Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3394 E. 2020/3925 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3394
KARAR NO: 2020/3925
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2018
NUMARASI: 2014/1520 E., 2018/571 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 19/11/2014 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın yönetimindeki … A.Ş. adına kayıtlı … plakalı binek otosu ile İstanbul Beşiktaş Etiler … caddesinde kaza tutanağında belirtilen yaya geçidinden karşıdan karşıya geçen yaya …’e çarpması sonucu …’in hastanede öldüğünü, kazada kullanılan otomobilin … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, davacıların yasal mirasçıları olarak maddi ve manevi zarara uğradıklarını, davalı sürücünün kazada ağır kusurlu olduğunu, ölenin yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmekte olduğunu, yolu bitirmiş ve kaldırıma geçmek üzereyken çok süratli şekilde gelen aracın sağ tarafının darbesiyle hayatını kaybettiğini, 23/06/2013 tarihli tutanağın gerçek dışı tespitler içerdiğini, tutanağın sadece sürücünün beyanlarına göre hazırlandığını, haksız ve kötü niyetli tutanak olduğunu, ölenin yaya geçidinden geçtiğini, olayın Pazar günü meydana geldiğini, kaza yerinin çok kalabalık olduğunu, kaldırıma çıkmak üzere olan bir kişiye sağ tarafıyla çarpmasının ağır kusuru gösterdiğini, ölenin hiçbir kusurunun olmadığını, davacıların ölenin kızları olduğunu, annelerini yıllar önce kaybettiklerini, babalarının gayet sağlıklı ve dinç olduğunu, büyük bir keder ve öfke yaşadıklarını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkillerinin uğradığı manevi zararların tazmini amacıyla davalılar … ve … tarafından müvekkillerine ayrı ayrı 30.000,00-TL’den 60.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinin destekten yoksun kalmaları nedeniyle uğradıkları maddi zararlar için taraflarınca tespit edilememesi nedeniyle davalı …Ş tarafından müvekkillerine destekten yoksun kalma tazminatının şimdilik 5.000,00-TL’lik kısmının ihtarname tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … yönetimindeki … plakalı aracın davalı şirkete 27/02/2013/2014 vadeli ve … nolu ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 250.000,00-TL olduğunu, kusur oranında sorumlu olduklarını, davacıların maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, davacıların gerçek zararının hesaplanması gerektiğini, manevi tazminatların teminat dışı olduğunu, hesaplamanın aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, temerrüte düşmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; ölenin kendi kusurlu davranışı ile kazaya neden olduğunu, olayın meydana geldiği yerin ışıklı trafik işaretleri ve yaya geçidinin bulunduğu bir cadde olduğunu, kaza sırasında araçlara yeşil ışık yandığını, geçiş önceliğinin araca ait olduğunu, hız sınırının 50 Km olduğunu, davalının 50 Km/sa hız sınırıyla seyrettiğini, yayanın yaya geçidinde geçmediğini, 5 metre ileriden geçmeye çalıştığını, davalı sürücünün önüne fırlayan yayaya çarpmamak için çaba sarf ettiğini ve sadece aracının aynası ile çarptığını, ancak ölenin yere düşünce başını yere çarptığını bu nedenle hayatını kaybettiğini, davalının da elinden gelen müdahaleyi yaptığını, ancak ölümü önleyemediğini, tazminat talebinin fahiş olduğunu, ölenin olay anında 86 yaşında olduğunu, …’in 50 ve …’in 38 yaşında olduğunu, babalarının davacıların desteğine ihtiyaç duyduğunu, 70 yaşını geçmiş, bir kişinin yaşlılık aylığı dışında bir gelir elde etmiyorsa ölümüyle yakınlarının destekten yoksun kalamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep emiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; Davacılar vekilinin 29/12/2016 tarihli dilekçesinde; davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden ıslah öncesi feragat dilekçesi vermiş olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180.maddesinde “davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf bu bildirimden itibaren 1 hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır, aksi halde ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir” şeklinde düzenleme mevcut iken kısmen ıslahla ilgili 181.ci maddesinde kısmen ıslaha başvuran tarafa ıslah ettiği usul işlemini yapması için 1 haftalık süre verileceği, bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği kabul edilmiştir. Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir, böylece dava dilekçesidneki talepler artık hükme konu olamaz, kısmenm ıslahta ise önceden yapılan usuli bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun artırıılması söz konusu olur, uygulamada istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarının saklı tutan davacının dava değerini ıslah yoluyla artırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir, bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29/06/2011 gün 2011/1-364 E. 2011/453 K. ) Tüm bu açıklamalar ışında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kalemininde hükme bağlanması istenilmiş olması karşısında (dava açılırken müteveffa …’in yasal mirasçıları olan kızları … ve …’in trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği, dilekçeler teatisinden sonra duruşmaların yapıldığı ve dosyanın kusur ve aktüerya bilirkişilerine verildiği, davalı sürücü …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğunu, davacıların murisi yaya …’in %25 oranında tali kusurlu olduğunu, olay tarihi itibarı ile 48 ve 37 yaşlarında birer yetişkin ve çalışma engeli bulunmayan davacılar yönünden, yukarıda açıklandığı üzere, müteveffa babalarının ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı hesaplanamayacağını tespit ve rapor edildiği, destekten yoksun kalma tazminatı yönünden bilirkişilerce maddi tazminatın hesaplanamayacağı yönünde beyanda bulunmalarından sonra davacı vekilince ıslah dilekçesi ile dava dilekçesini talep etmediği, tedavi giderlerini talep ettiği anlaşılmıştır.) bu tedavi gideri isteminin 6100 sayılı HMK’nın 119 v.d. