Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2701 E. 2020/3908 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2701
KARAR NO : 2020/3908
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI : 2017/3 E. – 2018/764 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın sevk ve idaresindeki … pala sayılı araç ile davalı … nezdinde ZMM sigortalı bulunan, davalılardan …’ın maliki, davalı …’ın da sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın karıştığı 20/07/2016 günlü trafik kazasında vekil edenine ait … plaka sayılı park halindeki aracın hasarlandığını, kaza tespit tutanağındaki belirlemelere göre … plaka sayılı araç sürücüsünün %75 oranında, diğer davalı araç sürücüsünün de %25 oranında kusurlu olduğunu, vekil edeninin ise herhangi bir kusurunun bulunmadığını, yapılan başvuru sonucunda davalı … tarafından 4.000,00-TL hasar ödemesi yapılmış ise de yapılan bu ödemenin oluşan hasar bedelinin karşılamaktan uzak kaldığını, ayrıca değer kaybı zararı ile hasarlanan aracının kullanamaması nedeniyle yerine araç kiralamak zorunda kalan vekil edeninin uğradığı zararın da giderilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 14.000,00-TL’si hasar bedeli, 3.000,00-TL’si ikame araç kira bedeli ve 500,00-TL’si de değer kaybı zararına karşılık olmak üzere toplam 17.500,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden işletilecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 07/05/2018 günlü ıslah dilekçesini de hasar bedeline ilişkin istek miktarını 14.677,00-TL’ye kira bedeli zararına ilişkin istek miktarını da 3.690,00-TL’ye çıkartıklarını açıklamıştır.Davalı … cevabında özetle; dava konusu trafik kazasında kesinlikle davacının aracına bir temasın olmadığını, kazanın tamamen diğer araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğini, zaten kaza tespit tutanağında da kendisine atfedilen bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili yargılama sırasındaki beyanlarında ve bilirkişi raporuna itirazlarında özetle; vekil edeni sigorta şirketine talep edilen kazanç kaybı zararından sorumlu olmadığını, araçta değer kaybı zararının da oluşmadığını, ayrıca araç hasar bedelinin de zaten ödendiğini, dolayısıyla sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalılar …, duruşma oturumlarındaki beyanlarında özetle; kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, bu nedenle de aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, davalı …’ın … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, kazanın oluşumunda kendisinin ve araç sürücüsünün kusurlu bulunmadığını, kaldı ki hasar bedelinin sigorta tarafından ödendiğini belirterek davayı kabul etmediğini açıklamıştır.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek talep konusu kazanın oluşumunda … plaka sayılı davalı araç sürücüsü …’nın %75 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacı araçtaki toplam hasar miktarının 18.644,00-TL bulunduğu, bunun 4.000,00-TL’sinni davalı … tarafından karşılandığı, tamirin ekonomik olmaması nedeniyle değer kaybı zararının oluşmadığı, ancak kira bedelinin 3.960,00-TL olduğunun belirlendiği gerekçesiyle;”1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, Dava konusu 20/07/2017 tarihli trafik kazası sonucu davacının maliki olduğu … plakalı aracın maddi hasara uğraması nedeniyle takdir ve tespit olunan 14.677,00 TL hasar bedeli ve 3.690,00 TL araçtan mahrumiyet bedeline ilişkin tazminatın müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,Hüküm altına alınan tazminata kazanın gerçekleştiği 20/07/2017 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine,Değer kaybına ilişkin tazminat talebinin reddine ,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … ve davalı … tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı …’ın istinaf nedenleri; yargılama sırasında kazanın oluşumunda davalı …’nın %75 oranında, kendisine ait araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu bulunduğu belirlendiği halde, kusur durumu gözetilerek sürücünün kusuruna isabet eden miktarla sorumlu tutulması gerekirken, tüm zarardan diğer sürücü ile birlikte sorumlulukları yoluna gidilmesinin hatalı olduğuna ilişkindir.Davalı … vekilinin istinaf nedenleri ise; sigortacı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda