda, davacının bakiye ömür süresi yönünden 2025 yılına kadar yaşayacağı varsayımı ile hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar maluliyetten kaynaklanan zarar hesaplamasında malul kalan kişinin varsayımsal yaşam süresinin dikkate alınmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, somut olayda davacı 24/06/2017 tarihinde vefat etmiştir. Bu durumda artık varsayımsal azami süresi dikkate alınarak hesaplama yapılamaz. Diğer bir ifade ile; vefat eden bir kişi için, vefat tarihi sonrası sakatlık tazminatı hesaplaması yapılarak bu doğrultuda karar verilmesi mümkün değildir. Yargılama sırasında davacının hayatını kaybettiği, bu durumun mahkemeye bildirildiği ve davalı … şirketinin de açıkça hesaplamanın ölüm haline kadar yapılmasını istediğini açıklamasına rağmen, mahkemece bu husus üzerinde durulmadan ve aktüer bilirkişiden ek rapor alınmadan, yazılı biçim ve şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ne var ki; istinaf yasa yoluna başvuranlarca hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporundaki diğer hiçbir hesaplama yöntemi ve değerlendirme yönelik olarak herhangi bir itiraz ileri sürülmediğinden, bilirkişinin yapmış olduğu hesaplama yöntemi izlenerek, ölüm tarihine kadar olan dönem bakımından basit matematiksel hesaplama ile sürekli iş göremezlik zararı belirlenebileceğinden (14/07/2017 günlü bilirkişi raporunun 3.sayfasında sürekli iş göremezlik dönemi olarak gösterilen tablonun 01.01.2017- 30.07.2017 tarihleri arasına ilişkin hesaplamanın ölüm tarihinin 24/06/2017 olduğu gözetildiğinde, 210 gün yerine 173 gün olarak hesaplanması ve bu süreden sonra gelen süreye ilişkin hesaplamanın ise dikkate alınmaması suretiyle), dolayısıyla söz konusu yanılgının düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı tarafın istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca istinaf konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf nedenleri ve harcın kamu düzeninden olduğu gözetilerek, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıda başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekili ve davalı … tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE; davalıların diğer istinaf itirazlarının ise: yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 190,81-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı …’un manevi tazminata ilişkin bulunan istinaf başvurusu ret edildiğinden adı geçen davalıdan bu nedenle alınması gereken 341.55-TLnispi istinaf karar ve ilam harcının, başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından davalı …’dan yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,4-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan diğer yargılama giderlerinin ise, takdiren üzerinde bırakılmasına,5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2017 gün ve 2014/1272 esas ve 2017/943 sayılı kararının KALDIRILMASINA,6/1-Davacıların miras bırakanı … tarafından davalılar …A.Ş. ve …’a yönelik açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 2.775,47- TL’nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 30/07/2013 tarihinden, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişen isteğin REDDİNE,6/2-Davacının davalı …’a yönelik açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Davacının davasının 5.000, TL’lik kısmının KABULÜ ile, davalı …’dan alınarak kaza tarihi olan 30/07/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte alınarak, davacıya verilmesine,Davacının davasının 10.000,00-TL’lik manevi tazminat davasının REDDİNE,6/3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 189,60 -TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 54,65.-TL peşin harç ile 17,67.-TL ıslah harcının düşümü ile kalan 117,28-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,6/4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 341,55-TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 6/5-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan, 24,30-TL başvurma ücreti, 500,00.-TL bilirkişi ücreti, 611,35.-TL ATK rapor ücreti ve 242,77.-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.378,42-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 496,23-TL’sının davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde üzerinde bırakılmasına,6/6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul edilen MADDİ TAZMİNAT miktarı gözetilerek hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,6/7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca rededilen MADDİ TAZMİNAT miktarı gözetilerek hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’ye verilmesine,6/8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre MANEVİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 1.980,00.-TL vekalet ücretinin davalı …’tan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,6/9-Yatırılan gider avansınından kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine iadesine, HMK.m.353/1-b/2 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 12/12/2019