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürlerine ilişkin taşımaması nedeniyle ek dava olarak değerlendirilemeyeceği (ıslah dilekçesine itibar edilmemiştir) hususuda göz önüne alındığında toplanan tüm delillere, iddia ve savunmaya, aktüer ve kusur bilirkişilerinden alınan bilirkişi raporuna göre; dava konusu olayda davalı sürücü …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacıların murisi yaya …’in %25 oranında tali kusurlu olduğu, olay tarihi itibarı ile 48 ve 37 yaşlarında birer yetişkin ve çalışma engeli bulunmayan davacılar yönünden, müteveffa babalarının ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatın hesaplanamayacağı anlaşılmakla maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatının) talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı yanın dayanağını TBK 56. maddeden alan manevi tazminat talepleri doğrultusunda, mahkememizce tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin araştırma, olayın tüm özellikleri, mütevvefa ve davalı sürücünün kusur oranları, hak ve nefaset kuralları çerçevesinde ve MK 4 maddesi referans alınarak manevi tazminat miktarları belirlenmiş olup, mevcut kaza sebebiyle fazlaya dair talebin reddedilmesi suretiyle Davacı çocuklar …, …, … için 10.000-TL, olmak üzere toplam 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi 23/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep gibi davalılar …, … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine karar verilmesi yasal ve yerinde görülmüştür. “gerekçesiyle; 1-Davalı …Ş. yönünden davacının feragati nedeniyle davanın reddine, 2-Davalı … A.Ş. yönünden; asıl ve ıslahla açılan maddi tazminat talebinin reddine, 3-Manevi tazminat yönünden; davacıların davasının kısmen kabulü ile; Her bir davacı adına 10.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihi 23/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … A.Ş.’den alınarak, davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; ıslah dilekçesine itibar edilmemesinin usule ve yerleşik yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, maddi zararların talep konusu edildiği dava kapsamında, ayrıca ve açıkça hastane giderlerinin belirtilmemesinin bunun maddi zararlar kapsamında olmasına rağmen talep edilmediği anlamına gelmediğini, zira davanın konusunun maddi ve manevi tazminat olduğunu, hastane giderlerinin bu kalemlerin içinde olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamayan bilirkişi raporlarının hükme esas teşkil edecek nitelikte olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın miktarının düşük olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak dairece yapılacak inceleme ve yargılama neticesinde manevi tazminat taleplerinin tümden kabulüne, ıslah dilekçeleri yönünden de taleplerinin tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 23/06/2013 tarihinde davalı …’ın yönetimindeki … adına kayıtlı … plakalı binek otosu ile seyir halinde iken karşıdan karşıya geçen yaya …’e çarpması sonucu …’in yaralandığı ve daha sonra hastanede öldüğü, birbirini teyit eden bilirkişi raporundan davalı sürücü …’ın olayda asli (%75 oranında), davacıların murisi …’in tali (%25) kusurlu olduğu, kaza tarihinde davacılardan …’in 48 yaşında ve boşanmış, …’in 37 yaşında, bekar ve … Limited Şirketi ünvanlı iş yerinde çalıştığı, anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Dava dilekçesinde; davacıların destekten yoksun kalmaları nedeniyle uğradıkları maddi zararlar için taraflarınca tespit edilememesi nedeniyle davalı … tarafından müvekkillerine destekten yoksun kalma tazminatının şimdilik 5.000,00-TL’lik kısmının ihtarname tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup yargılama sırasında … Sigorta ile ilgili bu talepten feragat edilmiştir. Dava dilekçesinin içeriğinde tedavi giderlerinden bahsedilmediği gibi davacılar tarafından … 20.İş Mahkemesinde SGK aleyhine açılan davanın 29/03/2016 tarihinde kısmen kabulüne karar verilmesinden sonra davalı … ile ilgili davadan feragat edilerek diğer davalılarla ilgili İş Mahkemesinde reddedilen tedavi giderleri ile ilgili ıslah dilekçesi verildiği (… 20.İş Mahkemesince Yargıtay bozma kararı sonrası görevsizlik kararı verilmiş) dikkate alınarak, kısmi ıslah talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararı yerinde bulunmuştur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişilerin raporunda belirtilen kusur oranının, davacılarla ilgili destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanamayacağına ilişkin görüşün hükme esas alınmasında bir usulsüzlük de bulunmadığına göre davacılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan … 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/06/2018 tarih ve 2014/1520 esas 2018/571 karar sayılı kararına yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40’ar TL harçtan peşin yatırılan 35,90’ar TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 18,50’şer TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, HMK. nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2020