Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2960 E. 2021/6 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2960
KARAR NO: 2021/6
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2016/351 E., 2018/602 K.
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 01/04/2016
BİRLEŞEN İZMİR 4 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2016/882 E
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada Davacılar .. ve … vekili; 21.05.2015 tarihinde … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası sonucu vekiledenlerinin kızı …’in vefat ettiğini, kaza tarihi itibariyle … plaka sayılı aracın davalılardan … Sigorta A.Ş.’ne ait … poliçe nolu, … plaka sayılı aracın ise diğer davalı … Sigorta A.Ş’ne ait … poliçe nolu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğunu, vekiledenleri 3.şahıs sıfatında olduğundan destekten yoksun kalma ve maddi tazminat hesaplamalarında hiçbir kusur oranının gözönüne alınmaması gerektiğini, yani tazminat hesabında hiçbir kusur indirimi, iskonto ve mahsuba gerek kalmaksızın tamamı üzerinden yapılması gerektiğini beyanla; vekiledenleri için ayrı ayrı net hesabı aktüer raporu ile belli olacağından her ikisi açısından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her iki davacı açısından şimdilik toplam 10.000-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalı sigorta şirketlerinden poliçe miktarı ile sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada Davacılar … ve … vekili; 21.05.2015 tarihinde meydana gelen çift taraflı ölümlü ve yaralamalı trafik kazası sonucunda müvekkilleri olan küçükler … ve …’in anneleri … ve babaları olan …’in vefat ettiğini, kazada … sevk ve idaresinde olan ve …’in yolcu olarak yer aldığı … plaka sayılı aracın dava dışı olan … sevk ve idaresindeki … Plaka sayılı araca çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, müvekkillerinin anne ve babasının olay yerinde vefat ettiğini, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş ye sigortalı olduğunu, … plakalı aracın … Sigorta A.Ş tarafından sigortalandığını, müvekkili olan küçüklerin anne ve babasının aynı anda vefat etmesi nedeniyle Nazilli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/479 esas, 2015/582 karar sayılı ilamı ile dedeleri olan …’in vasi olarak tayin edildiğini, kaza sonrasında tanzim edilen ilk kaza tespit tutanağında müvekkillerinin annesi nin yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın tam ve asli kusurlu bulunduğunu, Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4435 sayılı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre de aynı kusur durumunun tespit edildiğini, itiraz üzerine dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderildiğini, raporda yine … plakalı aracın asli kusurlu, diğer aracın tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, kusur durumunun değişmesinden dolayı … plaka sayılı aracın sigortacısı … Sigorta A.Ş ye başvuruda bulunulduğunu, vefat nedeniyle gerekli ödemeleri yaptıklarını, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruda gerekçe olarak müteveffa …’in kusurlu olmasından dolayı kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı bildirilerek talebin reddedildiğini, müvekkillerinin yaşları nedeniyle çalışmalarının mümkün olmadığını, hayatlarını ikame ettirebilme şanslarının anne ve babalarının vefatı ile sona erdiğini, küçük …’in anne ve babasının desteğinden mahrum kalması nedeniyle ayrı ayrı 1.000,00-TL, diğer küçük …’in anne ve babasının desteğinden mahrum kalması nedeniyle ayrı ayrı 1.000,00-TL, olmak üzere toplam 4.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesiniistimiştir. Asıl davada Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili; Yetkiye ilişkin olmak üzere; davacının davasını İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığını, hâlbuki davaya bakmaya vekiledeni şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple davanın yetkisizlikten reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak; vekiledeni şirkete davadan önce yapılan başvuru üzerine … numaralı hasar dosyası açıldığı ve tazminat hesabı ile aktüer raporu hazırlandığını, dava konusu …’ in vefatı sebebiyle hazırlanan aktüer raporuna göre, davacı baba için 3.043TL. anne için 4.239.-TL. ve dava dışı çocuklar için 7.292.-TL olmak üzere toplam 14.574.