Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3491 E. 2019/13 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3491
KARAR NO : 2019/13
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2018
NUMARASI : 2018/7163 D.İş- 2018/7163 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/01/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuranlar vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; 26.10.2014 tarihinde tescilsiz ve plâkasız motosikleti sevk ve idare eden ve vekil edenlerin oğlu olan destek…’ın karşısına çıkan köpeğe çarpmamak için yaptığı tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde desteğin asli, başıboş hayvan sahibinin ise tali kusurlu olduğu, aracın sigortasız olması nedeniyle vekil edenlerin uğradığı destek zararının giderilmesinin Güvence Hesabının sorumluluğunda bulunduğu; Güvence Hesabına yapılan başvurunun ise sonuçsuz kaldığı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı anne için 21.000,00-TL, davacı baba için de 20.000,00-TL olmak üzere toplam 41.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini istemiş, 08.09.2016 günlü dilekçe ile de davacı anne …için olan istek miktarını 62.277,72-TL’ye, davacı baba için …. için olan istek miktarını da 59.355,04-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevabında özetle; destek …’ın ehliyetsiz bir biçimde tescilsiz ve plâkasız motosiklet ile 26.10.2014 tarihinde yaptığı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, Güvence Hesabının sorumluluğuna gidilebilmesi için desteğin kullandığı aracın cinsinin tespit edilmesi ve sigorta yaptırılması zorunlu araçlardan olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, ayrıca Güvence Hesabının 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMS Sigortası Genel Şartlarına göre destek şahsın kusurundan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacıların desteği olan …’ın sevk ve idaresindeki tescilsiz, plâkasız ve sigortasız araçla yaptığı trafik kazası sonucunda hayatını kaybettiğini, aracın sigortasız olduğunun belirlenmesi nedeniyle Güvence Hesabının destek zararından sorumlu olduğu, davacıların üçüncü kişi konumunda olmaları nedeniyle desteğin kusurunun kendilerine yansıtılamayacağı, bu durumda TBK 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçluluk sıfatlarının birleştiğinden de söz edilemeyeceği ancak olay sırasında koruma başlığı ve ekipman kullanmayan destek nedeniyle müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiği görüşünden hareketle hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu doğrultusunda başvurunun kısmen kabûlü ile toplam 98.440,21-TL tazminatın 20.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Güvence Hesabından tahsiline karar verilmiştir.
Güvence Hesabı vekilinin, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; Güvence Hesabının davacı taraf yararına hükmedilen vekâlet ücretine yönelik itirazının kabûlüne, diğer itirazlarının reddine; Uyuşmazlık Hakem Heyeti hakem kararının sonuç bölümündeki (3) numaralı maddesinin “başvuru sahibi vekil ile temsil edildiğinden 5698 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/17 bendi ve 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabûl edilen tutara göre … için yapılan başvuru için 2.125,04-TL olarak hesaplanan vekâlet ücretinin sigorta şirketinden alınarak başvurana ödenmesi şeklinde düzeltilmesine” karar verilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı davacılar vekili ve Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması nedeniyle dairemizce yapılan inceleme sonucunda 24.05.2018 gün 2017/855-2018/560 Karar sayılı ilamla;
”5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/2-b maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b hükümlerine göre Güvence Hesabına husumet yöneltilebilmesi için zarara neden olan aracın kaza tarihi itibarıyla zorunlu sigortasının bulunmamış olması gerekir. Ancak kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartlarının A.3-k maddesi gereğince; “Motorlu Bisikletlerin Kullanılmasından İleri Gelen Zararlar” teminat dışıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesinde de motosiklet ve motorlu bisikletlerin tanımı yapılmıştır. Bu durumda hakem heyetince davalı iddiası üzerinde durularak desteğin sevk ve idaresindeki aracın niteliğinin belirlenmesi, yasal düzenlemelere göre Zorunlu Trafik Sigortası yaptırması gereken araçlardan olup olmadığının tarafların iddia ve savunmaları ile davanın tahkim yargılaması olduğu da gözetilerek konusunda uzman bir makine mühendisi aracılığıyla tespit edilmesi ve ondan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir değerlendirme ve araştırma yapılmadan yazılı biçimde karar verilmesi HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında eksiklik olarak değerlendirildiğinden davalı Güvence Hesabının bu yöne ilişen istinaf isteğinin kabûlüne” karar verilerek Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 28/12/2016 gün 2016/İ.3138-2016/İHK.9541 kararının kaldırılması üzerine; Tahkim Komisyonunca yapılan yeni yargılama sonucunda; İtiraz Hakem Heyetince 11/09/2018 günlü bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere kazaya karışan motosikletin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi yaptırması zorunlu olan araçlardan olduğunun belirlendiği düşüncesinden hareketle 19.09.2018 tarihinde; 28.12.2016 günlü kararında olduğu gibi hüküm tesis edilmiş ve ayrıca istinaf mahkemesi bozma kararı sonrasında yapılan 400,00-TL bilirkişi masrafının Güvence Hesabından alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 19.09.2018 günlü kararına karşı davacılar vekili ve davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; vekil edenleri yararına Uyuşmazlık Hakem Heyetince 10.625,22-TL olarak belirlenen vekalet ücretinin İiraz Hakem Heyetince 1/5’i olan 2.125,04-TL’ye düşürülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre zarar hesaplamasının karar tarihine en yakın tarih itibarıyla yapılması gerekirken bu konudaki taleplerinin göz ardı edilmesi sonucunda yeniden aktüer bilirkişi raporu alınmaksızın hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu hususlarına ilişkindir.
