Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3373 E. 2020/3922 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3373
KARAR NO : 2020/3922
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2018
NUMARASI : 2015/256 E., 2018/671 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 25/05/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; 01/10/2014 tarihinde Yenimahalle-Ankara yakınlarında meydana gelen trafik kazasında, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalılardan … adına kayıtlı diğer davalı …’in sevk ve yönetimindeki … plakalı motosikletle 8/8 kusuru sonucunda yoldan karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin daimi malul olacak şekilde yaralandığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL (… A.Ş’nin davadan önce yapmış olduğu ödeme miktarının üzerinde kalan zarar için) maddi tazminatın tüm davalılardan %9 yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek %9 yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. …….. Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluğunun poliçe limiti ile ve araç sürücüsünün kusuru nispetinde olduğunu, davacının maluliyet oranının tespiti için adli tıp kurumuna sevki gerektiğini, faiz taleplerinin haksız olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yerin Ankara olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik itirazları olduğunu, mahkeme aksi kanaatte olursa müvekkillerinin kazada kusuru olmadığını, davacı tarafın taleplerini kabul etmediklerini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda;”Maddi tazminat yönünden; davacı vekilinin feragatı nedeniyle bu yönden açılan davanın reddine, Manevi tazminat yönünden talep değerlendirildiğinde; kazanın oluşu, kabul edilen tarafların kusur oranı, dosyaya yansıyan SED araştırmaları, tıbbi ve adli raporlar (davacının maluliyet raporu) ve TMK’nun 4. maddesi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde talebin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile; 1-Maddi tazminat yönünden; davacı vekilinin feragatı nedeniyle bu yönden açılan davanın REDDİNE,2-Manevi tazminat yönünden talep değerlendirildiğinde; kazanın oluşu, tarafların kusur oranı, dosyaya yansıyan SED araştırmaları, tıbbi ve adli raporlar ve TMK’nun 4. Maddesi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde talebin KISMEN KABULÜ ile,30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan Adli Tıp raporunun eksik incelemeye dayandığını, buna göre hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu belirterek, kararın kaldırılması ile haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonunda;Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.01/10/2014 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalılardan … adına kayıtlı diğer davalı …’in sevk ve yönetimindeki … plakalı motosikletle yoldan karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması sonucu davacının %26,2 oranında malul kalacak şekilde yaralandığı, olayda davalı sürücü …’in tam kusurlu olduğu, anlaşılmıştır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacının yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen raporların dosya kapsamına, toplanan deliller ile yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir usulsüzlük de bulunmamasına, belirlenen tazminatın az yukarıda açıklanan kriterlere uygun olmasına göre, davalılar … ve … vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan … Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/06/2018 tarih ve 2015/256 Esas, 2018/671 Karar sayılı kararına yönelik davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.049,30-TL harçtan peşin yatırılan 512,32-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 1.536,98-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılar … ve …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar … ve … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,HMK.nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2020