-TL destekten yoksun kalma tazminatının 30.03.2016 tarihinde ödendiğini, vekiledeni şirket tarafından ödeme yapıldığı halde aleyhlerine dava açıldığını, davacının, sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, vekiledeni şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, bu nedenle sigortalının kusurunun tespit edilmesi gerektiğini ve ceza davası sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Asıl davada Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; Vekiledeni sigorta şirketine 25.04.2015/25.04.2016 tarihlerini kapsayan … poliçe no ile sigortalı olan araç ile diğer davalıya sigortalı bulunan aracın meydana getirdiği iddia edilen kaza sonrasında davacı yanlar iddiası ile vefat eden …’in desteğinden yoksun kalındığı iddiası ile vekiledeni sigorta şirketine yapılan başvurunun reddedildiğini, vekiledeni şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, vekiledeni şirket nezdinde 25.04.2015-25.04.2016 başlangıç – bitiş tarihli … nolu zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçe limiti celp edilecek hasar dosyası içerisinde olan poliçede de görüleceği üzere maddi araç başına (kişi)29.000,00-TL, kaza başına 58.000,00-TL, sağlık giderleri kişi başına 290.000,00-TL, kaza başına 1.450.000,00-TL, sakatlanma ve ölüm teminatı olarak kişi başına 290.000,00-TL, kaza başına 1.450.000,00-TL olduğunu, davayı kabul etmek anlamına gelmemek kaydıyla vekiledeni şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, çünkü, vekiledeni sigorta şirketinin davaya konu edilen olayda temerrüde düşmediğini, ayrıca, tartışılması gereken bir diğer hususunda hatır taşımasının olup olmadığının tespiti olduğunu, hatır için taşınanın kusura katılımı varsa, tazminattan indirim gerekeceğini, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2005/2090 E. , 2006/1208 K. Sayılı 16-02-2006 tarihli kararında da belirtildiği gibi hatır taşımasının indirim nedeni olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesiniistemiştir. Birleşen davada Davalı … Sigorta vekili; kazaya karışan vekiledeni sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın maliki/işletenin … olduğunu, müvekkili şirketin davacılara ödeme yapma ihtimaline binaen mükerrer ödeme olmaması için yargılama sonunda işletene rücu edilmesi söz konusu olması adına davanın işletene de ihbar edilmesi gerektiğini, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/351 esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili şirket aleyhine dava açıldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte bilirkişi hesaplamasında diğer mirasçıların da paylarının hesaplanması gerektiğini, … plaka sayılı aracın 24/04/2015-2016 tarihleri arasında … adına sigortalı olduğunu, teminat limitinin kişi başı 290.000,00-TL olduğunu, kaza tespit tutanağında belirtildiği üzere davacıların murisi … ve …’in kazada emniyet kemerini kullanmamış olmaları nedeniyle belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, kazada ölen …’in sürücünün alkollü olduğunu bile bile araca binmesi sebebiyle ayrıca müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacılar murisinin kaza anında alkollü olduğu ve geçerli bir ehliyetnamesinin bulunmadığı sabit olduğundan alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, muris …’in kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu sabit olmakla davacıların taleplerinin ZMSS poliçesi teminatı dışında bulunduğunu, 2918 sayılı KTK nun 86.maddesi uyarınca ” işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmekle davacıların desteklerinin ölümü ile neticelenen kazaya bizzat davacıların murisinin sebep olması nedeniyle vekiledeni şirket sigortalısının sorumluluktan kurtulacağı hususu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Birleşen davada İhbar olunan … SİGORTA A.Ş. vekili ; Öncelikle dosyanın İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2016/351 E sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafa vekiledeni şirkete yapmış olduğu başvuru üzerine açılmış olan … numaralı hasar dosyası nezdinde 30.03.2016 tarihinde ödeme yapıldığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacının zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davacıların gerçek zararın saptanması için davacıların ve ölenin yaşı, desteğin gelir durumu ve tazminata etki edecek diğer faktörler dikkate alınarak aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, ayrıca yeniden evlenme olasılığı olarak Türkiye İstatistik Kurumu verilerinin nazara alınması gerektiğini, vekiledeni şirketin sorumluluğunun … ‘in vefatından dolayı bakiye poliçe limiti olan 275.426-TL ,…’in vefatı nedeniyle bakiye poliçe limiti olan 275.162-TL ile sınırlı olacağını beyanla, vekiledeninin