Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/3353 E. 2020/3919 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3353
KARAR NO: 2020/3919
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/07/2018
NUMARASI: 2015/1242 2018/731
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 24/12/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle: 07/07/2012 tarihinde davalı …’a ait, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, müvekkilinin kullandığı … plakalı araca arkadan çarptığını, müvekkilinin aracının pert olduğunu ve kullanılamaz hale geldiğini belirterek, 10.000,00 Euro alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı sigorta için limit dahilinde tahsil tarihindeki kur karşılığının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğunu ispatlaması ve kusur oranlarının yeniden tespit ettirilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … birlikte vermiş oldukları cevap dilekçesinde; aracın … Sigorta şirketine sigortalı olduğunu, bu nedenle tüm masrafların sigorta şirketinden karşılanmasını talep ettiklerini, belirtmişler. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı araç sürücüsü …’ın ”havanın yağmurlu ve yolun ıslak olduğunu dikkate alarak tedbirli ve dikkatli araç kullanması gerekirken, mevcut hız tahdidi üzerinde ve önündeki araçla yeteri kadar güvenli mesafe bırakmadan araç kullanarak davacıya ait araca arkadan çarpması” nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğu, olay nedeniyle davacıya atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, kaza sonucunda davacıya ait araçta 25.932,00 TL tutarında hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçe limiti dahilinde bu miktarın 22.500,00 TL’sinden sorumlu olduğu” kanaatiyle davanın kısmen kabulü ile 25.932,00 TL’nin (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limit olan 22.500,00 TL ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat talebinin davalılardan tahsiline ilişkin davada mahkemece sigorta için limit dahilinde diğer davalılar için ise kaza tarihindeki Türk lirası karşılığına hükmettiğini, ayrıca maddi hata sebebi ile taraf değişikliğine ilişkin hükümde vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve bu yöndeki rücu talepleriyle ilgili bir karar verilmediğini, dava açılırken davalı olarak (adres ve ekli belgelerde … Sigorta bilgileri olmasına rağmen) … Sigorta A.Ş yerine … Sigorta A.Ş olarak sehven maddi hata yapıldığını ve daha sonra yaptıkları talep üzerine mahkemenin 15/03/2016 tarihli bu maddi hatayı düzelten ara kararı tanzim ettiğini, kararda hata yapılan … Sigorta lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, bu kararda kanun yolu gösterilmediğini, karara itirazlarına rağmen herhangi bir karar verilmemesi ve gerekçeli kararda da bu yönde bir karar verilmemiş olması üzerine sundukları dilekçeye de bir işlem yapılmadığını, bu nedenle ilgili karardaki vekalet ücretine ilişkin hükmün kaldırılmasını talep ettiklerini, zarara uğrayan müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, bu nedenle zararının yurt dışı şartlarına göre giderilmesi gerektiğini, taleplerinin döviz cinsinden ve tahsil tarihindeki kur karşılığı olduğunu, davalı sigorta şirketi için taleplerinin limit dahilinde olmasına rağmen reddedilen kısım için sigorta lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin yasal olmadığını belirterek, usul ve yasaya aykırı hükmün ve maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin hükmün kaldırılmasını, 10.000,00 Euro alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsil tarihindeki kur karşılığının hüküm altına alınmasına, sigorta için aşkın zarar oluşacağından dava tarihindeki kur üzerinden limitin belirlenmesini, sigorta için limit üstü talebin reddine ilişkin hükümde sigorta lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; 07/07/2012 kaza tarihinden davanın açıldığı 24/12/2015 tarihine kadar geçen süre dikkate alındığında 2 yıllık süre geçirilmiş olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazları ile ilgili davanın hiç bir aşamasında ve gerekçeli kararda zamanaşımı itirazlarının reddine veya kabulüne ilişkin herhangi bir karar oluşturulmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı esaslı itirazlarına rağmen itirazları değerlendirilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve müvekkili şirket yönünden davanın öncelikle zamanaşımı yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemeler sonunda; Dava, trafik kazası nedeniyle hasar tazminatı istemine ilişkindir. 07/07/2012 tarihinde davalı …’un maliki davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın davacının kullandığı … plakalı araca arkadan çarpması sonucu aracın pert olacak şekilde hasara uğradığı, davacı tarafından aracın Gümrüğe bırakıldığı, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, anlaşılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; Davalı sigorta şirketi, sigortalısının poliçe teminatı kapsamında olan gerçek zararından sorumludur. Davacıya ait araç yabancı plakalı olup, aracın olay tarihinden önceki haliyle yabancı ülkedeki değeri ile Türkiye’de onarılması halinde yapılacak onarım giderinden hangisi az ise davacının gerçek zararı odur. Araçta meydana gelen hasar bedeli ve yabancı ülkedeki rayiç değeri ile ilgili bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor gerekçeli ve denetime açık olup araç gümrüğe terk edildiğinden sovtaj değerinin tazminattan mahsup edilemeyeceği de dikkate alınarak, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Davalı vekilinin zamanaşımı definine ilişkin istinaf itirazına gelince; 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinde haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Yine maddi ve manevi tazminat istemlerinin bağlı olduğu zamanaşımı süreleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60.) maddesinde de düzenlenmiştir. 