Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2721 E. 2020/3900 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2721
KARAR NO: 2020/3900
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI: 2014/1689 E. – 2017/1336 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan, davalılardan …’nın sürücüsü, diğer davalının da işleteni bulunduğu … plaka sayılı araç ile vekil edenlerinin oğlu ve kardeşi olan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucunda meydana gelen 12/03/2014 günlü trafik kazasında …’ın hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) davacı anne … için 2.000,00-TL ve baba … için 2.000,00-TL olmak üzere toplam 4.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000,00-TL cenaze ve defin giderinin tüm davalılardan, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 75.000,00-TL ve davacı kardeşler için de her biri için ayrı ayrı 10.000,00-TL olmak üzere toplam 210.000,00-TL manevi tazminatın da sigorta dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … Sigorta Şirketi cevap dilekçesinde özetle: … plakalı araç, sigortalı şirket tarafından tanzim edilen, 03/01/2014-03/01/2015 vadeli … poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, bunun için de adli tıp kurumunda kusur incelemesi yapılmasını istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalılar … ve … vekili ise cevap dilekçesinde özetle: Kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsüne hiçbir kusur izafe edilmediğini, kazanın tamamen kırmızı ışıkta geçmeye çalışan, hız sınırının 50 km olduğu güzergahta yaklaşık 80 km hızla giden ve sürücü belgesi olmaksızın motosiklet kullanan müteveffa sürücüsünün tamu kusuru ile meydana geldiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak görülerek sonuçlandırılan İstanbul Anadolu 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/164 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacılar miras bırakın olduğu anlaşılan …’ın ölümü ile sonuçlanan çift taraflı trafik kazası sonucunda davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, tüm kusurun destek …’a ait bulunduğu, bu durumda hiçbir kusuru olmayan karşı aracın ZMM sigortacısı, sürücüsü ve malikine karşı açılan davanın usul ve yasaya uygun olmayacağı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; olayla ilgili ceza mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden alınan kusur raporuna karşı bir itirazda bulunmadıkları halde yargılama sırasında ATK’dan temin edilen 26/10/2017 günlü kusur raporunun hükme esas alınması sonucunda davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, zira ceza mahkemesi yargılaması sırasında keşfe bağlı olarak bulunan 28/08/2014 günlü raporda davalı sürücü …’nın asli, …’ın da tali kusurlu olduğunun belirlendiği, bu rapora …’nın itiraz etmesi üzerine dosyanın ATK’ya gönderildiği, buradan alınan 03/02/2015 günlü rapora göre; sanık sürücünün kusursuz olduğu ölenin ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu rapora taraflarınca itiraz edilmesi üzerine İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı’nda görevli öğretim üyesi bilirkişilerden alınan 12/10/2015 günlü raporda ise; …’nın tali, …’ın ise asli kusurlu olduğu sonucuna varıldığı, bu durumda raporlar arasında oluşan çelişki giderildiğinden söz edilemeyeceği ayrıca aynı kaza nedeniyle İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde Güvence Hesabına yöneltilerek açılan 2015/1103 Esas sayılı dosya kapsamından temin edilen 25/12/2017 günlü bilirkişi raporunda da, davalı tarafın kazanın oluşumunda %25 oranında kusurlu bulunduğunun açıklandığı, ceza mahkemesince verilen kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın halen Yargıtay’da bulunduğu ve sonuçlandırılmadığı, dolayısıyla davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat isteğine ilişkindir. Haksız fiil sonucunda meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak bir talepte bulunulması halinde kazanın oluşumundaki taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsurlardan biridir. Borçlar Kanununun 74. maddesinde “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz” hükmü öngörülmüştür. Kazanın çift taraflı trafik kazası oluşu, ceza mahkemesi tarafından ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 03/02/2015 günlü rapora itibar edilerek sanık … Yardımcının beraatine kararı verilmiş ise de bu kararın temyiz edilmesi nedeniyle dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve henüz temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı da değerlendirildiğinde, ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden alınan 03/02/2015 günlü rapor ile İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı’nda görevli öğretim üyesi bilirkişilerden alınan 12/10/2015 günlü rapor arasında oluşan çelişkinin; görülmekte olan dosya kapsamında yine ATK İstanbul Trafik Dairesinden temin edilen 26/10/2017 günlü kusur raporu ile giderildiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bu durumda, mahkemece somut olayın niteliğine göre, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan; kaza tespit tutanağı, kaza ile ilgili soruşturma evrakları, ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası, konuya ilişkin tüm kusur raporlarını da irdeleyen ve varolan çelişkileri de giderebilecek nitelikte, 12/03/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karışan sürücülerin olaydaki kusur durum ve oranlarının ne olacağı konusunda açık, ayrıntılı ve denetime imkan verecek nitelikte rapor alınması, alınacak bu raporla dosyada mevcut raporlar arasında oluşan çelişkili durumun giderilmesine çalışılması ve ondan sonra esas hakkında karar verilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca isabetsiz olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarih ve 2014/1689 E. – 2017/1336 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacılar tarafından yatırılan 35,90-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a/6 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/12/2020