Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2706 E. 2020/3742 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2706
KARAR NO: 2020/3742
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI: 2014/1139 E., 2017/211 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili;25/01/2013 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile sürücüsü davalı … olan … plakalı aracın kaza yaptığını, müvekkiline ait araç sürücüsünün kusursuz olduğunun … tarafından tespit edildiğini, müvekkilinin aracında 6.147,25-TL hasar nedenli onarım zararı ile değer kaybının meydana geldiğini belirterek kaza sonucu müvekkilinin uğradığı zararların tespitine ve davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …; kazanın meydana geldiği yerde “yol ver” tabelası bulunduğunun yersiz olduğunu, çünkü tabelanın ters taraftan geleni bağlayan bir “yol ver” tabelası olduğunu, seyir esnasında bunu görmesinin imkansız olduğunu, kendi istikametini bağlayan bir “yol ver” tabelası olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili; kaza tarihi itibariyle müvekkili tarafından düzenlenmiş bir poliçe bulunmadığını, bu nedenle müvekkili açısından davanın reddine karar verilmesini, ayrıca kusur incelemesi yapılması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava trafik kazası nedeniyle tazminat isteminden ibarettir. Mahallinde keşif yapılarak kazadaki kusur oranları yönünden rapor aldırılmış olup, trafikçi bilirkişi … tarafından sunulan raporda sürücü …’nin %80, …’un ise %20 kusurlu olduğu mütalaa edilmiş, itirazlar üzerine aldırılan yeni bir bilirkişi raporunda bilirkişi …, …’nin %70, …’un %30 kusurlu olduğunu mütalaa etmiş olup, böylece alınan kusur raporlarında çelişki bulunması üzerine hasar ve kusur konusunda uzman bilirkişi Prof Mak Yük Müh …’dan rapor aldırılma yoluna gidilmiştir. Kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişi Prof. Mak. Yük. Müh. … raporunda; … plakalı araç sürücüsü …’un %40, … plakalı araç sürücüsü …’nin %60 oranında kusurlu olduklarını, araçta yenilenen parça tutarının 3.111,02-TL, kaporta, mekanik, elektrik, boya vs işçilik tutarının 1.300,00-TL, sarı folyo uygulamasının 338,98-TL ve %18 KDV 855,00-TL olmak üzere toplam hasar tutarının 5.605,00-TL olduğunu, davacının talep edebileceği hasar tutarının ise kusur oranına göre (5.605,00×0.4=2.242,00) 2.242,00-TL olduğunu mütalaa etmiş olup, sunulan bu raporda kusur oluşumunun takdirindeki sebepler ve hasar durumuna ilişkin değerlendirmeler denetime elverişli ve dosya kapsamındaki bilgi, belge ve olayın oluş şekline uygun görülmekle hükme esas almaya elverişli görüldüğünden davanın belirtilen bu rapordaki kusur ve zarar durumuna göre kısmen kabulü gerektiği ” gerekçesiyle “1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 2.242,00-TL tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Müvekkiline ait araç sürücüsünün kusursuz olmasına rağmen %60 oranında kusurlu kabul edilerek karar verilmesinin, ayrıca talepleri olmasına rağmen araç değer kaybı konusunda karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfat ve istinaf nedenleri ve kapsamı ile sınırlı olarak yapılan incelemede: Davacı araçta oluşan hasar bedelini asgari değer olarak göstermek suretiyle belirsiz alacak davası şeklinde açtığı davada, aracın hasarlanması yanında bu nedenle aracın ayrıca değer kaybettiğini de belirterek, araçtaki değer kaybının da ayrıca tespitini ve tahsilini istemiş olduğu halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı gibi, mahkemece de bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Bu durum HMK m.353/1-a/6’daki hali oluşturacağından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerindedir. Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek yörülmemiştir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf itirazının yukarıda belirtilen gerekçeye istinaden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, dava dosyasının gerekçeye uygun işlem yapılması ve yeni bir karar oluşturulması için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; 3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davacıya İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,HMK. M.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.19/11/2020