Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2751 E. 2020/3897 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2751
KARAR NO: 2020/3897
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI: 2015/332 2017/553
BİRLEŞEN İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/65 ESAS 2016/214 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA TÜRÜ: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın neden olduğu trafik kazasında vekil edenin oğlu …’ın hayatını kaybettiğini, sigorta şirketine yapılan başvurun ise haksız bir biçimde 06/06/2014 tarihinde reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/06/2014 tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak vekil edeni …’a verilmesini istemiş, 08/03/2016 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 50.336,73-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde ise özetle; asıl davanın konusunu oluşturan kaza nedeniyle hayatını kaybeden …’ın annesi olan vekil edeni …’ın da destekten yoksun kaldığını ileri sürerek, 69.567,55-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işletilecek yasa faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; 15/10/2013 tarihli trafik kazasına nedene olduğu ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde 25/03/2013-25/02/2014 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı olduğunu, ancak kazanın sigortalı araç sürücüsünün ehliyetsiz ve alkollü sevki sırasında meydana geldiğini, kazada ölen ve sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan …’ın alkollü ve ehliyetsiz olduğunu bildiği şahsın aracına binmesi nedeniyle müterafik kusurlu sayılması gerektiği, ayrıca taşımanın hatır taşıması olduğunu ileri sürerek belirlenecek tazminat miktarında bu durumların dikkate alınmasını istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı 15/10/2013 günlü çift taraflı trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan …’ın hayatını kaybettiği, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü …’nın tam kusurlu bulunduğu, karşı araç sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun olmadığı benimsenmek suretiyle hükme esas alınan aktüer bilirkişisi ek raporu doğrultusunda ve söz konusu raporda davacı anne için belirlenen tazminat miktarından yetiştirme gideri tenzili yapılması gerektiği görüşünden hareketle; “-ASIL DAVANIN KABULÜ İLE; 50.336,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının 08/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …a verilmesine, -Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/265 esas sayılı davanın KISMEN KABULÜ İLE; 68.178,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının 08/03/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak birleşen dosya davacısı … a verilmesine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; yargılama sırasında sigortalı araç malikine davanın ihbarı talep edildiği halde bu hususun değerlendirme dışı bırakılmasının usulsüz olduğu, kabule göre de cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında ileri sürdükleri müterafik kusur durumu ile hatır taşımasına ilişkin iddiaların değerlendirilmesi gerektiği halde, bu yöndeki taleplerinin göz ardı edilmesi sonucunda yazılı biçimde karar verilmesinin hatalı olduğu ve ayrıca ölenin kaza anında emniyet kemeri takıp takmadığının yani bu yönü ile de müterafik kusurlu olup olmayacağının da araştırılması gerekirken bu yönde araştırma yapılmamış olmasının isabetsiz olduğu ve birleşen davanın açılma tarihi 16/03/2016 olduğu halde faizin 08/03/2016 tarihinden başlatılmasının da usul ve yasaya aykırı bulunduğu hususlarına yöneliktir. Dava ve birleşen dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle davanın ihbar işleminin tek taraflı bir usul işlemi olmasının, ihbar için mahkeme izininin gerekmemesine, ayrıca 09/202/2016 günlü duruşma oturumunda …’a davanın ihbarına karar verilmiş olmasına rağmen ihbar için gerekli usulüne uygun bir dilekçenin davalı tarafça düzenlenmemiş olduğu gözetildiğinde, …’a davanın ihbarının sağlanmamış olmasında, keza müteveffanın kaza anında emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenmesi amacıyla araştırma yapılması ve bu durum tespit edilirse kişinin müterafik kusurlu sayılması gerektiğine ilişkin olarak yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından her hangi bir talep bulunulmadığı değerlendirildiğinde mahkemece bu konu üzerinde durulmaksızın karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ve yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir hususun HMK’nun 357. maddesi gereğince istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğinin de belirgin olmasına, ayrıca birleşen davaya ilişkin olarak karar başlığında dava tarihi olarak 16/03/2016 gösterilmiş ise de İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Karadeniz Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan birleştirme talepli dava dilekçesinin bu mahkemeye veriliş tarihinin 08/03/2016 oluşu ve dava harçlarının da aynı gün yatırılmış bulunması karşısında mahkemece birleşen davanın açılma tarihinin 08/03/2016 olduğu konusundaki kabulünde herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğine göre, aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan davalı taraf istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde davacıların desteği …’ın alkollü ve ehliyetsiz olduğunu bildiği kişinin sevk ve idaresindeki araca binmesi şeklindeki eylemi nedeniyle müterafik kusur iddiasında bulunulmuştur. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunun ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Hatır taşımaları da bir menfaat karşılığı olmadığı hallerde bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi (818 sayılı BK’nin 43.