Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3501 E. 2020/3982 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3501
KARAR NO: 2020/3982
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2018
NUMARASI: 2015/971E. – 2018/451 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenine ait … plaka sayılı aracın, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın neden olduğu 03/09/2013 günlü trafik kazasında hasarlanarak değer kaybına uğradığını, davacının tamir süresi içerisinde servis işinde kullandığı araç yerine ibraz edilen faturadan da anlaşılacağı üzere başka bir araç kiralamak zorunda kaldığını, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, bu nedenle araçta oluşan değer kaybı zararı ile aracın kullanılmamasından kaynaklanan araç mahrumiyeti zararının tahsili amacıyla davalılar aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapasında icra takibine geçildiğini, bu takibin davalıların itirazı üzerine durduruğunu ileri sürerek, davalıların haksız itirazlarının iptali ile birlikte %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini istemiştir. Davalı … Ltd Şti vekili cevabında özetle; kazanın 03/09/2013 tarihinde meydana geldiğini, takip tarihine kadar müvekkili şirket ile bağlantı kurulmadığını, temerrüde düşürülmediğini, kazadan sonra aracın 27/09/2015 tarihinde servisten ayrıldığını, tamiratın bu kadar uzun olmasının olağan dışı olduğunu ve davacının kötü niyetli hareket ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … ise yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; park halindeki davacıya ait aracın hasarlanması ile oluşan 03/09/2013 günlü trafik kazasının oluşumunda, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, araçta 16.536,02-TL hasar meydana geldiğinin anlaşıldığı, aracın hasarsız hali ile tamir edilmiş hali arasında 4.000,00-TL fark bulunduğu ve aracın otobüs olması nedeniyle kullanılamadığı tamir süresince günlük 539,00-TL bedel karşılığında araç kiralandığının belirlendiği, davacı şirkete ait aracın 03/09/2013 tarihinde kazaya karıştığı onarım süresinin 15 gün olduğu göz önüne alındığında 26/09/2013 tarihi itibariyle bu sürenin sona erdiği, kazanç kaybının KDV dahil 15.900 TL olduğunun tespit edildiği bu durumda davalı araç sürücü ile davalı aracın malikinin kaza tarihi itibariyle oluşan zararlardan birlikte sorumlu oldukları benimsenmek suretiyle; “1-Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan itirazın 15.900 TL kazanç kaybı, 1.100 TL değer kaybı, 178 TL değer kaybı faizi, 2.310 TL kazanç kaybı faizi yönünden itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren % 10 geçmemek üzere asıl alacağa avans faizi ile birlikte takibin devamına, 2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; takip öncesinde vekil edenlerine herhangi bir başvuruda bulunulmamış olması nedeniyle, takip öncesi döneme ait faiz istenilemeyeceği, tamirin 25 gün sürdüğü ve bu süre ile araç kiralamak zorunda kalındığına dayanılarak tazminat isteğinde bulunulmuş ise de davacı tarafın dayanağını oluşturan 01/11/2013 günlü faturaya ilişkin olarak bir gün sonra 02/11/2013 tarihinde düzenlenen yansıtma faturası gözetildiğinde; esasen herhangi bir kira bedelinin ödenmediğinin anlaşıldığı, kaldı ki kabul edilen 25 günlük tamir süresinin de çok fazla olduğu, ayrıca hükme esas alınan raporu sunan bilirkişilerden birinin attığı imzanın altına Makine Müh. olduğu yazılmış olsa da bilirkişi teslim tutanağında adı geçen bilirkişinin Tekstil Müh. olduğu gözetildiğinde söz konusu raporun uzman bilirkişiler tarafından da düzenlenmediğinin kabulü gerekir hususlarına yöneliktir. Dava, değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. Kaza ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 122.maddesi uyarınca (benzer düzenleme 818 sayılı borçlar kanunun 108.maddesinde de mevcuttur); bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde kullanılmamasından doğan zararlar sorumlu kişiden talep edilebilir. Motorlu araç zarar görmüş ise; aracın, kullanım amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Mahkemece benimsenen bilirkişi heyet raporu doğrultusunda; davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Zira hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aracın makul tamir süresinin 15 gün olduğu belirtildiği halde davacıya ait aracın fiilen tamirde kaldığı 25 gün süre ile çalışamadığı ve dava dışı firmadan başka bir araç kiralanmak zorunda kalındığı, davacı şirketin bu nedenle 15.900,50-TL para talep edebileceği bildirilmiş ve fakat davacının aracı ile aynı model yaş ve diğer aynı özellikleri taşıyan emsal bir aracın günlük kira bedelinin ne olacağı hususuna değinilmediği görülmüştür. Ayrıca 27/02/2017 günlü bilirkişi heyet raporunda imzası bulunanlardan …’in Makine Müh.olduğu açıklanmış ise de 11/01/2017 günlü yemin ve teslim tutanağından adı geçen bilirkişinin tekstil mühendisi olduğunun belirtilmiş olduğu gözetildiğinde, …’in uzmanlığı konusunda da duraksama oluşmuştur. Bu durumda mahkemece, araç mahrumiyeti zararı konusunda hesap yapmaya ehil, konusunda uzman bir makine mühendisi bilirkişiden tüm dosya kapsamına göre davacıya ait aracın makul tamir süresinin ne olduğu ayrıca davacıya ait araçla aynı model yaş ve diğer aynı özellikleri taşıyan emsal bir aracın kira bedelinin ne olabileceği konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre ve tamir süresinin makul süreyi aşması halinde, böyle bir süre aşımından davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağı da değerlendirilip tartışalarak araç mahrumiyeti zararı konusunda bir karar verilmesi gerekirken, davacı tarafça dosyaya sunulan kiralanan aracın modeli, yılı ve diğer özellikleri belirtilmeyen bir faturaya istinaden düzenlendiği anlaşılan yetersiz bilirkişi raporunun esas alınması sonucunda hüküm kurulması HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı … vekili ile davalı …’un istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2018 tarih ve 2015/971E. – 2018/451 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının istek halinde kendilerine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a/6 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/12/2020