Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3507 E. 2020/3942 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3507
KARAR NO : 2020/3942
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2018
NUMARASI : 2015/774 E. – 2018/684 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04.09.2015 tarihinde davalı … şirketine …. nolu … trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusuru ile aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda araçta yolcu olarak bulunan müvekkil …nun yaralandığını, şu anda bakıma muhtaç halde olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 290.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatı ile 1000,00 TL bakıcı-bakım giderinin davalı … şirketinden temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketine 0001-0210-11925538 numaralı trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sakatlık ve ölüm olaylarında kişi başına poliçe teminat limiti 290.000,00 TL ile araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, müvekkil şirketin tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik bakımından sorumluluğunun olmadığını, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araçtan dolayı hatır taşıması niteliğinde olup olmadığının mahkemece belirlenmesi ve hatır indirimi yapılması gerektiğini, aleyhe açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;İş göremezlik tazminatı yönünde; açılan davanın tarafların sulh olması nedeniyle HMK’nun 315/1 maddesi gereğince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Bakıcı- bakım gideri konusundaki talebin dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile birlikte değerlendirildiğinde talebin kısmen kabulü ile,232.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları uyarınca bakıcı giderinin sürekli maluliyet teminatı kapsamında bulunduğunu, bu nedenle davacı talebinin teminat dışında kaldığını, kusur ve maluliyete ilişkin raporların hatalı olduğunu, taraflar arasında düzenlenen ibraname uyarınca davacıya sakatlık tazminatı ödendiği, bu kapsamda poliçe limitin kalmadığını, bakıcı ihtiyacının belirlenmediğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 04.09.2015 kaza tarihinde davalı … şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yaptığı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve malul kaldığı anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92. maddelerinde yer alan “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal etmiştir. İptal kararından sonra sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğuna öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık trafik sigortası genel şartları’nın belirleyici olmayacağı, genel şartların sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerin uygulanabileceği, bu karardan sonra sigorta şirketlerinin sorumluluğunu azaltan genel şartların bir çok hükmünün uygulanamaz hale geldiği, anlaşılmıştır. Bu kapsamda açılan davalarda Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri, Karayolları Trafik Kanunu hükümleri, genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, Yargıtay uygulamalarına göre bakıcı gideri de tedavi giderlerinden sayıldığı ve 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde yer alan tazminatın kapsamının belirlenmesine ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına yapılan atfın Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih 2019/40 E – 2020/40 K. Sayılı kararı ile iptal edildiği, davacının dava konusu tek taraflı kazada yolcu olup, kendisine kusur izafe edilemeyeceği, kazanın tek taraflı olması nedeniyle kaza tespit tutanağında belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında usule aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen ibranamede bakıcı giderine ilişkin taleplerin açıkça saklı tutulduğu, davacının alınan ATK raporuna göre %100 malul kalması nedeniyle, herhalde bakıcıya muhtaç olduğunun kabulü gerektiği, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1)2- Alınması gereken 15.847,92-TL harçtan peşin yatırılan 3.961,98-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 11.885,94-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/12/2020