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz edebilmek için de yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilmeli ve tazminattan uygun miktarda indirim yapılması gerektiği düşünülmelidir. Somut olaya dönüldüğünde; olay günü, arkadaş olan müteveffa ve araç sürücüsünün kendilerinden başka iki kişi ile birlikte gezmek amacıyla kazadan önce araca bindikleri, bir süre gezindikten sonra bira aldıkları, aldıkları bu biraları tüketmek için … diye tabir edilen bir yere gittikleri, burada 10 adet birayı … ile araç sürücüsü …’nın birlikte tükettikleri, alkollü bir şekilde tekrar araca bindikleri, yolda diğer iki kişinin araçtan indiği ancak destek müteveffa ile araç sürücüsünün yola devam ettikleri ve bu sırada karşı yönden gelen … plaka sayılı ambulansla çarpıştıkları, kazanın oluşumunda … ‘nın tam kusurlu olduğu, ambulans şoförünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza anında araç sürücüsünün 0,63 promil alkollü olduğu ve 1997 doğumlu olması nedeniyle ehliyetin bulunmasının da mümkün olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, desteğin yine kendisi gibi 1997 doğumlu …’ın sevk ve idaresindeki sigortalı araca, sürücüsünün ehliyetsiz ve alkollü olduğunu bildiği halde bindiği açık olup desteğin müterafik kusurlu bulunduğu ve taşımanın hatır taşıması niteliğinde olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece yerlemiş yargısal içtihatlar da gözetilerek, davacıların talep edebilecekleri destek tazminatı miktarlarından % 20 oranında müterafik kusur ve %20 oranında da hatır taşıması indirim yapılarak karar verilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması isabetsizdir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı … yararına hüküm altına alınan 50.336,73-TL ve davacı … yararına hüküm altına alınan 68.178,89-TL maddi tazminattan %20 oranında müterafik kusur ve %20 hatır taşıması indirimi yapılarak ve yapılan bu indirimlerin takdiri indirim olması nedeniyle reddedilecek kısım bakımından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekmediği ve yargılama giderlerinin de paylaştırılamayacağı ile harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca; ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve yanılgılı hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3314 E., 2020/5375 K. Sayılı emsal içtihadı)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 gün ve 2015/332 E,- 2017/553 K. sayılı kararına karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan açıklanan nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise (1) sayılı bentte gösterilen sebeplerle REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 2.024,00-TL nispi maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 gün ve 2015/332E,- 2017/553 K. sayılı sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 32.215,51- TL destekten yoksun kalma tazminatının 08/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ a verilmesine, Fazlaya ilişen isteğin reddine, 5/2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca kabul edilen tazminat miktarı üzerinden davalıdan alınması gereken 2.200,64- TL karar ve ilam harcından peşin alınan + ıslah harcından oluşan 27,70 TL + 168,51 TL toplam 196,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.004,43- TL nispi karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,( İlk derece mahkemesince yazılmış harç tahsil müzekkeresi varsa tekerrür oluşmaması bakımından gözetilmesine) 5/3-Davacı …’ın yargılama sırasında vekille temsil edildiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 4.832,33- TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 5/4-Davalı tarafından ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından hususta karar verilmesine yer olmadığına, varsa üzerinde bırakılmasına, 5/5-Davalı sigorta şirketi yargılama sırasında vekille temsil edilmiş ise de, reddedilen kısım takdiri indirime ilişkin olduğundan davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığna, 5/6-Davacı tarafından yapılan peşin harç, vekalet harcı, başvuru harcı, bilirkişi ücreti, posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.012,50 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, 5/7-Asıl dava dosyası ile birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/265 esas sayılı davanın KISMEN KABULÜ İLE; 43.634,49- TL destekten yoksun kalma tazminatının 08/03/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak birleşen dosya davacısı …’ a verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 5/8- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.980,67- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 237,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.703,07-TL karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,( İlk derece mahkemesince yazılmış harç tahsil müzekkeresi varsa tekerrür oluşmaması bakımından gözetilmesine) 5/9- Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 6.472,48 -TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, 5/10- Dosyaya tensip aşamasında iken birleştirme kararı verildiğinden davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına 5/11- Davacı tarafından yapılan peşin harç, vekalet harcı, başvuru harcı, muhabere dava açma ücretinden oluşan toplam 286,10 TL yargılama masrafından davada haklı çıkma oranına göre hesap olunan 280,39 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına, 5/12-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine iadesine. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/12/2020