1-Güvence Hesabı vekili tarafından daha sonra verilen 22.11.2018 günlü dilekçe ile istinaf isteğinden vazgeçildiği bildirildiğinden ve vekaletnamesinde yasa yoluna başvuru hakkından feragat yetkisi bulunduğu anlaşıldığından davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle HMK.m.349/2 hükmü uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin istinaf itirazına gelince; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, İtiraz Hakem Heyetince verilen 28.12.2016 günlü karara yönelik olarak daha önce istinaf yasa yoluna başvuran davacıların hüküm altına alınan tazminat miktarlarına yönelik olarak herhangi bir istinaf isteğinde bulunmadıkları gözetildiğinde, bu hususun davalı taraf yararına kazanılmış hak oluşturacağı açık bulunduğundan yeniden tazminat hesaplaması yapılmaksızın hüküm tesis edilmesinde de herhangi bir yanılgı tespit edilemediğine göre; aşağıda belirtilen husus dışındaki davacı taraf istinaf itirazlarının yersizdir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesi “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir” hükmünü içermektedir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesinin “Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda ücret” başlıklı 17.maddesinde de “Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda bu Tarife hükümleri uygulanır” denilmektedir. Bu durumda ilgili madde hükmü gereğince talebi kısmen kabul edilen davacılar lehine kabul edilen miktar üzerinden tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesindeki düzenlemenin sadece reddedilen miktar bakımından davacılar aleyhine ve fakat davalı taraf yararına hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bir düzenleme olduğunun gözardı edilmesi sonucunda, davacılar bakımından yazılı biçim ve şekilde 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,istinaf konusu yapılmayan hususlar ile ret edilen istinaf itirazları da gözetilerek, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca hakem heyeti kararının kaldırılması ve düzeltilmek suretiyle yeniden asas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 19/09/2018 gün ve 2016/İ.3138- 2016/İHK.3541 sayılı kararına karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (1) sayılı bentte gösterilenşekilde feragat nedeniyle HMK.m.349/2 hükmü uyarınca REDDİNE,
2-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 19/09/2018 gün ve 2016/İ.3138- 2016/İHK.3541 sayılı kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf itirazının yukarıda (3) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE, öteki itirazların ise yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle REDDİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı Güvence Hesabın tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 98,10-TL başvurma harcı ile 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yukarıda belirtilenler dışında kalan ve istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin takdiren yapanlar üzerinde bırakılmasına,
6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf talebine konu olan, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 19/09/2018 gün ve 2016/İ.3138- 2016/İHK.3541 sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
7/1-Başvuru sahiplerinin taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı … için 49.822,18-TL, davacı …için 47.884-TL olmak üzere toplam 97.306,21-TL tazminatın 20/05/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabından alınarak başvuru sahiplerine verilmesine,
7/2-Başvuru sahipleri tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen karara kadar yapılan 1.842,00-TL başvuru ücreti ile 400,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.242,00-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre;1.797,74-TL’sinin davalı Güvence Hesabından alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7/3-Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı itiraz eden davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan itiraz giderinin üzerinde bırakılmasına,
7/4-Kaldırma-Gönderme kararı sonrasında davacılar tarafından yapılan 400,00-TL bilirkişi masrafının davalı Güvence Hesabından alınarak davacılara verilmesine,
7/5-Davacılar yargılamada kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.625,22-TL vekalet ücretinin davalı Güvence Hesabından alınarak davacılara verilmesine,
7/6-Davalı yargılamada vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ile 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/17maddesi gereğince ret edilen miktar üzerinden belirlenen 583,84-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Güvence Hesabına verilmesine,
7/7-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
HMK. m. 353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/01/2019.