Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2786 E. 2021/1 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2786
KARAR NO: 2021/1
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2017/371 E., 2018/614 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; 14/08/2016 tarihinde meydana gelen bedensel zararlı trafik kazasında dava dışı … idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken aracın sağ ön kısmı ile dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın sol arka kısımlarının çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini maddi hasarlı ve araç içi yaralamalı trafik kazası nedeniyle söz konusu olaydan dolayı müvekkilinin 1 ay yatağa bağımlı olarak yattığını ve müvekkilinin ciddi günlük yaşamında zorlu sıkıntılar çektiğini, davalı sigorta şirketlerine başvuruda bulunduğunu ve davalı … sigorta şirketinin 2.075,01 TL ödeme yaptığını diğer davalı … sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığını maddi hasarlı ve araç içi yaramalı trafik kazası nedeniyle 14/08/2016 tarihinde trafik kazası nedeniyle …’in destenden yoksunluğunu bir ölçüde giderilmesi amacı ile şimdilik davalılardan … sigortadan 1.000,00 TL maddi ayrıca 50.000,00 TL manevi tazimnat yine Davalılardan … Sigorta şirketinden 1.000,00 TL maddi ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminat her iki davalıdan toplam 102.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın trafik kazasının meydana geldiği 14/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizle birlikte davalılardan tahsilini ve yargılama giderleri ile ücreti vekeletin davalı sigorta şirketine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … sigorta vekili; Usule ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davnının usulden reddi gerektiğini başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilmesi için gerekli belgelerin tamanının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda ön görülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, davacının müvekkili şirkete başvuru yapmadığını ve gerekli belgelirn tamınını sunarak ödeme süresinin dolmasını beklemeden dava açtığı nedenle dava şartını yerine getirmediğini, esasa ilişkin olarak kazaya karışan tarafların kusur oranını tespit edilmesi bakımından adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, sigorta şirketinin sorumlulğu, sigortalısının kusurlu olması durumunda kusur orarında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının söz konusu trafik kazası ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının kaza ile ilgisinin ve varsa oranının tespit edilmesi gerektiğini, kaza tarihinde 67 yaşında olan davacı için tazminat hesaplaması yapılması halinde pasif dönem tazminatı yapılması gerektiğini, davacı yana SGK, tarafından rücüya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin teminat dışında olması nedeniyle reddini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, müvekkil şirket davanın açılmasına sebebiyet vermidği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı … sigorta şirketi vekili; davacı vekilinin taleplerinin yerinde olmadığını zira dava dilekçesinde davacının söz konusu kaza sebebiyle müvekkili sigorta şirketine mürcaat etmesi sonrasında müvekkil şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını ve konunun değerlendirildiğini, netice olarak sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve davacının maluliyet orarına göre maddi tazminat hesabı yapıldığını, ve sonuç olarak 2.075,01 TL olarak hesaplandığını hesaplanan bu tazminat müvekilli sigorta şirekitence kabul edilmiş ve dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere davacı hesabına ödendiğni, usul ve yasaya uygun olarak yapılan bu hesaplama ve ödeme sonrasında müvekkil sigorta şirketinin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, ve davanın reddi gerektiğini kanaatinde olduğunu, maluliyet oranını tespitinde maydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediğinin tespitinin gerektiğini, davacının manevi tazminat talebinde yasal isabet bulunmadığını taleplerinin trafik poliçesinin teminatı kapsamına dahil olmadığını, bu nedenle davacı yanın manevi tazminat talebinin reddini, aksi halde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “1- Maluliyete dayalı maddi tazminat Yönünden :Davacının sunduğu ” özürlü raporu” incelendiğinde % 85 özürlü olduğu özrünün ” süregelen hastalıklar ” nedeniyle verildiği görülmüştür. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu yaptığı muayene ve tetkikte ” Kaza nedeniyle” özürlülük durumunun olmadığını, kalıcı maluliyet sözkonusu olmadığını, özürlülüğün önceden gelen daimi hastalıklarına istinaden verilen raporun kaza ile illliyet bağının olmadığını bildirmiştir.Bu durumda davacının kalıcı maluliyet nedeni ile açtığı dava kanıtlanamamıştır. 