6098 Sayılı TBK’nın 72/1. maddesinde “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” denilerek mülga 818 sayılı BK’nın 60. maddesinde olduğu gibi üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Somut olayda kaza 07/07/2012 tarihinde gerçekleşmiş ve davaya konu trafik kazasında kazaya karışan araçtaki kişiler yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/d maddesi hükmüne göre, ceza zamanaşımı süresi 8 yıl olup, dava tarihinde uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin dolmadığı açık olduğundan, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı da yersiz olup, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme sonunda; Davacı dava dilekçesinde … Sigorta A.Ş’yi davalı olarak göstererek dava açmış, yapılan yargılama sırasında kazada kusurlu olduğu anlaşılan aracın sigorta şirketinin … Sigorta A.Ş olduğu anlaşıldığından, HMK.nun 124. maddesi uyarınca dava … Sigorta A.Ş’ne yöneltilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun tarafta iradi değişiklik kenar başlıklı 124. maddesinin 3 ve 4. bentlerinde “maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesi tarafından HMK.nun 124.maddesi uygulanarak davanın gerçek hasma yöneltilmesi ve davalı … Sigorta A.Ş’nin ara kararı ile hasım sıfatından çıkartılması ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermediğinden hasım olmaktan çıkartılan … Sigorta A,Ş lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yerindedir. Ancak ilk derece mahkemesince HMK.nun 124.maddesinin uygulanması karşısında hasım olmaktan çıkan .. Sigorta A.Ş açısından “davada hasım olmaktan çıkarılan … Sigorta A.Ş. hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına.” karar verilmesi gerekirken … sigorta’nın davalı olarak kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği, ayrıca yabancı ülkede ikamet eden ve geçici süreyle Türkiye’ye gelen davacının, tamirin yapılacağı yeri belirleme konusunda seçim hakkı bulunduğu, aracının (tamir masraflarının pert değerine yakın olduğu eksper raporu ile tespit edilmesi sonucu araç tamir edilmeyerek hasarlı haliyle Türkiye’de gümrüğe bırakılan) bedelini ikamet ettiği ülkenin para biriminden talep edebileceği, isteminin bu yönde olduğu da dikkate alınarak davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK.nun 353/1-b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/07/2018 tarih ve 2015/1242 esas 2018/731 karar sayılı kararına karşı davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen nedenlerle KABULÜNE, a-İstinaf yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 1.536,97 TL harçtan peşin alınan 445,90 TL harcın düşümü ile 1.091,07 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak Hazineye gelir kaydına, b-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 35,90-TListinaf karar ve ilam harcının istek halinde İADESİNE, c-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, d-İstinaf yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş vekili ile davacı vekili tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerilerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/07/2018 tarih ve 2015/1242 esas 2018/731 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Davanın kabulü ile 10.000 Euro tazminatın fiili ödeme anındaki TL karşılığının (davalı sigorta şirketinin 22.500,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca belirlenecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, -Alınması gerekli 2.182,30 TL harçtan peşin alınan 545,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.636,72 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına (davalı sigorta şirketinin limitle sorumlu tutulmasına), -Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.333,50-TL yargılama giderinin ve 27,70-TL başvurma harcı ile 545,58 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.906,78-TL masrafın davalılardan alınarak davacıya verilmesine (davalı sigorta şirketinin limitle sorumlu tutulmasına), -Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine, -Hüküm altına alınan miktar üzerinden AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 4.792,05 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3-)İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/03/2016 tarih ve 2015/1242 esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, -HMK.nun 124.maddesi gereğince davacı tarafın taraf değişikliği talebinin kabulü ile dava dilekçesinde sehven davalı olarak gösterilen … Sigorta A.Ş yerine … Sigorta A.Ş’nin davalı olarak kabulüne, -Davada hasım olmaktan çıkarılan … Sigorta A.Ş. hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, -Davalı … Sigorta AŞ tarafından yapılan 3 adet tebligat giderinin (30,00 TL) davacıdan alınıp davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, davalı … Sigorta AŞ tarafından yatırılan 50,00 TL gider avansından bakiye kalan 20,00 TL’nin davalı … Sigorta AŞ’ye iadesine, -Avukatlık Askeri Ücret tarifesine göre 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine, HMK.nun 353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2020