Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3504 E. 2020/184 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2018/3504
KARAR NO : 2020/184
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2018
NUMARASI : 2014/151 E., 2018/972 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/02/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin … Limited Şirketinde çalıştığını, bu şirket tarafından belediyeye çöp toplama hizmeti verildiğini, davacının … plakalı çöp aracının üzerinde ve çöp toplama işini ifa ederken davalılardan …’ün sürücüsü, davalı … A.Ş.’nin işleticisi davalı …’nın ise ZMSS sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması şeklinde 30/08/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ağır yaralandığını; kaza nedeniyle malul kaldığını, süreklide bakıma muhtaç hale geldiğini ve ekonomik geleceğinin sarsıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.500,00-TL maddi tazminat ile 60.000,00-TL manevi tazminatın(davalı … sadece maddi tazminattan sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 627.386,07-TL’ye yükseltmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduklarını ancak sorumluluklarının sigorta poliçesi ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının malûliyetinin tespiti gerektiğini, davacıya ödeme yapılması nedeniyle sorumluluklarının sona erdiğini, tedavi giderlerinden 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ve geçici 1. maddesi gereğince ile SGK’nın sorumlu olduğunu, davadan öncede temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesi ile; kazadaki tüm kusurun sigortalı araç sürücüsünde olmadığını, yaralanan davacının da kusurlu bulunduğunu, davacının talep ettiği tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “DAVANIN KISMEN KABULÜNE; 600.532,87 TL maddi tazminatın 93.365,80 TL’sinin tüm davalılardan müteselsilen, kalın kısmının davalı … DIŞINDAKİ davalılardan müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine; bu tahsilat yapılırken davalı … şirketinden dava tarihinden itibaren diğer davalılardan ise kaza tarihi olan 30/08/2010 tarihinden itibaren yasal faiz alınmasına, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Şirketinden kaza tarihi olan 30/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, Fazlaya dair taleplerin REDDİNE,” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili, davalı …Ş. vekili ile davalılar … ile … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davalı … şirketine 13/04/2011 tarihinde başvurulduğu ancak başvuruya cevap verilmediği, bu nedenle 8 iş günü sonrası olan 26/04/2011 tarihi itibariyle faizden sorumlu olmasına rağmen sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabûl edilmesinin doğru olmadığı, sigorta şirketi yönünden dava açıldıktan sonra yapılan ödemenin güncellenmeksizin hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerekirken dava açıldıktan sonra yapılan ödemenin güncellenerek tazminattan mahsubunun hatalı olduğu, davalı … yönünden kaza tarihi itibarıyla poliçe limiti olan 175.000,00-TL üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, sigorta şirketi yönünden kabûl edilen miktar üzerinden belirlenen vekalet ücretinin de yanlış hesaplandığı, takdir edilen manevi tazminatın düşük olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı …vekilinin istinaf sebepleri; davanın iş kazası olduğu, davacıya rücuya tabi peşin sermaye değerli ödeme yapılıp yapılmadığının SGK’dan sorulmadan ve yapılan ödeme var ise bu ödemenin tazminattan düşülmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, 02/11/2017 tarihli ATK raporunda iyileşme süresi bakımından bir tespit bulunmamasına rağmen hesap bilirkişisi raporu ile 3 aylık geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanması ve geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu, kazanın meydana gelmesinde davacıyı hiçbir önlem almadan çalıştıran dava dışı … Şirketinin asli kusurlu olduğu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmasına rağmen tam kusur esas alınarak karar verilmesinin yanlış olduğu hususlarına ilişkindir. Davalılar … ile … vekilinin istinaf sebepleri; kusur oranına göre karar verilmesi gerektiği, işkazası nedeniyle SGK tarafından davacıya yapılan ödemeler ve bağlanan gelirin hesaplanan tazminattan indirilmeden karar verildiği, tam kusur üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 1. fıkrasında; “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; davacının davaya konu aynı zamanda iş kaza nedeniyle yaralanıp maluliyete uğradığı tarafların kabulündedir. Davaya konu kaza nedeniyle SGK Başkanlığı tarafından davacıya maluliyet tazminatı ödenip ödenmediğinin araştırılması ve yapılmış rücuya tabi ödemelerin tazminattan düşülmesi davalılar tarafından savunulduğu ve aynı zarar için birden fazla ödeme suretiyle oluşacak sebepsiz zenginleşmenin önüne geçilmesi bakımından re’sen de bu hususun araştırılması gerekmektedir. Mahkemece bu hususta araştırma yapılmış, SGK’ya 22/02/2013, 21/04/2014 ve tarihsiz müzekkereler yazılmış, SGK tarafından bu müzekkerelere 08/04/2013, 23/06/2014 ve 05/02/2015 tarihli cevaplar verilmiştir. Bu cevapların incelenmesinde SGK tarafından davacıya gelir bağlandığı ve rücuya tabi ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine … Anadolu 1. İş Mahkemesinin 2013/184 Esas sayılı dosyası ile davacı SGK tarafından davalı … aleyhine …’e geçirdiği iş kazası sonucu yapılan ödemenin rücuen tazmini talebiyle dava açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece gerekli görülmesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na yeniden müzekkere yazılarak, davaya konu iş kazası sonucu yaralanan davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise, rücuya tabi olup olmadığı; davacıya bağlanan rücuya tabi gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması ile; bağlanan gelir rücuya tabi ise, 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi hükmü gereği tazminattan düşülmesi, yine … Anadolu 1. İş Mahkemesinin 2013/184 Esas sayılı dosyasının dosya arasına alınarak söz konusu dosyanın karara çıkıp çıkmadığı, ne şekilde karar verildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediği hususları da değerlendirilmek suretiyle davacının davalılardan talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamakta olup HMK.353/1-a/6.maddesi gereğince mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davacı vekili ile davalılar vekillerinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı …Ş. vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile, … Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2018 tarih ve 2014/151 E., 2018/972 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince, yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılması ve sonrasında oluşacak duruma göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3- Davalı … A. Ş. tarafından yatırılan 1.630,35-TL nispi istinaf karar ve ilam harcı ile davalılar … ve … tarafından yatırılan 11.110,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine, 4- Davacı tarafın istinaf talebi ile ilgili olarak inceleme yapılmadığından davacı tarafça yatırılan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 5- Davacı ve davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6- İstinaf yargılaması sırasında dosya üzerinden karar verilmiş olmakla vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/02/2020