ihbar edilen olduğunu ve davada davalı taraf olmadığını haklarında doğrudan hüküm kurulmamasına karar verilmesini, davanın mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini aksi halde bekletici mesele yapılmasını istemiştir. Asıl dava ile birleşen davalarda davacılar vekilleri davadaki taleplerini alınan bilirkişi raporu kapsamında artırmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Asıl ve birleşen dava; 21/05/2015 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası sebebiyle kazaya karışan … plaka nolu araç sürücüsü…’nın yolcu …’in ölümü sebebiyle anne ve babası ve çocukları tarafından destek tazminatı talebinden ibarettir. Toplanan tüm delillere, iddia ve savunmaya, ceza yargılamasında alınmış olan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan alınan kusur raporu ile mahkememizce aktüer bilirkişiden alınan hesap raporlarına göre; Kazanın 21.05.2015 tarihinde, sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile Bozdoğan istikametinden gelen Nazilli ilçesi istikametine seyir halindeyken Aksoy köprüsünü 620 metre geçince dikkatsizlik, tedbirsizlik ve aşırı hız nedeni ile aynı istikamette önünde seyir halinde giden sürücüsü … yönetiminde ki … plakalı traktöre arkadan bağlı balya makinesine çarpması neticesinde meydana geldiği, kazada … plakalı araç sürücüsü … ile araçta yolcu olarak bulunan … ‘in öldüğü, asıl ve birleşen davada davacıların … ve …’ in çocukları ile …’ in annesi ve babası olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesi raporuna göre kazada; … plakalı araç sürücüsü ..’in kazanın meydana gelişinde gece vakti aydınlatmanın bulunmadığı meskun dışı mahalde seyreden sevk ve idaresindeki traktöre bağlı makinenin teknik yapısı da dikkate alındığında tali kusurlu olduğu, ölen sürücü …’in önünde seyreden traktöre bağlı makinaye arkadan çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli kusurlu olduğu, ceza yargılaması sırasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtasas kurulunun raporunun mahkememizce de olaya uygun bulunduğu ancak ayrıca kusur oranının tespiti yönünden rapor alınmadığı mevcut kaza sebebiyle ölen sürücü …’ın %75, diğer sürücü …’ın %25 oranında kabul edilen kusur oranlarının da olayın oluş şekline ve dosyalar kapsamına ve yasal mevzuata uygun bulunduğu, hernekadar destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 3. Şahıs olan davacıların doğrudan doğruya kusur oranı ile bağlı olmadıkları kabul edilse dahi davalı sigorta şirketlerinin sorumlulukları sigortalının kusuruna dayalı olmakla davada kusur oranı önem arzetmektedir.Ayrıca Nazilli 1 Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre tali kusurlu görülen …’in beraatine karar verildiği anlaşılmakla ayrıca aktüer raporda da tespit edildiği üzere hesaplanan destek zararlarından kusur oranı dışında başka bir indirim sebebi de bulunmadığından ” gerekçesiyle ” asıl dava yönünden; davacı … için; 66.618,51-TL destek tazminatı ile, davacı … için; 43.745,01-TL destek tazminatının 24.03.2016 dava temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den, davacı … için; 22.206,17-TL destek tazminatı ile, davacı … için; 14.581,67-TL destek tazminatının 24.03.2016 dava temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacılara verilmesine,birleşen dava yönünden; küçük … için; annesinin desteğinden yoksun kalması sebebiyle; 20.581,69-TL, babasının desteğinden yoksun kalması sebebiyle; 23.814,41-TL olmak üzere toplam : 44.396,10-TL ile, küçük … ‘in annesinin desteğinden yoksun kalması sebebiyle; 36.251,51-TL, babasının desteğinden yoksun kalması sebebiyle; 41.950,09-TL olmak üzere toplam : 78.201,60-TL destek tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den 19.11.2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı asıl davada davacılar vekili ile asıl ve birleşen davada davalı … Sigorta ve asıl davada davalı … Sigorta şirketi vekilleri tarafından ayrı ayrı tarafından süresi içinde istinaf itirazında bulunulmuştur. İstinaf nedenleri: Asıl davada Davacılar vekilinin istinaf nedenleri: Bilirkişi raporunda tazminat hesabının yanlış hesaplandığına, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporuna göre eksik hüküm kurduğuna ilişkindir. Asıl ve birleşen davada Davalı .. Sigorta vekilinin istinaf nedenleri: Kazada ölen desteğin araç sürücüsü olduğundan teminat dışı durum bulunduğuna, tazminat hesabında pay ayrımının eksik yapıldığına ve mütefarik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkindir. Asıl davada Davalı … Sigorta vekilinin istinaf nedenleri: Müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğuna ve yapılan ödemelerin dikkate alınmadığına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava konusu 21.05.2015 tarihli kazanın, …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, dava dışı olan … sevk ve idaresindeki … Plaka sayılı traktörle çarpması sonucu meydana geldiği; kazada … plaka sayılı araç sürücüsü … ile araçta yolcu olarak bulunan …’in vefat ettiği anlaşılmaktadır. Davacı küçüğe vasi atanmış ise de atamanın TMK m. 419/3 uyarınca yapıldığı ve küçüğün velayet altına alındığı anlaşıldığından davacı küçük için açılan davada herhangi bir eksiklik bulunmamaktıdır. Asıl davanın davacıları …’in anne ve babası; birleşen davanın davacıları ise ölenler … ile …’in müşterek çocukları oldukları ve anne ve babalarının ölümü nedeniyle ayrı ayrı destekten yoksunluk tazminatı talep ettikleri anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı … sigorta müteveffa …’in sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın; davalı … sigorta ise … Plaka sayılı traktörün ZMM sigortasıcısıdır. 1-Dosyada bulunan 21/05/2015 tarihli trafik kazası tespit tutanağında, kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü müteveffa …’in 2918 sayılı KTK’nun 84. maddesinde belirtilen sürücülere ait asli kusurlardan arkadan çarpma ve önlerinde giden araçları güvenli ve yeterli mesafeden izlememe ve araçların hızlarını teknik özelliklerine, görüş, hava ve yol şartlarına göre ayarlamama kurallarını ihlal etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğu, diğer traktör …’in kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Ceza mahkemesi dosyasında Bilirkişi … tarafından düzenlenen 31/05/2015 tarihli raporunda ise olay yeri kaza mahalli bölgesinin incelenmesi neticesi ve aracın çarpma noktasından kaza yerinde bıraktığı izlerden yapmış olduğu tetkikler neticesinde, kazanın oluşumunda … plakalı hususi oto sürücüsü …’in asli kusurlardan arkadan çarpma ve önlerinde giden araçları güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememe kurallarını ihlal ettiğinden birinci derece kusurlu olduğu, sürücü …’in kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir. Ceza mahkemesi dosyasında Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 18/09/2015 tarihli raporunda ise sürücü …’in kazanın meydana gelişinde gece vakti aydınlatmanın bulunmadığı meskun dışı mahalde seyreden sevk ve idaresindeki traktöre bağlı makinenin teknik yapısı da dikkate alındığında fotoğraf ve kamera görüntülerinden görünürlüğünün yetersiz olduğu kanaatine varılmış, gerisinde seyreden otomobilin traktöre bağlı makinenin uzantısına çarptığı olayda tali kusurlu olduğu, ölen sürücü … olay yerinde seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, önünde seyreden aracı emniyetli mesafeden takip etmesi gerekirken sevk ve idaresindeki otomobilin önünde seyreden traktöre bağlı makineye arkadan çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli kusurlu olduğu açıklanmıştır. Mahkemece ayrı bir kusur bilirkişi raporu alınmadan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporundaki belirlemelerin ve kusur dağılımının yeterli olduğu görüşünden hareketle aktüarya ek bilirkişi raporunda araç sürücüleri için adli tıp raporundaki tali-asli kusura göre %75-%25 olarak belirlenen kusur oranları kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Kaza tarihi olan 21/05/2015 tarihi dikkate alındığında somut uyuşmazlığın 2918 sayılı kanunun bu tarihte yürürlükte olan hükümleri ile 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarından önceki genel şartların uygulanması gerekir. 21/05/2015 tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı kanun ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları dikkate alındığında, asıl ve birleşen dava davacılarının, ölenlerin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmış olmalarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamamasına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin kusurlu olmaları halinde, bu kusurun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilememesine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, 54 K 1130 plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına almış bulunmasına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunmasına zarardan sorumlu olmasına, ölen destek …’in olayın meydana gelmesinde kusursuz bulunmasına, olayda mütefarik kusur indirimi yapılmasınını gerektiren bir durumun