Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3359 E. 2021/15 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3359
KARAR NO: 2021/15
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2015/566 E., 2018/715 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin 14/09/2013 tarihinde yaya olarak bulunduğu sırada davalı … şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olan davalı …’e ait ve davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kendisine çarpması sonucunda yaralandığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL (geçici ve kalıcı iş göremezlik) maddi tazminat ile 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketinden maddi tazminat ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibarin işleyecek faiziyle müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili; kazaya karışan aracın kendilerine ZMMS ile sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında bulunmadığını, avans faizi istenemeyeceğini, davanın açılmasına neden olunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … AŞ vekili; aracın maliki olmalarına rağmen işleteni bulunmadıklarından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın işletene ihbarı taleplerinin bulunduğunu, maluliyet raporuna itirazları bulunduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamına göre olaya ve hakkaniyete uygun bulunan bilirkişi raporları nazara alınarak davacının manevi tazminat isteminin; olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları, zararın davacıda oluşturduğu üzüntü ve acı, manevi tazminatın genel ilkeleri, paranın alım gücü nazara alınarak kısmen kabulüne karar verilmiştir. ” gerekçesiyle “1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 2.955,88 TL maddi tazminatın tüm davalılardan (davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 14/09/2013 tarihinden, davalı … AŞ yönünen dava tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan kaza tarihi olan 14/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davalı … AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı …AŞ vekilinin istinaf nedenleri: Husumet itirazlarının dikkate alınmamasının hatalı olduğuna, Adli Tıp Kurumu raporu ile davacının yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığı sonucuna varılması nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, 14/09/2013 tarihinde yaya olarak bulunan davacıya, davalı … şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ve davalı …’e maliki olduğu ve davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucunda yaralanması nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” denilmek suretiyle işletenin tanımı yapılmıştır. 2918 sayılı Kanunun 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Yargıtayın ve doktrinin kabul ettiği maddi ölçüte göre ise; trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup, önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. Yine aynı Kanunun 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Açıklanan düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” denilmek suretiyle işletenin tanımı yapılmıştır. 2918 sayılı Kanunun 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Yargıtayın ve doktrinin kabul ettiği maddi ölçüte göre ise; trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup, önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. Somut davada davalı …AŞ vekili, kazaya karışan kazaya karışan … plakalı aracın maliki olmalarına rağmen, aracın davayı ihbar ettiği dava dışı …’ne kiralandığını, aracın işleteni bulunmadıklarından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş ve istinaf itirazlarında da bu hususu istinaf nedeni yapmıştır. Az yukarıda açıklanan yasal düzenleme dikkate alındığında, kazaya karışan … plakalı aracın malikinin davalı …AŞ olduğu hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamakla birlikte, işletenin kim olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 2918 sayılı kanun gereğince sorumluluk, araç malikinde olmayıp, işleten kimsededir.Araç malikinin aynı zamanda işleten olması mümkün olduğu gibi, işletenin başkası olması da mümkündür. Dolayısı ile araç işletenin kim olduğunun herhangi bir duraksama olmadan tespiti, sorumluluğa hükmedilmesi yönünden çok önemlidir. Davalı …AŞ vekili aracın, 18/07/2013 tarihli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı …’ne kiralandığını savunarak kiralama sözleşmesi, fatura ve bir takım belgeler sunulmuştur. Mahkeme tarafından bu savunma üzerinde durulmadığı gibi, bu savunmanın neden kabul edilmediğine ilişkin bir açıklama da yapılmamıştır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, aracın kiralanması halinde, kiralama ilişkisinin uzun süreli olması arandığı gibi, uzun süreli kiralamalarda da malikin değil, kiracının işleten olarak kabulü gerekir. Ne var ki, mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığından, somut dava yönünden HMK m.353/1-a/6 uyarınca delillerin hiç değerlendirilmemesi hali bulunmaktadır. Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf itirazının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine uygun olarak değerlendirme yapılmak ve yeni bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı …AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile ayrıntılı bilgileri karar başlığında yazılı bulunan istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davalı …AŞ. tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davalı …AŞ. tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.