Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3391 E. 2020/3986 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3391
KARAR NO: 2020/3986
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2018
NUMARASI: 2016/392 E. – 2018/590 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü olan ve vekil edeninin oğlu bulunan …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen 07/05/2015 günlü tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, …’ın ölümü ile onun desteğinden yoksun kalan davacı annesinin 3. Kişi konumunda bulunması nedeniyle, aracın ZMM sigortacısından destek tazminatı istenilebileceğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL destek tazminatının kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 14/06/2017 günlü ıslah talebi ile istek miktarını 61.562,02-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; 2918 sayılı Yasanın 97.maddesinde yapılan değişiklik sonucunda; dava açmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmasının dava şartı haline getirildiğini, oysa davacı …’ın görülmekte olan davayı açmadan önce vekil edeni sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunmadığını, bu nedenle talebin öncelikle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini istediklerini, ayrıca davacının destek zararı oluştuğunu usulüne uygun şekilde kanıtlaması gerektiğini, faizin de ancak dava tarihinden işletilebileceğini belirterek davaya karşı koymuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “… aktüer bilirkişiden alınan kök ve ek hesap raporuna göre; davanın destekten yoksun kalma tazminatı talebinden ibaret olduğu, davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı aracın müteveffa sürücüsü ve davacının desteği olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğundan, Yargıtay 17. HD E.2016/14573 K. 2017/6035 T. 29/05/2017 kararı dikkate alındığında davacının maddi zararının teminat kapsamı dışında kaldığını tespit ve rapor edildiği anlaşıldığından” denilmek suretiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; hükme esas alınan ek bilirkişi raporunun hatalı olduğu, redde dayanak olarak gösterilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin ait kararın 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarına ilişkin bulunduğu halde, hatalı değerlendirme sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin isabetsiz bulunduğu hususuna yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı … şirketi nezdinde başlangıç tarihi 11/04/2015 olan, bitiş tarihi ise 11/04/2016 bulunan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …’ın 07/05/2015 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan davacının üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacı annenin destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığı ve dava açmadan önce davalı … şirketine başvuruda bulunulmasının dava şartı anlamında gerekip gerekmediğine ilişkindir. Hükme esas alınan Yargıtay 17. HD 29/05/2017 gün ve 2016/14573 E., 2017/6095 sayılı kararından da anlaşılacağı üzere; destek sürücünün tam kusuru neticesinde hayatını kaybetmesi halinde, ölenin desteğinden yoksun kalanların destek tazminatı talep edemeyeceklerine ilişkin belirlemenin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre ve bu tarihinden sonra düzenlenen poliçeler ile yine bu tarihten sonra meydana gelen kazalara dayanılarak talep bulunulması haline ilişkin olduğu açık olup, somut olayda davalı … şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçenin başlangıç tarihinin 11/04/2015 olması ve talep konusu trafik kazasının da 07/05/2015 tarihinde gerçekleşmiş bulunması karşısında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM Genel Şartlarında yapılan değişikliklerin görülmekte olan davada uygulanamayacağı konusunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. Bundan ayrı, KTK’nın 97.maddesinde 6704 sayılı Yasanın 5.maddesi uyarınca yapılan ve dava açmadan önce sigorta şirketi başvuruyu dava şartı haline getiren değişikliğin yürürlük tarihinin 26/042016 olduğu gözetildiğinde, 14/04/2016 tarihinde açıldığı anlaşılan dava bakımından düzenlemenin uygulama yeri de yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece, 07/05/2015 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü- işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, Yargıtay ilamına yanlış anlam verilmesi sonucunda yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, PMF Yaşam Tablosu ile asgari ücretin baz alınması sonucunda 20 yaşında bekar ve çocuksuz olarak ölen desteğin, annesi, babası ve muhtemel eş ve çocuklarına ayıracağı paylar ile desteğin askerlikte geçireceği sürenin de gözetilmesi sonucunda usulüne uygun şekilde düzenlendiği anlaşılan ve davalı tarafça hesaplama şekli ve yöntemine karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığından esasen davacı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturan 05/06/2017 günlü aktuer bilirkişi raporu ve ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulü yönünde hüküm kurulabileceği ancak davacı tarafın görülmekte olan davayı açmadan önce davalı … şirketine yapmış olduğu bir başvuru bulunmadığından davalı … şirketi bakımından temerrüt halinin dava tarihinde gerçekleştiği, bu nedenle faiz başlangıcının dava tarihi ve faiz cinsinin de aracın hususi araç olması nedeniyle yasal faiz olması gerektiği sonucuna varılarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.3533/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2018 gün ve 2016/392 E. – 2018/590 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL istinaf karar ve ilam harcı ile 98,10-TL istinaf başvuru harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan harç giderleri dışında kalan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 5-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2018 gün ve 2016/392 E. – 2018/590 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davanın kabulü ile, 61.562,02-TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/04/2016 olan dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, 5/2-Harçlar Yasası uyarınca davalıdan alınması gerekli 4.205,30-TL nispi karar ve ilam harcından, 29,20-TL peşin harç ve 194,00 ıslah harcının düşümü ile kalan 3.902,10-TL harcın davalı … şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5/3-Davacı tarafından ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında yapılan 29,20-TL’ peşin harç, 29,20-TL başvurma harcı, 4,30-TL vekalet harcı, 194,00-TL ıslah harcı 750,00-TL bilirkişi ücreti, 184,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.190,70-TL yargılama giderinin davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 5/4-Davacı yargılama sırasında vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 8.803,06-TL vekalet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 5/5-Yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2020