bulunduğunun ispat edilememesine göre, davalı … sigorta vekilinin ölen destek babanın araç sürücüsü ve kusurlu olduğundan teminat dışında kaldığına ve ayrıca mütefarik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı … sigorta vekilinin kendilerine sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu yönündeki istinaf itirazına gelince, mahkemece Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporundaki belirlemelerin ve kusur dağılımının yeterli olduğu görüşünden hareketle aktüarya ek bilirkişi raporunda araç sürücüleri için adli tıp raporundaki tali-asli kusura göre %25-%75 olarak belirlenen kusur oranları kabul edilerek hüküm kurulmuş olmasına, hükme esas alınan kusur oranlarının dosya kapsamına ve olaya uygun ve denetlenebilir olması karşısında bu yöne ilişen davalı … sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. 2-Dosya kapsamından asıl dava davalısı … şirketi tarafından birleşen dava davacıları … ve …’a, ölen destekleri … ve … yönünden ayrı ayrı tazminat ödemeleri yapıldığı; hükme esas alınan bilirkişi raporunda birleşen davada bu ödemeler dikkate alınmadan tazminat hesabı yapıldığı ve mahkemece de bu şekildeki hesaplamaya göre karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketleri kaza nedeniyle müteselsilen sorumlu olup, biri tarafından yapılan ödemler, diğer müteselsil sorumlular içinde geçerlidir. Dolayısı ile yapılan bu ödemelerin varlığının tespitinden sonra güncellenmek suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir ise de birleşen davada istinaf itirazında bulunan … şirketi davalı konumunda bulunmadığından ve birleşen davaya yönelik hükmü istinaf edemeyeceğinden; davalı konumunda bulunan … Sigorta şirketinin ise bu yöne ilişen bir istinaf itirazı bulunmadığından davalı … Sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazının reddi gerekmiştir. 3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda destek paylarının hatalı hesaplandığı ve mahkemenin de bu rapora göre karar verildiği ileri sürülmüş ise de asıl davada ölen destek … yönünden davacı olan anne babası ile çocukları dikkate alınarak pay ayrıldığı (eşinin de aynı kazada öldüğü dikkate alınarak), birleşen davada da ölen destek … ve … yönünden de anne ve babaları ile çocuklarına pay ayrıldığı (her birinin eşinin de aynı kazada öldüğü dikkate alınarak) anlaşıldığından ve ayrılan pay hesabında da da bir eksiklik bulunmadığından bu yöne ilişen asıl ve birleşen davada davalı … sigorta vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 4- Asıl dava davacıları vekili bilirkişi raporunda tazminat hesabının eksik yapıldığı ve mahkemenin de bilirkişi raporuna göre eksik hüküm kurduğu itirazında bulunmuş ise de, Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunun asıl dava davacısı vekiline tebliğ edilmesine rağmen itirazda bulunmadığı ve bu rapora göre davasını ıslah ettiği anlaşıldığından, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların istinaf incelemesinde ileri sürülemeyeceği gibi, mahkemece asıl dava yönünden davacı vekilinin ıslah talebine göre karar verildiğinden ve verilen kararda da bir eksiklik bulunmadığından asıl dava davacılar vekilinin bu yönlere ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca, dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkemenin gerekçesine ve vardığı sonuçta herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl dava davacılar vekili ile asıl ve birleşen davada davalı … sigorta vekili ve asıl davada davalı … Sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK m.353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 03/07/2018 gün ve 2016/351 E., 2018/602 K. sayılı kararına yönelik tüm istinaf başvurularının HMK m. 353/1-b/1 gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılar yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL karar ilam harcının düşümü ile 23,40 TL karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir KAYDINA, 3-Davalılar yönünden alınması gereken 18.426,51 TL harçtan peşin yatırılan 5.167,65 TL karar ilam harcının düşümü ile 13.258,86 TL bakiye karar ilam harcının 1.916,04 TL’sinin istinaf eden … Sigorta şirketinden, bakiye 11.342,82 TL’sinin ise davalı … Sigorta şirketinden tahsili ile Hazineye gelir KAYDINA, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran davacılar ve davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKLMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik HMK.nun 361/1.madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/01/2021