Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2754 E. 2020/3844 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2754
KARAR NO : 2020/3844
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI : 2015/814 E., 2017/1591 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 10/08/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı …’un kullandığı otobüsün direksiyon hakimiyetini kaybederek önündeki araca arkadan çarparak karşı istikamete geçip farklı bir araca daha çarptığını, davacıların murisi … otobüste yolcu konumundayken kaza nedeniyle olay yerinde öldüğünü, ceza yargılamasında davalının tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Limited Şirketi adına kayıtlı olduğunu ve davalı … şirketi tarafından sigortalandığını belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile müvekkili eş … için 5.000,00 TL maddi ve anne … için 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden bu yana işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinden … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL ve … için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar araç sürücüsü … ive işleteni … Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı aracın müvekkiline haber verilmeden davalı şoför tarafından kullanıldığı sırada kazaya karıştığını, bu işle ilgili müvekkiline bilgi verilmediğini, istenen tazminatın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile 20/05/2013 ile 20/05/2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davacının sigortalılarının araç sürücüsünün kusur ve zararını kanıtlaması gerektiğini, uzman bilirkişilerden kusurla ilgili rapor alınmasını istediklerini, şirketlerinin müracaat tarihinden önce temerrütü söz konusu olmadığından faizin dava tarihinden itibaren istenebileceğinin, kaza tarihinden faiz talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalıya tebliğat yapılmasına rağmen yazılı beyanda bulunmadığı, anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda;” İddia, savunma, toplanan deliller ve özellikle ceza yargılaması sonunda İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/461 esas, 2015/241 karar sayılı dosyası kapsamında toplanan delilerle sabitleşen maddi olgular dikkate alındığında; olay tarihinde davalılardan …’un kullandığı … plakalı araç ile seyir halindeyken dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği, önünde gitmekte olan …ç’un kullandığı araca arka kısmından çarptığı, daha sonra çarpmanın etkisiyle davalı …’nın kullandığı aracın orta refüjü geçerek diğer yöne geçip karşı yönden gelen …’ın kullandığı araca çarptığı, araçlarda bulunan ve aralarında davacıların murisinin de bulunduğu çok sayıda kişinin öldüğü, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin düzenlediği rapora göre …’un asli ve tam kusurlu olarak kazaya sebep olduğunun belirlendiği, bu kusurun dosyaya yansıyan delillerle uymlu olduğu, mahkememizce de benimsendiği, davalı …’un taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, mahkememizde açılan davada davacılardan … ve … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı, tüm davacılar yönünden ise manevi tazminat talebinde bulunulduğu, yargılama sürecinde davacılar vekili ile davalı … şirketi arasında sulh anlaşması yapıldığı, bu anlaşma kapsamında poliçe limiti olan 250.000,00.-TL ve yargılama giderlerinin ödenmesi koşuluyla davacılar yönünden sigorta şirketinin ibra edildiği, yapılan bilirkişi incelemesinde davacı eşin uğradığı zararın 165.432,77.-TL davacılardan Selime’nin ise 21.907,63.-TL zararının oluştuğu ancak davalı … şirketinin poliçe limiti olan 250.000.-TL yönünden ibra edildiği, ibranamenin başlangıç kısmında davacılar vekilinin “..ben vefat eden … desteğinden yoksun kalanlar …, … ve … vekili Avukat …, yukarıda yazılı tarihte … AŞ nezdinde motorlu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan..” şeklinde beyanına başladığı, ibranamenin son cümlesinde ise “..işbu ibranamenin yukarıda belirtilen … desteğinden yoksun kalan …, … ve … vekili Avukat … olarak aşağıda belirtilen … avukatlık ortaklığı banka hesabına ödenmesi ile birlikte hüküm ifade edecektir….” ibarelerinin yer aldığı, böylece tüm davacılar yönünden poliçe limiti olan 250.000.-TL tutar bakımından sigorta şirketinin ibra edildiği, bu ibra beyanı ile diğer davalıların da müteselsil sorumlu olmaları sebebiyle poliçe limiti kadar borçtan kurtulmaları gerektiği, destekten yoksun kalma zararlarının toplam tutarının bilirkişi incelemesine göre 199.737,79.