Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3392 E. 2020/3987 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3392
KARAR NO: 2020/3987
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2017
NUMARASI: 2016/445 E. – 2017/44 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı, … plaka sayılı araç sürücüsü olan ve vekil edenlerinin eşi, babası ve oğlu bulunan …’nın direksiyon hakimiyetini yitirmesi neticesinde meydana gelen 17/04/2016 günlü trafik kazasında hayatını kaybettiği, kazanın yola çıkan köpek, tilki gibi bir hayvan nedeniyle eğimli yolda fren yapılması ve durmak istenirken meydana gelmesi karşısında esasen müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, destek sürücü tam kusurlu olsa dahi vekil edenlerinin 3.kişi konumunda olmaları nedeniyle destek tazminatı talep edilebileceklerini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davacıların desteği olan sürücüsünün tam kusuru neticesinde 17/04/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği, bu durumda 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM Sigortası Genel Şartları uyarınca davacıların taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “1-01.06.2015 tarihinde Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası genel şartlarında değişiklik yapan Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan 21.04.2015 tarihli 2015/20 sayılı genelge ve buna yönelik yasal düzenlemenin 02/02/2016 tarihi itibariyle yayınlanmış olması nedeniyle ve yeni düzenlemede de 14/05/2015 tarihli 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KZMMS Genel Şartlarının A.6.maddesinin sonuna “Sigortacının bu maddenin birinci paragrafının d bendi kapsamında olmasına rağmen ilgililere yaptığı tazminat ödemeleri için sigortalının terekesine ve tereke borçlusu olan mirasçılarına sigortalının kusuru oranında ve ilgili mevzuat dahilinde müracaat hakkı saklıdır” ibaresinin eklendiği anlaşılmakla eldeki somut uyuşmazlık da davanın 22.04.2016 tarihinde yani 01.06.2015 tarihli genelgeden sonra açıldığı buna göre de sigortalı sürücünün kendi kusurundan dolayı yakınlarına destek tazminatına hükmedilemeyeceği hükmedilen tazminatların ise mirasçılardan rücu edileceği gözününde bulundurulacağından davanın reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; müteveffaya kusur atfedilmesinin mümkün olmadığı gibi kusurlu olsa dahi vekil edenlerinin destekten yoksun kalan 3.kişi konumunda bulunmaları nedeniyle desteğin kusurunun kendilerine yansıtılamayacağı gözetilmeksizin, gerekçesiz bir şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığına yöneliktir. Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında, davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 29/08/2015 olan bitiş tarihi ise; 29/08/2016 bulunan … no’lu ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …’nın direksiyon hakimiyetini yitirmesi sonucunda 14/04/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık böyle bir kazada desteğin kusurlu olup olmadığı, varsa kusurunun davacılara yansıtılıp yansıtılamayacağı ve sonucu itibariyle de davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. Somut olayda davacılar, destek sürücünün ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda kusurunun bulunmadığını ileri sürmüşler ve bu iddiayı da “Müteveffa gece vakti eğimli yol seyir halindeyken fren yaptığı ve sonrasında eğimli yol sebebi ile sağ şeride geçtiği ve buradan bariyerlere çarptığı anlaşılmıştır. Tarafımızca da savcılık dosyası incelenmek üzere Söğüt/Bilecik’e gitmek istediğimiz sırada yolda köpeklere rastlanılmış birkaç defa de tilkiye denk gelinmiştir. Gece vakti müteveffanın bu veya benzeri sebeple yolda fren yaptığı ve durmak isterken eğimli yol sebebi ile direksiyon hâkimiyetini kaybettiği anlaşılmaktadır. Müteveffanın kazada bir kusuru bulunmamaktadır.” şeklindeki açıklamaya dayandırmışlardır. Ancak olayla ilgili olarak Söğüt Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma kapsamında alınan 22/04/2016 günlü alkol raporunda, müteveffa …’nın 2,385 promil alkollü olduğu bildirildiği görülmüştür. Bu durumda, davacı tarafın söz konusu kazanın oluşumunda destek sürücünün kusurlu olmadığına ilişkin iddiasını somut bir belge ve bilgi ile kanıtlayabildiğinden söz edilemeyeceğine diğer bir ifade ile yola giren hayvanlar dışında kazanın oluşumunda etkili herhangi bir kişi veya durumun varlığından söz edilmediğine göre mahkemece tek taraflı trafik kazasının desteğin kusuru neticesinde meydana geldiği konusunda değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, destekten yoksun kalan davacıların 3.kişi konumunda olup olmadıkları ve desteğin kusurunun kendilerine yansıtılıp yansıtılmayacağı konusunun değerlendirilmesi gerekir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde , destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile alkollü bir şekilde 17/04/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 29/08/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Ölen … araç sürücüsü bulunduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü …’nın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Bu nedenle mahkemece yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılardan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL’nin düşümü ile kalan 18,50-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2020