sadece %25 oranında kusurlu olduğu gözetildiğinde ve yapılan ödeme dikkate alındığından bakiye hasar bedeline ilişkin bakiye sorumluluğunu sadece 669,25-TL olduğu belirgin olduğu halde oluşan zararın tamamında müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının doğru olmadığı, ayrıca ZMM sigortası genel şartlarına göre araç mahrumiyeti zararı teminat kapsamı dışında olmasına rağmen vekil edeni sigorta şirketinin bu zarar bakımından da sorumlu tutulmasının isabetsiz bulunduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar zararının, değer kaybı zararı ve araç mahrumiyeti zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; İstinaf nedenlerine göre; taraflar arasında, davacıya ait olan ve park halinde bulunan … plaka sayılı aracın hasarlanması ile oluşan 20/07/2016 günlü trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın %75 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacının ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıya ait araçtaki hasar bedelinin 18.677,00-TL olduğu, bunun 4.000,00-TL’sinin davalı … tarafından ödendiği ve davacının araç mahrumiyet zararının da 3.690,00-TL olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamakta olup, durumun böyle olduğu da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılara ait kusur durumunun belirlenecek tazminat miktarında gözetilmesinin gerekip gerekmediği ve davalı … şirketinin araç mahrumiyeti zararından sorumluluğu yoluna gidilip gidilemeyeceğine ilişkindir.1-Davacının uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK’nın 88 ve TBK’nın 162 ve devamı madde hükümlerine göre; sigortacı dahil haksız eyleme karışan zarar sorumlularından her biri teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz veya bir miktar kusurlu olan davacı taraf, yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, kendi kusuru dışında kalan kusur sorumlularının tamamına veya birkaçına ya da sadece birine karşı dava açarak kendi kusuru dışında kalan zararın tamamının giderilmesini isteyebilir. Davalı tarafa ait kusur oranları, zarar sorumlularının kendi iç ilişkilerini ilgilendiren husus olup rücuda dikkate alınabilecek bir durumdur.Somut olayda davacı taraf müteselsil sorumluluğu dayanılarak tazminat talep ettiğini ve kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığına göre yazılı biçim ve şekilde oluşan zarardan tüm davalıların birlikte sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, bu yöne ilişen her iki davalı istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davalı … şirketinin araç mahrumiyeti zararına ilişkin (ikame araç kira bedeli) istinaf isteğine gelince; ZMM sigorta şirketleri 3.kişilerin araçlarında oluşan gerçek zararın gidermekle yükümlüdürler. Gerçek ( doğrudan) zarar kapsamı içinde araç hasar bedeli ve değer kaybı zararı bulunmakta ise de zarar gören aracın kullanılamaması nedeniyle araç mahrumiyeti zararı dolaylı zararlardan olup, davalı … şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen ZMM Sigortası Genel Şartlarına göre teminat kapsamında değil ise de somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın uğramış olduğu hasar nedeniyle tamirin ekonomik olmadığı, bu nedenle değer kaybı zararı oluşmadığı, ancak ekspertiz tarihi olan 27/02/2016 ile davalı … tarafından yapılan ödeme tarihi olan12/10/2016 tarihi arasında geçen 83 gün nedeniyle zarar oluştuğu belirtilerek, bu kadar gün için araç mahrumiyeti zararı hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı … şirketinin geç ödeme yapmasından doğduğu anlaşılan araç mahrumiyeti zararından genel hükümlere göre sorumlu olması gerektiği konusunda duraksama bulunmadığından, mahkemece yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasında da herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı … şirketinin bu yöne ilişen istinaf isteğinin de yerinde olmadığı sonucuna varılarak, her iki davalının istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalılardan davalı …Ş. vekili ile davalı … tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılardan alınması gereken 1.002,58-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 501,30-TL’nin düşümü ile kalan 501.28 -TL harcın davalı …Ş’ ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/12/2020