2-Manevi Tazminat Yönünden : Davlılar ZMM Sigortacısı olup, manevi zararlar teminat kapsamında olmadığından davacı yanın sigorta şirketlerinden manevi zarar talep etmesi mümükün değildir.Bu nedenle manevi tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “1-Maddi tazminat açısından koşulları oluşmayan davanının REDDİNE, 2-Manevi tazminat istemlerini açısındanda koşulları oluşmayan davanın REDDİNE, ” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine dair verilen karar karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Haseki E.A.Hastanesinden müvekkilinin kaza sonucu %85 oranında özürlü bulunduğuna ilişkin raporuna rağmen itiraz ettikleri A.T.K. 3.ihtisas dairesinin kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik durumu bulunmadığına dair raporunun esas alınması suretiyle, davalılar tazminatla sorumlu oldukları halde, davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan davacının, davalılardan ZMM sigortası kapsamında destekten yoksunluğunu bir ölçüde giderilmesi amacı ile şimdilik davalılardan … sigortadan 1.000,00 TL maddi, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazimnat; yine davalılardan … Sigorta şirketinden 1.000,00 TL maddi, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 102.000,00 TL maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Trafik kazası sırasında araç içinde yolcu olarak bulanan ve yaralanan davacı, kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ ile kazaya karışan diğer … plakalı aracın ZMM sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ’den manevi tazminat talep etmiş ise de; Kaza tarihi olan 14/08/2016 tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı KTK 92/f maddesinde manevi tazminata ilişkin talepler ZMM sigortası kapsamı dışında bırakıldığı gibi, aynı tarihte yürürlükte olan ZMM sigortası genel şartları 4.6 maddesinde de manevi tazminat talepleri ZMM sigortası kapsımı dışında tutulmuştur. Dosyaya sunulan ZMM sigorta poliçesinde de manevi tazminatın teminat altına alındığına ilişkin herhangi bir klozun bulunmadığı anlaşılmakta olduğu gibi, davacı vekilince aksini ispat edecek herhangi bir delil de sunmadığından manevi tazminatın mahkemece bu gerekçe ile ret edilmiş olmasında, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, bu yöne ilişen davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. 2-Davacı vekili dava dilekçesiyle şimdilik kaydıyla her iki davalı sigorta şirketinden ayrı ayrı 1.000,00’er TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önceki kazalarda Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasındaki kazalarda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonraki kazalarda ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas dairesinden alınan maluliyete ilişkin raporda, Ç.G. ve M.K.G.K.O.T.İ. Yönetmeliği hükümlerine göre belirleme yapılmıştır. Davacı vekilince dosyaya sunulan Haseki E. A. Hastanesinin 13/12/2016 tarihli raporunda, davacıya %85 oranında maluliyet verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yargılama sırasında aldırılan A.T.K. 3. İhtisas Dairesinin 31/01/2018 tarihli raporunda ise davacının geçirdiği trafik kazası nedeniyle Ç.G. ve M.K.G.K.O.T.İ. Yönetmeliği hükümleri kapsamında davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, ancak iyileşme süresinin de olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Davacı vekili adli tıp ihtisas dairesi raporuna itirazda bulunmuş, ancak mahkemece bu itiraz hakkında bir karar vermeden, bu rapor esas alınarak karar verilmiş ise de, davacı hakkında düzenlenen iş bu raporlar arasında maluliyete ilişkin çelişki bulunmaktadır. Hükme esas alınan adli tıp ihtisas dairesi raporunda davacıya ait tedavi evrakı ve grafiler incelenerek kanaate varılmış olup, Haseki E. A. Hastanesinin 13/12/2016 tarihli raporu değerlendirilmemiştir. Mahkemece de dosyaya sunulan Haseki E. A. Hastanesinin 13/12/2016 tarihli raporunun değerlendirilip değerlendirilmediği gibi, ATK raporunun hükme esas alınma gerekçesinin de kararda belirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak yaralanması nedeniyle maluliyetine ilişkin raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve gerekirse A.T.K üst kurulundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmiş rapor alınması gerektiği gibi, davacının istediği maddi tazminat talebi de açıklattırılmadan, maddi tazminata ilişkin talebin sürekli iş göremezlik tazminatı olduğunun kabulü ile karar verilmiş olması da hatalı bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının 1 nolu bentte açıklanan nedenle esastan reddine, maddi tazminata ilişkin istinaf itirazının ise 2 nolu bentte açıklanan nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/6 gereğince kaldırılmasına, gerekçeye uygun işlem yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile yukarıda karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/01/2021