Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2734 E. 2020/3848 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2734
KARAR NO : 2020/3848
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI : 2016/290 E., 2018/220 K.
DAVANIN KONUSU: Mülkiyet (Tespit İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Mah. … Cad. No:… Şile/İstanbul adresinde bulunan maden ocağına 2013 yılında alınan ruhsatla taş kırma ve eleme tesisi kurulduğunu, tesisin üretici firma olan ….Ltd. Şti’ne sıfırdan yaptırıldığını ve satıcı … Ltd. Şti’den 30.07.2015 tarihinde finansal kiralama yolu ile satın alındığını, davalı tarafından Şile Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/21 D.iş dosyasına tespit talebinde bulunularak, müvekkilinin adresinde kurulu olan tesisin, … tescil plaka nolu … marka iş makinesinin kendisine ait olduğunu, tesisin ve iş makinesinin müvekkili şirket tarafından davalının rızası hilafına 5 yıldır kullanıldığı iddiasıyla makinelerin durumları, ekonomik getirisi, piyasa rayiç kira ve mali değerinin tespiti talebinde bulunulduğunu, dosyaya sunulan belgelerden davalıya ait tesisin 2011 yılında … alındığını, alınan bu tesisin … Mah. No:… Hadımköy Yolu Arnavutköy Beldesi Arnavutköy/İstanbul adresindeki maden sahasında kurulduğunu, davalının 1 adet sabit darbeli Tip primer kırma tesisi, 1 adet sabit bantlı konveyör, 1 adet ara bunker, 2 adet B03/F/32 sabit bantlı konveyör, 1 adet sabit bantlı konveyör, 1 adet E02/B titreşimli, 1 adet sabit bantlı konveyör, 1 adet B/03/C/15 sabıt bantlı konveyör, TK8x40 M3 … siloları ve elek taşıyıcı sistemleri, 1 adet elektrik ve kumanda panolarından oluşan tesisin hiçbir marka ve model belirtilmeden müvekkili şirket adresinde bulunan tesisin kendisine ait olduğunun ileri sürüldüğünü, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre makinelerin müvekkili şirkette bulunan makinalar ile aynı olduğu kanaatine varıldığını, 34 07-9044 tescil plaka numaralı … marka iş makinesinin tesiste bulunmadığının rapor edildiğini, davalı tarafından kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü makine listesinin tüm taş kırma ve eleme tesislerinde bulunması zorunlu makinelerden olduğunu, müvekkili firmada bulunan ve tespite konu tesisin davalıya ait olduğuna dair hiçbir ayırt edici özellik, marka ve model belirtilmediğini, müvekkili şirkete ait dava konusu tesis üzerinde halen üretici firmanın etiketleri bulunduğunu, davalıya ait tesisin 2009 yılında alınmış olmasına rağmen müvekkiline ait olan ve tespit yapılan tesisin 2014-2015 yılı yapımı olduğunu ve müvekkili şirkette bulunan tesisin davalıya ait olmadığının somut delili olduğunu, müvekkili şirketin Şile/İSTANBUL adresindeki taş kırma tesisine ait ruhsatını 2013 yılında almış olduğu için müvekkiline ait tesisin davalıya ait olmasının mümkün olmadığını, davalıya ait Arnavutköy /İSTANBUL adresinde bulunan tesisin habersiz sökülmesi veya müvekkili tarafından yerinden alınıp Şile’deki adrese kurulmasının mümkün olmadığını, davalının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tesis hakkında beş yıldır hiçbir işlem yapılmaması ve bu beş yıl sonunda müvekkili firmaya ait tesisin kendisine ait olduğunu iddia etmesinin akla ve mantığa aykırı olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle değişik iş dosyasından tespiti yapılan taş kırma ve eleme tesisinin müvekkili şirkete aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden görev itirazında bulunduğunu, esasa ilişkin olarak da Şile Sulh Hukuk Mahkemesinin tespitine konu olan taş kırma ve eleme makinesinin davacının da beyanlarında kabul ve ikrar ettiği üzere, davacıya teslim olunduğunu, akabinde hem cari hesaptan kaynaklı alacağın ödenmemesi hem de taş kırma ve eleme tesisinin … tesislerinde kullanıldığının öğrenilmesi üzerine tesisin yerinden kaldırılması, taşınması, değiştirilmesi hususlarının önüne geçmek adına tespit yaptırıldığını, tespite göre makineler kompleksinin, davacı şirkete ait maden sahasında kullanılır ve çalışır vaziyette tespit edildiğini, söz konusu makinelerin … Mah. No:… Hadımköy Yolu Arnavutköy Beldesi adresinde olduğunun davacı tarafından