Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2563 E. 2020/3820 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2563
KARAR NO: 2020/3820
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2015/523E., 2018/641 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 13/03/2014 harç tarihli dava dilekçesinde; 16.11.2013 tarihinde davalı …’ın … plakalı aracı ile önce … plakalı araç sürücüsü …’a çarpıp daha sonra hızını alamayarak kaldırımda bekleyen …’e çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, … plakalı aracın malikinin … olduğunu ve … Sigorta Şirketi’ne Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yapıldığını, … plakalı aracın malikinin … Ltd. Şti olduğunu ve … Sigorta A.Ş’nin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yapıldığını, davacı …’in kaza neticesinde Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındığını ve kazada ciddi zarar gördüğünü, vücudunun değişik yerlerinde kırıkların meydana geldiğini, başından yaralandığını, müvekkilin tedavisinin halen devam ettiğini, baş dönmesi, kalp damarında tıkanıklık, araba çarpan tarafı olan sol kolunda sıkıntıların devam ettiğini, başına aldığı darbe nedeniyle kısmi hafıza kaybı oluştuğunu ve görme kabiliyetinin zayıfladığını, kazanın meydana geldiği 16.11.2013 tarihinden bu yana yaşamını sürdürmek için başka birinin yardımına ihtiyaç duyduğunu, bu sebepten müvekkilinin eşinin dört aydır izin kullandığını, müvekkilinin emekli olmasına rağmen Tüzükat-ı Timur, Tarih-i Muhammedi ve Türkistan Kaygısı kitaplarının baskısında asistanlık yaptığını, geçirdiği kaza sebebi ile bir daha eskisi gibi sağlıklı olamayacağından çalışamadığını ve ıstırap yaşadığını belirterek, 55.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 05/04/2015-2014 vadeli trafik sigortası ile sigortalandığını, trafik sigortası uyarınca manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, trafik sigortasının zarar sigortası olduğunu, davacı tarafın uğradığı zararları ispatla yükümlü olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün dava konusu maluliyetinin oluşumundaki kusuru ile sınırlı olduğunu, temerrüt tarihinin tüm delillerin tamamlanmasından sonra müvekkili şirkete tebliğinden itibaren 8 iş günü ile başlayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın haksız ve kötü niyetli olarak çıkar sağlama amacı güttüğünü, davaya konu trafik kazasında tam kusurlunun davacı asil olduğunu, olay günü otobüs durağında beklemek yerine durak önünde bulunan demir blokları da geçmek suretiyle üç şeritli yolun sağ şeridinde yolda beklemekte iken diğer davalı … idaresinde bulunan münibüsün çarptığını, davacının beklediği yerin araçlara ait olmasına rağmen trafik kurallarına aykırı şekilde trafiği ve kendisini tehlikeye düşürecek şekilde araç yolu üzerinde beklediğini, davalı müvekkili … ile diğer davalı …’ın karışmış olduğu trafik kazasının hafif maddi hasarlı olmakla davacının araç yolunda bulunması sebebi ile olayın yaralamalı trafik kazasına dönüştüğünü, kusurun kendisinde olduğunu, İstanbul Anadolu 60.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/574 esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, müvekkilinin davacının bütün zararlarını karşıladığını, 1.000,00 TL’yi ödediğini, davacının eşinin işe gidemediği, hastane masraflarının, refakatçi masraflarının ve bir çok masrafı olduğu iddialarının soyut ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, kaza neticesinde davacının birçok rahatsızlığının ve hafıza kaybı olduğu iddialarının raporlar incelendiğinde bulunmadığının görüleceğini, mesleği ile ilgili olarak gelir durumunu ispat etmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin kabul edilemez olduğunu, manevi zararlarının bulunmadığını, davacının kazada %100 kusurlu olduğunu belirterek, müvekkilleri yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirketçe 30/03/2013-2014 tarihleri arasında trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında sakatlık tazminatının 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, temerrüt tarihinin tüm delillerin tamamlanmasından sonra müvekkili şirkete tebliğinden itibaren 8 iş günü ile başlayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve …’na dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, bu davalılarca cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Maddi Tazminat talebi yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Manevi tazminat davasının davalılar … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta Şirketi yönünden REDDİNE, davalılar …, …, … ve … Ltd. Şti. yönünden KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 40.000,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 16/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … ve … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Verilen karar davalılar …, … vekili ile davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalılar …, … vekili istinaf dilekçesinde; söz konusu olayın davacının kusurlu hareketi ile meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, mahkemenin eksik ve hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna dayanarak hukuka aykırı bir hüküm tesis ettiğini, davacı tarafın manevi zararı olmadığından davanın reddi gerekmesi dışında talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … Ltd. Şti. Vekili istinaf dilekçesinde; olayın davacının kusurlu hareketi ile meydana geldiğini ve müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, davada keşif yapılmadan hüküm kurulduğunu, mahkemenin eksik ve hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna dayanarak hukuka aykırı bir hüküm tesis ettiğini, davacı tarafın manevi zararı olmadığından davanın reddi gerekmesi dışında talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme sonunda; 16.11.2013 tarihinde davalı …’ın … plakalı aracı ile önce … plakalı araç sürücüsü …’a çarpıp daha sonra hızını alamayarak kaldırımda bekleyen …’e çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davacının İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalının 17/01/2018 tarihli raporunda da tespit edildiği üzere %58 oranında kalıcı malûliyetine neden olacak şekilde yaralandığı, kalıcı malûliyet oranı ile 16/11/2013 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası arasında doğrudan illiyet (nedensellik) bağı bulunduğu, olayda davacının kusursuz, davalı sürücü …’ın %75, davalı sürücü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen malûliyetin oranı, davacının yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece davacı … yönünden takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen kusurla ilgili Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve takdir edilen manevi tazminat miktarının yerinde olmasına göre davalılar …, … vekili ile davalılar … ve … Ltd. Şti. vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usûl ve yasaya uygun olan … Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/05/2018 tarih ve 2015/523 Esas, 2018/641 Karar sayılı kararına yönelik olarak davalılar … ve … vekili ile davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 madde hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken karar ve ilam harcı davalılar …, …, … ve … Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırıldığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına, HMK.nun 353/1-b/1. madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020