-TL olması nedeniyle diğer davalıların da TBK.nun 166/1 maddesi gereğince poliçe limiti kadar (250.000.-TL) borçtan kurtulmuş oldukları, böylece tazminat talebi yönünden düzenlenen ibraname ile tüm davalılar bakımından davanın konusuz kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.Manevi Tazminat Talebi Yönünden; yukarıda özetlendiği gibi davalılardan …’un kullandığı araç ile tam kusurlu olarak kazaya sebep olduğu, gerçekleşen kazada davacılardan …’in eşi, …’in annesi, …’ın ise kızı olan … vefat ettiği, vefat eden … yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı, kusurun yoğunluğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, takdir olunacak manevi tazminat ile zenginleşmeye yol açılmaması ilkesi gözetilerek her bir davacı yönünden 30.000.-TL tazminatın takdiri uygun görülmüştür.” gerekçesiyle;1-Maddi tazminat talebi yönünden dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı eş … için 30.000,00.-TL, oğul … için 30.000,00.-TL, anne … için 30.000,00.-TL manevi tazminatın davalılar … ve …den 30/08/2013 tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak adları geçen davacılara verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş, verilen karar davacılar vekili ile davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dosyadaki eksiklikler tamamlanmadan tahkikat aşamasının sona erdirilmesi yönündeki kararın hatalı olduğunu, sigorta şirketinin aktüerya raporunun dosyaya celbini istemelerine ve bilirkişi tarafından da bu husus nedeniyle hesaplama yapılamayacağına ilişkin beyana rağmen bu rapor getirtilmeden karar verildiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyetli olmadığını, düşük olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak maddi tazminat yönünden eksik hususların tamamlanarak hesaplama yapılmasını, manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; Şoför …’un haber dahi vermeden teklif edilen işi kendi nam ve hesabına kabul ederek 30/08/2013 tarihinde ölümlü ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kazada kusuru olmadığını, davacıların maddi zararının sigorta tarafından karşılandığını, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek, kararın bozulmasını ve müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonunda;Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 30/08/2013 tarihinde davalılardan …’un sevk ve yönetimindeki diğer davalının maliki olduğu … plakalı araçla dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği, önünde gitmekte olan … kullandığı araca arka kısmından çarptığı, daha sonra çarpmanın etkisiyle davalı …’nın kullandığı aracın orta refüjü geçerek diğer yöne geçip karşı yönden gelen … kullandığı araca çarptığı, araçta bulunan davacıların murisi … öldüğü, olayda davalı sürücü …’un tam kusurlu olduğu, davada davacılardan … ve … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı, tüm davacılar yönünden ise manevi tazminat talebinde bulunulduğu, anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, dava dilekçesinde davacılardan … ve … için destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmesine, sigorta şirketinin aktüerya raporunun dosyaya celbinden sonra bilirkişi tarafından maddi tazminata ilişkin 2.ek raporu düzenlenmiş olmasına, davacılar … ve … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketinin ödemesinden daha az olmasına, davalı … Ticaret Limited Şirketinin işleten sıfatına haiz olmasına göre davacı vekilinin ve davalı … Ticaret Limited Şirketin vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının yerindedir. Bu nedenle davacı vekilinin ve davalı … Ticaret Limited Şirketi vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin de HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2017 tarih ve 2015/814 esas 2017/1591 karar sayılı kararına yönelik davacılar vekili ile davalı … Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 6.147,90-TL harçtan peşin yatırılan 1.545,00-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 4.602,90-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalı … Ticaret Limited Şirketi’nden tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Alınması gereken 54,40-TL maktu harçtan peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile 18,50-TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Yasa yoluna başvuran davacılar ve davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.10/12/2020