Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2953
KARAR NO : 2020/3839
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2018
NUMARASI : 2014/198 E., 2018/840 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 05/06/2014 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın davalıların murisi olan … çarpmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdiğini, olay sırasında tutulan tutanağa göre sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğundan bahisle davalılara 10/04/2013 tarihinde toplam 11.316-TL ödeme yapıldığını, sonradan yapılan araştırmada davalıların murisinin uyuşturucu kullandığı sırada yoldan karşıdan karşıya geçerken tam kusurlu olarak kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, bu hususun Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/277 esas sayılı dosyası ile belirlendiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak davalılara yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, bu kapsamda yapılan ödemenin iadesinin istenemeyeceğini belirterek, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda;”Her ne kadar ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de; ceza mahkemesinde belirlenen maddi olguların hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı olduğu, ceza mahkemesi tarafından belirlenen maddi olaylara göre kazanın oluşumunda davalıların murisi … yayaya kapalı yola girmek suretiyle kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğu ve mahkememizce aldırılan raporda da aynı hususun tespit edildiği dikkate alınarak, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle davacı … tarafından yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalılardan istenebileceği; ancak davalıların kötüniyetli olduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından TBK 117/2-son cümlesi gereğince dava tarihinden itibaren faiz istenebileceği mahkememizce değerlendirilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı … tarafından davalılara 10/04/2013 tarihinde toplam 11.316-TL ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin sigortalı araç sürücüsü …’ün kusurlu olduğu saikiyle yapıldığı, ancak ödemeden sonra araç sürücüsü aleyhine açılan ceza davasında toplanan deliller ve verilen beraat kararı ile mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalıların murisi olan … tamamen kusurlu olduğu, bu bağlamda davacılara yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebileceği, davalıların kötü niyetli olmadığı dikkate alınarak tahsiline karar verilen 11.316-TL’ye TBK 117/2-son cümlesi gereğince davadan önce davalılar temerrüte düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği” gerekçesiyle;Sabit görülen davacının davasının KABULÜ ile 4.830-TL’si davalı … tan, 6.486-TL’si davalı …’dan alınmak koşulu ile toplam 11.316-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde;Karara dayanak olan Karayolları Fen Heyetinin kusur oranına ilişkin raporunun yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğunu, tek yanlı tanzim edilmiş denetime elverişsiz bir rapor olduğunu, elim kazada çok aşırı bir sürat bulunduğunu ve raporda sürat hususunun açık ve kesin irdelenmediğini, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması yönündeki delillerinin toplanmadığını belirterek, istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda dosyanın İTÜ’ye gönderilerek rapor alınmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonunda;Dava, trafik kazası nedeniyle ödenen tazminatın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir. Olay tarihinde davacı … şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın davalıların murisi olan … çarpması sonucu ölümüne sebebiyet verdiği, ölenin mirasçıları adına vekillerinin başvurusu üzerine (davacı … şirketinin talep ettiği otopsi raporu da biraz edilerek) davacı … tarafından davalılara 10/04/2013 tarihinde toplam 11.316-TL ödeme yapıldığı, dava konusu kaza ile ilgili Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/277 esas sayılı dosyası ile davacı … şirketine sigortalı araç sürücüsü olan … aleyhine taksirle ölüme neden olma eyleminden dolayı açılan davada yapılan yargılama sonucunda kazanın oluşumunda araç sürücüsü olan … herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi üzerine davacı … tarafından açılan bu dava ile yapılan ödemenin geri istendiği, somut olayda davacı tarafça yapılan bu ödemenin borçlu olmadığını bildiği veya bilebilecek olduğu bir lütuf ödemesi niteliğinde olduğu, dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 77-82 maddelerinde belirtildiği üzere; sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade borcunun doğabilmesi için borçlanmadığı edimini kendi isteği ile yerine getiren kimsenin kendisini borçlu sanarak bu ödemeyi yaptığını ispat etmesi gerektiği, davacı tarafça bu husus ta ispat edilemediği anlaşılmış, bu nedenlerle lütuf ödemesi olarak kabul edilen ödemenin iadesi talep edilemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalılar vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır
HÜKÜM : Gerekçe uyarınca;1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2018 tarih ve 2014/198 Esas, 2018/840 Karar sayılı kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK.nun 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, a-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan 193,25-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, b-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,c-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2018 tarih ve 2014/198 Esas., 2018/840 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA, a-Davanın REDDİNE, b-Alınması gereken 54,40-TL harcın peşin yatırılan harçtan mahsubu ile kalan harcın talep halinde davacıya iadesine,c-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,2/7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.nun 362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/12/2020