belirtildiğini, davaya konu makineler kompleksiyle ilgili tespitin yerinde inceleme yapılarak uzman bilirkişi eliyle yapıldığını, davacının bu tespitin ardından bahse konu makineler üzerinde değişiklik yaparak, parçalarını değiştirerek, etiketler ekleyerek davacıya aitmiş izlenimi uyandırmaya çalışmasının, tespiti yapılan müvekkile ait makineler kompleksini başka bir yere kaçırıp maden sahasına başka makineler getirmiş olabileceğini, müvekkile ait makine ve ekipmanların davacı şirkete ait şantiyede davacı şirket tarafından fiilen kullanılmakta olduğunun tespit edildiğini, davacının sonradan yapacağı hiçbir işlemin, mahkeme tarafından yapılan tespitle belirlenen hakikati değiştirir nitelikte olamayacağını belirterek, davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonunda;”Tüm dosya muhteviyatı ve bilirkişiler tarafından yapılan tespitler doğrultusunda; davacı taraf davalının Şile Sulh Hukuk Mahkemesine taş kırma ve eleme tesisinin kendisine ait olduğuna dair yaptırmış olduğu tespitin hatalı olduğu, söz konusu tesisinin kendilerine ait olduğu iddiasında bulunmuş, davalı taraf buna karşılık müvekkili şirketlerin davacı şirketin yetkilisi ve ortağı olan şahısların sahibi oldukları … isimli şirketten alacaklı olduğu, taş kırma ve eleme makinesi ve eklerinin zaten davacıya teslim olunduğu, ama bu makinelerin mülkiyetinin davalı şirkete ait olduğu yönünde savunmada bulunmasına karşılık mezkur tespit dosyası ve mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemeler sonucu oluşturulan bilirkişi raporları hep birlikte incelendiğinde; davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı ve faturalara konu mal ve ekipmanların davacı şirkette işletilen Şile-Üvezli mevkiinde kullanıldığı tespit edilen ve bilirkişi tarafından fotoğrafları çekilen makine ve ekipmanlarla aynı olması, Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespitin bu suretle hatalı olduğu, daha önce tespiti yapılan makineler ile mahkememizce yaptırılan tespite konu makinelerin aynı olmadığı bu suretle davacı şirketin davasında haklı olduğu kanaatine varıldığı” gerekçesi ile;Davanın KABULÜ ile davaya konu edilen ve bilirkişi tarafından tespitleri yapılan makinelerin aidiyetinin davacı şirkete ait olduğunun TESPİTİNE karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı makineler kompleksinin … isimli firmaya yaptırıldığını iddia etmiş ise de Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/77 Değişik İş sayılı dosyasında durumun böyle olmadığının ortaya çıktığını, mahkemenin bu hususları dikkate almadan karar verdiğini, dosyada mevcut … Tespit Tutanağı başlıklı belgede “60 gün evvel montajı yapılan tesis” denmekle davacının tüm iddialarının çürütüldüğünü, söz konusu belge ile tesisin … tarafından kurulmadığının ispatlandığını, mahkeme ve bilirkişiler tarafından bu belgenin dikkate alınmadığını, defalarca tutanak düzenleyicilerin olay mahallinde dinlenmesi konusunda talepte bulunmalarına rağmen mahkemenin bu konuda karar vermeyerek acele ile karar verdiğini, ayrıca incelenen davacının ticari defterlerinin usulüne uygun açılış ve kapanışlarının olmayışının da dikkate alınmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemede; Dava, mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir. İstinaf eden tarafın istinaf sebeplerine ve resen incelenmesi gereken kamu düzenine ilişkin hususlara göre dosyada yapılan inceleme de, yerel mahkeme tarafından tarafların dayandığı delillerin tam olarak toplandığı, usulüne uygun değerlendirildiği anlaşılmakla, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle uzman bilirkişilerin raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, az yukarıda yazılı istinaf sebeplerinin yerinde olmamasına göre davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/03/2018 tarih ve 2016/290 esas, 2018/220 karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 13.662,00-TL harçtan peşin yatırılan 3.377,00-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 10.285,00-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik HMK.nun 361/1.madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10/12/2020